Gol

419 22 8
                                    

Ludmila'dan
O kadar fanatik insanın içine böyle mi girecektim? Evet, ya ne olacaktı. Çıksam iyi olacaktı da nereden gireceğim? Gergin değilim, bulacağız. Bu yaptığım doğru mu? Siktir et ve geç Mila? Stadyuma girmemle elimdeki kapıda bakarak oturabileceğim yeri arıyordum, o kadar taraftar ve holigan arasında. Elime telefonumu aldığımda Kerem'den bir mesaj gördüm, şans öpücüğü? Bu durumda, beni mi buldun? Şimdi ara bul, soyunma odası nerede ki yanındaki odaya geleyim? Babamın yeri sanki! Okları takip et, yazıyor Mila? Gördüğüm tabela ve yazılarla birlikte ilerlemiştim, burası soyunma odasıydı. Yanındaki oda? Sağ mi sol mu? İlk hangisini denesem, ya yanlış bir şeyle karşılaşırsam? I don't care for it, şu an bu gerginlikten kurtulmam lazım!

K- Ludmila?

L- Kerem? Gel öpeyim gideyim ben çok geriliyorum biri görecek, bir şeyler soracak diye. Çok fazla kamera var burada, kalabalık hem of...

K- Sakin ol, alışacaksın buna. Sen ne yapacağını biliyorsun.

L- Olsun, gerildim.

K- Gel bir öpeyim, bir şey kalmaz.

L- Hayır diyemem... Kısa bir öpücüğün ardından kimseye görünmeden, ya da en azından bizim görüşümüz buydu. Yerime oturmuş yansımadaki deli gibi bağıran insanlara çok farklı bakmıyordum, bir uzaylı misali. O kadar anlamsız geliyordu ki... babam pek ilgilenmezdi ama Fenerbahçeliydi sorsan. Tabii ben pek bu tarz şeylerle ilgilenmediğim için pekte bilgi sahibi olmamıştım, üstüne olmakta istememiştim. Kerem'le yeniden başlatmaya çalıştığımız ilişkimizde büyük bir yerde olacaktı futbol, alışmalıydım. Kimin kim olduğunu asla kestiremeden önümdeki hareketliliği izliyordum, pek bir etki yaratmıyordu, migren tetiklemek dışında! Gerilmiyoruz demiştik, Kerem'in gol sözü var bir kere daha. Atamazsa savaş benimdir! Lavaboya gitmem gerekiyor. Kalabalığın arasında dikkatle ilerliyorken stadyumda yüksek bir ses yükseldi, penaltı? O da neyin nesiydi? Koridora geçip aramaya başlamıştım lavaboyu, mübarek ne bitmez koridor bu da? Yanımdan geçen süslü puslu hanımefendiye sormakta fayda vardı, üzerinde forma var.

L- Ben lavaboyu arıyorum, ne tarafta biliyor musunuz acaba?

F- Bende gidecektim, gelin benimle?

L- Teşekkürler.

F- Ben Farya bu arada, Berkan'ın sevgilisi.

L- Ludmila, öylesine biri. Karşımdaki Kadın bana şaşırtıcı bakışlarla bakıyorken ben Berkan'ın kim olduğunu düşünüyordum, bana sabır gerekli.

F- Burada lavabo.

L- Teşekkürler. İşimi halledip çıktım birlikte tekrar maça doğru yürüyorduk.

F- Sen Asena'nın arkadaşısın değil mi, Kerem'le anılan?

L- Maalesef öyle.

F- Rahatsız mısın bundan?

L- Bilmiyorum, her şey çok ani gelişti.

F- Birlikte misiniz?

L- Hayır, arkadaşım.

F- Anladım.

L- Farya?

F- Efendim?

L- Rica etsem numaranı verebilir misin? Sana ısındım.

F- Tabii.

——————-
Ludmila'dan
Maç bitmişti, 2-1 galibiyet almışlardı. Kerem gol atmıştı, yine kaybettik... Nasıl çıkacağım şimdi buradan ben?

F- Arabayla mı geldin?

L- Evet, ama statta değil, çökmeyelim dedik ilk günden.

F- Yakınlarda bir şeyler içelim mi?

ària | Kerem Aktürkoğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin