Toplantıdan çıkmış, odama geçmiştim. Son günlerde bir yorgunluk vardı üzerimde, ama bu çok normaldi. Gece gündüz bir proje için uğraşıyordum, uğraşıyorduk. Arada bir zor zamanlar olsada güzel bir sonuç yaratacağına inandığımız bir proje. Az kalmıştı, buna rağmen günde iki toplantı kesmiyordu, fazlasıyla yatırım amaçlı bir proje olduğundan her şeyin, her anlamda mükemmel olması lazımdı. Bir yandan zamanın büyük vaktini projeye harcıyorken bir yandan staj yapanlarla uğraşıyordum, kabul zamanında bende böyleydim ama çaba gösteriyordum, bunlar bildiğimiz resim çizmeye gelmişler? Sen sadece oturup resim çizeceksen kim yapacak ablam o projeleri? Anaokulu mu burası? Herhalde istiyorlar ki hepsini toplayalım camlara falan asalım? Gergin değiliz, uykusuzuz. Bir mola vermek amacıyla her şeyi kenara çekmemle kapı çaldı, haydi bakalım? "Gel?"
A- Müsait misin?
L- Evet, Asena?
A- Naber?
L- İyi de sen hayırdır? Yoksa tekrar dönecek misin?? Sonunda ya, ihtiyacımız var sana şu staj-
A- Hamileyim.
L- Ne?
A- Duydun?
L- Şaşırdım yani sen fazla çocukla ilgilenmezsin ya ondan herhalde. Hayırlı olsun!
A- Geri döneceğimi sanmıyorum.
L- Ya neden?
A- Buna gerek yok.
L- Sıkılmaz mısın evde Asena? Kaç sene okudun sen bunu, ne için?
A- Bunları konuşmak istemiyorum artık, herkeste aynı mevzu. İstemiyorum?
L- Peki Asena, sen bilirsin.
A- Seni rahatsız etmeden çıkayım ben, proje var sizin değil mi? Kolay gelsin, Pınar'la birlikte konuşuruz zaten, öptüm!
L- Görüşürüz... En başından beri Asena ve Barış ilişkisinden şüpheleniyordum, daha evlenmeden kıskançlıklar, gerilmeler, Barış'ın hareketleri... Asena'ya zarar vermesi konusunda korkuyordum, aynı değillerdi. Benle Kerem gibi, ama biz farklıyız... Barış'ın karakteri fazla, Asena'ya çok fazla. Ama aşk işte? Susmak her zaman en iyisi, ben işlerime devam etmeliyim. Kerem demişken arasam mı acaba? Görüşmeyeli bir hafta oluyordu, yoğun geçiyordu bu aralar. Özlüyordum onu, sesini duymak yeterli değildi... akşama maçları vardı sanırım, Farya gider miydi acaba? Arasam iyi olacak. Telefon bir kaç defa çaldı ve açmıştı. "Alo?"
F- İyi günler Ludmila hanım. Nasılsınız bakalım?
L- İyiyiz Farya'm sen?
F- İşten çıktım, eve geçiyorum.
L- Güzel, ben seni aslında maç için aramıştım? Gidecek misin?
F- Evet, gideceğim. Sende gelmek ister misin?
L- Aslında evet, ama bilet var mıdır ki bu saatten sonra?
F- Güzelim ben farklı bir yerden izleyeceğim, takımdan bir kaç kişinin eşlerinde olacak ama sana muhakkak yerimiz var.
L- O kadara gerek yoktu, holiganlarla birlikte mutluydum ben?
F- Bu saatten sonra bilet zor, hem migren demiştin, iyi olur.
L- Başka bir takımı destekleyip nasıl bu kadar hakim olabiliyorsun Galatasaray'a merak etmiyor değilim?
F- Beşiktaş ayrı, Berkan ayrı. Sen benimle gelirsin o zaman?
L- Alırsan gelirim.
F- 17.00 uygun mudur?
L- Uygundur, görüşürüz. Ben bu yere kartla ödeme yapabilir miyim, nakitim yok?