Hazırlık ekibim kendime bakmam için geri çekilirken kıyafete baktım. Boğazımın yarısına kadar gelen, yarım yaka bir kıyafetti. Sıkı ve esnekti. Eklem yerlerinde tuhaf şişkinlikleri vardı. Oldukça dümdüz ve sadeydi. Hatta uyumlu beyaz ayakkabısı bile vardı. Yani neden beyazdı ki? Sanırım bu Howlelerin simgelediği şeylerle alakalıydı?
Saçımı tepeden sıkı bir şekilde at kuyruğu yapmışlardı. İki elimde de beyaz, kılıç kavramak için eldivenler vardı. Bir kaç esneme hareketi yaptım, oldukça rahattı. Hazırlık ekibi eğilince kafamla onları onayladım. Yavaş ama seri adımlarla dışarıya çıktılar. Ben yokken elbisemi kurcalarlar diye hançerimi valizlerimin en altında gizli bir bölmeye koymuştum. Merdivenlerden inip bahçeye ulaştığımda, ilk önce küçük prensle karşılaştık. Üstümdekilere şaşkınlıkla bakarken, ben havayı süzdüm. Hafif bulutlar vardı, hava henüz bozacak gibi değildi.
"Vay canına, prenses bu da nesi?" dedi ilgili bir sesle."Abinle maç yapacağız, gelmek ister misin?"
Hızla başını sallarken, "Bu çok iyi olacak." Diye mırıldandı hınzır bir tonda.
İki abisi pek isteksiz görünüyordu. Bir abisi ortalığa bakarken konuştu,
"Simon. Olmaz Dia'yı bulmalıyız." Dedi.
Katil günü yanımızda olmadığını hatırladım. Kafa selamlarımız dışında hiç sohbetimiz yoktu. Ayrıca prensle de bağlarının pek güçlü olduğunu düşünmüyordum. Diğer abisi,
"Ve bende babamızla buluşacağım. Abinle, Diana'yı arayın." Dedi.Simon oldukça somurturken araya girdim. "Ona ben bakabilirim."
Aynı anda bana baktılar. Biri "Aslında tam olarak, abim ve sizden prenses, koruması için gerekiyor."
Simon hızla "Askerler var." Dedi.
İkiside Simon'a gözlerini kısarak bakarlarken, Pirmin'in sesini duydum.
"Arzu ederseniz ben eşlik ederim." Dedi, Her zamanki sırıtışı ile.Babasıyla konuşmaya geç kalan prens, saatine bakarken sabırsızlıkla, "Pekala." Dedi. Ve hızla uzaklaştı.
Diğer abisi de bir baş selamı ile onaylarken hafif telaşlı bir şekilde uzaklaştı. Gergin bir hali vardı. Küçük prens, yumruğunu sıkıp havaya kaldırdı. Gülümsedim. Küçük prens usul usul yanıma gelirken hemen konuşmaya başladı."Prenses, seni üzmek istemiyorum fakat abim bir dövüş makinesidir." Dedi gururla.
"Bakarsın kazanır." Dedim. Sesi hafif kısıldı,
"Şu katil. Neden artık kimseyi öldürmüyor?"
Simon'un diğer yanında yürüyen Pirmin'in tedbirli gözlerle bana baktığını hissetim.
"Bilmiyorum." Dedim.
Derin bir iç çekti "Sol, bu sabah epey dalgındı."Aklıma bütün gece ayakta olduğu geldi.
"Endişedendir." Dedim. Konuyu değiştirmek ister gibi hızlı hızlı konuştu, tuhaf endişeli bir hali vardı..?
"Neyse şu saraydan gidelim. Yani kral kendi sarayında adam yakalayamıyor arkadaş! Birde beni getirdiler buraya marifetmiş gibi. 9 yaşında aptal ve mutlu görünmek gerçekten çaba istiyor." Deyince güldüm.
Kırılmış bir şekilde bana bakınca, elimi kaldırdım,
"Haklı olduğunu düşünüyorum." diye kıvırdım. "Sadece, sözlerin beni şaşırtıyor."
Güldü, alaycı bir gülümsemeydi. "Ayakkabılarının değerini anladığımda bende şaşırmış fakat orta yerde kahkaha atmamıştım, değil mi?"Güldüm, "Haklısın, özür dilerim."
Kafasını, evet anlamında salladı. Sonra Pirmin'e döndü.
"Şu gelir gelmez hastalanan, meşhur (!) bağışıklığı düşük çevirmen değil mi?" dedi.
Pirmin, "Oldukça kabasınız prens hazretleri. Umarım bu kabalığınız, şu durumda, basit bir çevirmeni ezerken, size bir şeyler katmıştır." Dedi.Küçük prens bunu anlamaya çalışırken yüzüne baktı. Bende yüzümü buruşturup ona baktım. Neredeyse antrenman alanına varmıştık. Kafamı alana çevirdim. 7 ye 7 metre ölçeğinde pürüzsüz beton bir daireydi.
Veliaht prens kollarını esnetiyordu. O da beyaz bir üniforma giymişti. Kalıbına tam oturmuştu. Küçük prens, abisinin kalıbını görünce genizden gelen bir şekilde güldü. Onun için maç şimdiden bitmişti. Ellerinde benimki gibi beyaz kılıç eldivenleri vardı. Bunlar ince ve parmaksız eldivenlerdi. Baş parmakları hariç. Eldivenler, kılıcı sağlam tutmak için oldukça pürüzlüydü. Fakat ip inceydi. Aslında, bu eldivenlerin tamamen saçmalık olduğunu düşünürken sahaya girdim. Prensin siyah düz saçları arkaya doğru kusursuz bir hizaya sokulmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Katil İçin Sinyal:2 (Tamamlandı)
FantasiKaplidio efsanesinin devam kitabıdır... Prenses ailesini asıl öldürenin kim olduğunu anladı. Fakat şimdi bir insanın savaşması gereken en zor kişiyle savaş veriyor... kendisiyle. Geçmişin her zaman size anlatılan değildir. Görmek ve öğrenmek baze...