L- Kerem?
K- Efendim?
L- Senin moralin bozuk gibi geliyor bana?
K- Yok, gayet iyiyim.
L- Emin misin tatlım?
K- Hayır, değilim.
L- Geç otur Kerem, biliyordum zaten. Sorun ne anlat?
K- Okan hoca Karagümrük maçında yedek kulübesinde olacağımı ve bu saçma geliyor artık, kaç hafta oldu?
L- Okan bey senin sağlığın açısından yapıyor bunu Kerem, biliyorsun?
K- Olsun, ben kendimi iyi hissediyorum?
L- Risk almaman gerekir, sen kazayı yeni atlattın o yedek kulübesinde yer aldığına mutlu olmalısın.
K- Haklısın, olmayabilirdim ciddi bir sağlık sorunu yaşayabilir hatta oracıkta vefat edebilirdim değil mi?
L- Ben bunu söylemek istemedim Kerem, yanlış düşüncelere sahipsin.
K- Tam olarak öyle söylemek istedin.
L- Kerem bak ben yanlış anlamanı istemiyorum sevgilim ben senin için endişeleniyorum?
K- Beni anlamıyorsun ama Mila?
L- Kerem ben seni anlıyorum sadece buna dikkat etmen gerektiğini söylüyorum?
K- Kendimi iyi hissettiğimi söyledim bende, çocuk değil ya.
Ludmila
Kerem'le maç konusunu tartışmaya başlamıştık her zamanki gibi yine aynı konu. Kerem kazanın ardından tekrar futbola dönmüştü fakat bir kaç maçtır yedek kulübesinden izlemek dışında pek katkıda bulunamıyordu. Bu tabii onun için üzücü bir durumdu, çok iyi anlıyordum fakat sağlığında önemliydi. Ne kadar bunu anlatmaya çalışsamda hep kendini iyi hissettiği konusunda ikna etmeye çalışıyordu. Zaman zaman yoruluyordum bunlardan bende.K- Bebeğim sen annen gibi o değişik gözlerle bakamazsın babana, anlarsın sen beni. Annenle ilk tanıştığımız günden beri tartışırız daha doğrusu ben anlatırım o yorum yapar ve hiçbir zaman aynı düşüncelere sahip olamayız. Ona rağmen büyük bir ayrılığı evliliğe döndürmeyi başardık, seninde katkın var diyebiliriz. Bence biz seninle mükemmel anlaşacağız babam, fazla bekletme kendini güzel kızım?
L- Kerem bir eliyle göbeğimi seviyorken konuşuyordu, fazlasıyla tatlı bir ses tonuyla üstelik. Şimdiden aldatıldığını hissediyorum... Kerem sevgilim sen doğmamış bebeğimizle beni mi çekiştiriyorsun?
K- Bilemiyorum güzelim artık Lara'm doğsun bir sen o zaman sormalısın.
L- Lara?
K- Evet, Lara. Nasıl isim sence?
L- Çok hoş bir isim, kulağa güzel geliyor.
K- Bende çok beğeniyorum...
L- Lara olsun o zaman kızımızın adı?
K- Olmaz öyle, senin beğendiğin bir isim olmalı sonuçta dokuz ay boyunca her şeyini sen görüyorsun.
L- Kerem?
K- Efendim?
L- Ben Lara ismini gayet beğendim ve eğer sende istersen isim konusu şu an Lara'yla kapatmak istiyorum?
K- Ciddi misin?
L- Evet, izin verirsen şimdi hazırlanacağım?
K- Nereye?
L- Kerem?
K- Efendim?
L- Aşkım yemeğe gideceğiz ya, sen söyledin daha az önce?
K- Doğru ben unutmuşum...
L- Olabilir neyse ben hazırlanayım.
K- Bende bir duşa gireyim o zaman.
L- Tamamdır! Önceden çıkarmış olduğum kıyafetlerimi giyip saçlarımı yapmıştım. Hafif bir makyajın ardından hazır olduğuma dair emin olup salona, Kerem'in yanına ilerlemiştim. Çok bekletmedim umarım?
K- Yok asla çok değil, iki saat falan...
L- Kerem ya!
K- Tamam, sinirlenmeye gerek yok sevgilim haydi çıkalım?
L- Olur çıkalım.
...
L- restorana varmamızla Farya'nın yanına geçmiştim, tek tanıdığım hala oydu. Ne kadar arkadaşım olsada onun adına üzülüyordum, o ne kadar sevsede Berkan ilişkilerini ilerletmemek konusunda kararlı duruyordu. Yok mu bir gelişme?
F- Ne zaman oldu ki?
L- Farya bak üzülme? Belkide doğru zamanı bekliyordur?
F- 6 senedir hangi doğru zamanı kolluyor bu Berkan ha? Ne acaba onu bu kadar düşündüren, benden yaşça küçük kardeşimi nişanladık biz ya, tık yok!
L- Yani haksız sayılmazsın ama bu ona soğuk davranman için bir sebep değil, olmamalı.
F- İstesemde davranmıyorum, duygularım buna izin vermiyor.
Kocaeli 2014
- Konuşmak istemediğini biliyorum onun, pek dikkat etme Ludmila.
L- Tamam baba? Sorun çıkarmayacağım, yanlış bir şey söylemeyeceğim, kalbini kırmayacağım. İstersen bantla ağzını birde?
- Güzelim bunu neden söylediğimi biliyorsun değil mi? Benimde pek merakım yok o kadına, sadece aranızın benim yüzümden kötü görünmesini istemiyorum.
L- Öyle bir düşünceye sahip olursa kendileri ben gösteririm ona, merak etme?
- Ludmila daha az önce ne konuştuk?
L- Sana laf atamaz baba?
- Sen bunlarla ilgilenme.
L- Yeri gelirse söylediklerini dikkate almayacağımı benden iyi biliyorsun?
- Sen bir şey yapmazsan, o da yapmaz. Siz benziyorsunuz Mila...
L- Sakin beni o kadına benzetme baba!?
- İnkar edilecek bir şey yok, her şey ortada...
L- Öyle olsun baba, o kadını korumaya devam et sen!
—————-