17. Bölüm: Açık Göz İçin İntikam

38 34 59
                                    

Gece olurken uyandım. Pirmin'in hiçbir şey söylememiş olması sinirimi bozmuştu. Etraf hayli karanlıktı. Dışarıda yağmur yağıyordu. Yağmur damlalarının cama çarpma sesini duyuyordum. Doğruldum. Dışarıdaki sesi dinledim. Mindi birazdan gelirdi. Biyolojik saatim oldukça iyiydi.
Ayağa kalktım ve aynadan kendime baktım. Karanlıkta görmek zordu ama görüyordum. Saçım bir hayli dağılmıştı. Saçımı açtım ve tarakla taramaya başladım. Derin bir iç geçirdim. Sonra bir toka alıp saçımı at kuyruğu topladım. At kuyruğu belime kadar geliyordu.

Tarağı yerine koydum. Yağmurun sesini dinledim. Pirmin beni yoruyordu. İnsanların bazen gerçekten bilmeye ihtiyaçları oluyordu anlaşılan. Çünkü belirsizlikler beni yormaya başlamıştı. Pirmin hakkında... Hayatım hakkında olan tüm bu belirsizlik. Yorulduğumu hissediyordum. Bir şekilde beni tüketiyordu. Ayağa kalktım ve elbisemi düzelttim. Bu sırada gardırobun açıldığını duyunca oraya döndüm. Kapağını açtığımda bir çarpma sesi geldi duvarın ardından. Ve dolap itilirken Mindi'nin homurdandığını duydum. Dolabı çekip karşısında beni görünce korkudan küfretti. Güldüm.
"Hadi." Dedim.

Somurtarak bana bakarken odamı kontrol ettim. Unuttuğum bir şey yoktu. Mindi'nin arkasından tünele girdim. Tutmam için bana bir fener uzattığında feneri açtım. Etraf artık daha aydınlıktı. Beraber tünelin içinde yürümeye daha doğrusu sürünmeye başladık. İlk çatala vardığımızda hafif doğruldum. Burada farklı yerlere açılan iki çatal daha vardı. Yürümeye devam ettik.
Sol ve Alanzo'nun yanına vardığımızda, Mindi'nin elindeki diğer fenerleri aldım. Mindi yukarı açılan kapağı itti. Ve az sonra üçü de yere atladılar. Onlara birer fener fırlattım. Mindi tek eliyle havada set bir biçimde kaptı feneri. Alanzo elini açmıştı, fener onun duran eline doğruca düştü. Sol'ün ise fener kucağına düştü. Pirmin'in feneri bendeydi.

Beraber tünellerde dolaşmaya devam ettik. Yüksek yerleri tırmanırken önden Mindi gidiyordu, arkasından ben daha sonra Sol. Biz Mindi ile Sol'ü tutup yukarıya çekiyorduk. Ardından Alanzo geliyordu. Pirmin'in odasına vardığımızda hepimiz nefes nefeseydik. Mindi duvarı iterken nefesimizi düzenlemeye çalıştık.

Arkamızdan hızla esen bir hava akımı Pirmin'in odasına girmeye başladı. Tünele girdiğinde ona fenerini uzattım.
Mindi önde arkasında ben arkamızda Pirmin, arkasında Sol ve onun arkasında Alanzo sırayı tamamlıyorduk. İnleme sesi geldiğinde büyük koridora varmak üzereydik. İnleme duvarlarda yankılanırken hepimiz duvara yaslanıp anında fenerleri kapattık. Mindi silahını kaldırıp tünelin iki ucuna da tutmaya başlamıştı. Refleks olarak sağ kolumu, herkesin önüne uzatmıştım. Kalbim çok hızlı atıyordu.

Sesin nereden geldiğini bir anlayabilsek bu iş bitecekti fakat anlayamıyordum! Ses aynı anda her yerden yankılanıyordu. Mağaramsı saray sağ olsun.
Alanzo kızgın bir ses ile "Hani tünelleri kimse bilmiyordu!" dedi.
Mindi ona döndü ve tükürerek "Kapa çeneni!" dedi.

Ses tekrar gelmeye başladığında, kulağımı arkamızdaki duvara dayadım. Fakat sesin nereden geldiğini anlayamıyordum. Kafamı iki yana salladım. Ses gitmişti. Şu an biri ölüyor olabilir miydi? Dişlerimi sıktım.
Mindi sakin bir ses ile "Tünelleri kimse bilmiyor, ses yukarıdan gelmiş olmalı." Dedi.

Alanzo öfkeli bir şekilde ona baktı. "Peki refleks olarak neden silahı tünellerin iki ucuna tuttun?" Resmen suçluyordu.
Mindi kaba bir ses ile "Azınla söylüyorsun ya budala! Refleks olarak yaptım!" dedi. Kabalığı Alanzo'nun dişlerini gıcırdatmasında neden olurken fenerimi açtım.
"Dağılalım ve hızla odaları arayalım." dedim.

Çoğu çalışanın odası boştu zaten. Diğerleri kafalarını salladılar. Hızla ilerlerken, tünellerde adeta sürünüyordum. Çalışan koridoruna geldikten sonrası kolaydı, dün onca seferden sonra odaların yerini ve dönüşleri ezberlemiştim. Bir çıkışa geldiğimi anlamam için çıkmaz sokağa denk gelmem gerekiyordu. Ne ironik... Bir duvara daha geldiğimde, bu benim kontrol etmem gereken son odaydı.

Yeni Katil İçin Sinyal:2 (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin