Ludmila
Aldığım teklifle ilgili günlerdir düşünüyordum ve sonunda görüşmeye gitme kararı aldım. Galatasaray spor kulübü başkanı Dursun Özbek, tesiste yapılacak mimari değişikler için beni görüşmeye davet etmişti. Bu ne kadar doğru bir karardı bilmiyorum, fakat bu fırsat kaçmazdı. Başkan Dursun Özbek beni bu görüşme için tesise davet etmişti, Florya'ya. Daha önce hiç tesise gelmemiştim, idman günü olma olasılığı yüksekti. Güvenlikten geçip görevlilerden yardım alarak aradığım kapının ardına ulaşmıştım. Kerem'le konuşmayalı bir ay geçmişti, Altay'la beraberdim. Altay'ı onu unutmak için kullanıyordum resmen, eve bu hiç hoş ve doğru değildi ama eminim ki Aktürkoğlu'da bana iyi gelecek kişi değil. Fazla beklemeden kapıyı tıklatıp içeriye geçmiştim. Başkan beni gülümseyerek karşılamıştı. Kısa bir el sıkışmasının ardından oturmamı işaret etmişti.- Hoşgeldin Ludmila. Öncelikle nasılsın?
L- İyi olmaya çalışıyoruz diyelim, siz?
- Bizlerde öyle. Bazen küçük hatalar büyük sonuçlara sebep olabiliyor, bu da daha fazla sorun demek.
L- Sanki ağzında bir şey geveliyordu, umarım olay dönüp dolaşıp Kerem meselesine dönmez Başkanım benim genelde hatam insanlara yeni bir sayfa açmakla başlıyor. Hayır kelimelerin yetmediği sayfayı ne diye yenilersin ki? Benim aptallığım. Fakat buraya bunları konuşmaya gelmedik, değil mi?
- Haklısınız. Sizden ricam bu tesise yeni bir proje çizmeniz, tanıdığınız iç mimarlar varsa, öneri olarak beklerim.
L- İsterseniz ofisimizde ağırlayalım sizi, ekibimizle tanışmış, fikirlerinizi anlatmış olursunuz hem?
- Fena fikir değil, tek istediğim modern ve kaliteli bir şekilde bunu gerçekleştirmek. İlk ve tek tercihimiz siz oldunuz, Okan hocamızın önerisiyle sizi davet ettim. Ha Okan hocamız şu an aynı fikirde mi bilemiyorum.
L- Dursun bey bakın yaşananlar iki taraf içinde kolay olmadı, fakat bir zaman sonra unutmak ve devam etmek gerekir.
- Ben bu konularla pek ilgilenmiyorum fakat kim olursa olsun benim oyuncum bu hallere düşecek bir şey haketmiyor. Lütfen bir dahakine zamanlamanıza ve kelimelerinize özen gösterin. Asistanım sizi arayacaktır, şimdilik hoşçakalın!
L- Gıcık. İnanılmaz derecede sinir olmuş, gıcık kapmıştım. 20 saniye içerisinde beni gömme moduna geçmiş onca lafın ardından üstünü ilgilenmiyormuşçasına örtmüştü. Sanki ben dedim oyuncusuna o tür davranışlar sergile diye? Ne bekliyorsun ki acaba, spor dünyası saçmalıktan ibaret. İyi günler başkanım, görüşmek üzere! Hızla odasından ayrılıp dışarıya doğru yürümeye başlamıştım, karşımda gördüğüm Berkan'la derin bir nefes almış kendimi ikinci azarlamaya hazırlamıştım.
B- Ooo Ludmila?
L- Ooo Berkan??
B- Kızım sen hasta mısın hala ne işim var buralarda?
L- Sana mı soracağız? Dursun bey beni tesisin yeni yapılacak projesini çizmem konusunda istiyor. Konuşmaya geldim.
B- Hala Dursun bey diyor iş diyor proje diyor ya? Ulan adam iki haftadır tesise gelmiyor, ne yemek yiyor nede yüzümüze bakıyor. Resepsiyonda anahtar olmasa girmeyeceğiz ki onuda zar zor alıyoruz? Neyin kafası kızım sen iyi misin? Lan sen Altay'la mutlu olacağını falan mı sanıyorsun ha? Olamayacaksın sen kullanıyorsun acını bastırabilmek için Altay'ı, kendini kandır! Takımın yıldız oyuncusunun hayatını mahvettin birde hala güle oynaya devam etmeye çalışıyorsun ya yazık. Sana üzülüyorum sadece? Asena haklıymış, sen sorumsuz bir ilgi manyağının tekisin sadece! Kalbin yok kızım senin, ölmüşsün lan sen? Güzelliğin ve başarılarının olduğu kadar azıcık insan olsaydın Mila bu ilişkiyi medenice bitirirdin. Bilerek yapmadın, sen busun çünkü sen sadece kendini düşünen bencil bir kadınsın. Zavallısın Mila, üzülüyorum bazen sana bile kızım. Annen bile sevmemiş seni, ben hangi duygusuza neyi anlatıyorum ki?