Kaybetmek

331 22 31
                                    

Stadyuma varmıştık, bizi özelden almışlardı. Hayır bir insanı izlenecek bir maç için ne kadar özelleştirilebilir? Neyseki vip locada olabilirdi, tribündeyiz. Farya'nın bahsettiği kişilerde gelince tanışmıştık, ikisi Türk biri yabancıydı. Aralarından bahsettiğim ikiliyi daha önce yemekte görmüştüm, peki ya diğeri? O da onlardan bir arkadaştır, ya kim olacak? Maç başlamıştı, asla ilgimi çekmiyor, hatta anlamıyordum. Onlar az çok heyecanla izlerken ben sadece tanıdığım Kerem ile takıp ediyordum maçı. Hava soğumuştu haliyle üşüyordum, yanlarından kalkıp tuvalete gideceğimi söyledim. Fazlasıyla üşüyordum ve bu rüzgarla sersemlik hissi yaratmıştı. Yavaşça tribünün arasından inince koridora doğru ilerledim, Farya'ya gelmesinin ne kadar gereksiz olacağını söylesem bile pekde değilmiş sanırım, bu uzun koridor kabusum olacak! Sonunda varabildiğimde bir süre orada kalmıştım. Geri döndüğümde oyuncular vardı içeride gezinen, ilk yarı bitmişti büyük ihtimalle. Dışarıya adım atmamla şu an burada neden olduğuma bir daha küfretmiştim! Buz gibiydi, üstelik tribün karışmıştı. Birden yanıma yaklaşan uzun boylu adama ve diştim dikkatimi.

A.B- İyi misiniz?

L- Sorma mükemmelim demek istesemde bunu yapmamıştım, sahte bir gülümseme almıştı yerini. İyiyim, sadece biraz soğuk. Ceketimi unutmuşum, salak kafam işte...

A.B- Ben vereyim size kendi ceketimi.

L- Yok buna gerçekten gerek yok, siz üşümeyin.

A.B- Hanımefendi biz sahada montla oynamıyoruz ya, siz alın.

L- Siz tam bir delisiniz! Yinede teşekkürler...

A.B- Rica ederim.

L- Bol şanslar...

A.B- Teşekkürler?

L- Salak gibi karşımda duran adamın yüzüne bakıyordum, nereden gideceğim hakkında hiçbir bilgim yoktu. Ama üzerindeki formadan olsa gerek Kerem'le aynı takımı paylaşmadığını anlamıştım. Yani o Galatasaray'da değildi, diğer takımdaydı. Şey ben aslında nereye gideceğimi unuttum, çok karışık...

A.B- Oturduğunuz tribünü biliyor musunuz?

L- Yok?

A.B- Telefonunuz falan varsa bilete bakardık?

L- Şey bilet yok, özel misafirim ben.

A.B- Ben bir Fenerbahçe oyuncusuyum, anlarsınız bende pek hakim değilim burada.

L- Fenerbahçe?

A.B- Evet?

L- Kaldım burada...

A.B- Benim maça dönmem lazım, umarım koşa sürede bulursunuz. Kusura bakmayın.

L- Sorun değil asla, hata bende. Çok teşekkür ederim ceketi teslim edebilirim?

A.B- Buna gerek yok, iyi günler.

L- Bol şans, şey dursana!

A.B- Sorun nedir?

L- İsminiz neydi?

K- Ludmila?

L- Kerem?

K- Sen ne zaman maça geldin?

L- Bir saat oluyor, yerimi kaybettim!

Okan Buruk- Ludmila?

L- Okan bey? Nasılsınız?

Okan Buruk- İyi, siz?

L- İyiyim, yerimi bulsam dahada hoş olacak.

Okan Buruk- Buralarda gezinme, gel benimle. Bizim yedek kulübesinde otur.

ària | Kerem Aktürkoğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin