Heyecan

272 21 7
                                    


Ludmila
Mezun olduk, ne kadar mutlu olsam da içimde bir kırgınlık vardı Kerem hafta sonu gidiyordu, sadece iki günümüz kalmıştı, kısa sürede ona çok şey katmıştım ve artık aşkımızı gizleyemiyorduk, ne kadar hep motive edici sözleri söylesem de en çok ben duygulanıyordum.  Arkadaşlarla son bir akşam yemeği yiyecektik ve hazırdım, Kerem'in gelmesini bekliyordum, okul bittiği için biraz rahatlamıştım ama yks sonuçlarını beklemek yine de heyecan vericiydi, sonuçta bundan sonra nerede ve ne olacağımı belirleyecekti. Pınar'la aynı üniversiteyi kazanıp babasının yanına İstanbul'a taşınmak istiyorduk, babam şirket için teklifler yapsa da sıcak bakmadım, bir hayalim vardı, Kerem'le birlikte olduğum dönemde hayal kurmanın önemini öğrenmiştim, bana öğrettiği buydu, bende iz bırakacak bir şey olacağındanda emindim.

- Ludmila çıkıyor musun kızım?

L- Çıkıyorum baba, Kerem kapıda.

- İyi eğlenceler görüşürüz.

L- Görüşürüz...

...

K- Bu ne güzellik böyle?

L- Sana ne demeli yakışıklı? Kerem her zamanki gibi tüm güzelliğiyle geldi ve ben onun yanında kendimi boşlukta gibi hissettim, kokusundan dolayı o an ona sarılmak istesem de yanına yaklaşıp bunu yapmamam gerektiğini düşündüm.

K- İltifatları sonraya bırakalım, geç kalacağız.

L- Sonra? İki gün sonra, birbirimizi belkide bir daha asla göremeyebiliriz. Ne sonrası?

K-  Ludmila, seninle daha bir hafta önce konuştuk ve bana üzülmenin doğru olmadığını ve bunu yapmamam gerektiğini söyledin güzelim?

L- Kerem, iki gün kaldı, 48 saatten az, ne yapayım, alıştım sana, ilk defa yaşıyorum hissettiklerimi ben sana aşığım ya... Gözlerim dolmuştu, Kerem'e bakıyordum, onunda yüzü düştü, ne de olsa ayrılık zordu.

K- Sen aşıksın, biz aşığız güzelim, birbirimize çok aşığız ama böyle değil, böyle ilerlemez, söz verdik birbirimize, ben sana her şeyden çok alıştım, o güzel gözlerine bakmadan nasıl yapacağımı inan bilmiyorum ama başka çaremiz yok güzelim, ikimizde hayallerimiz peşimden gideceğiz ve birbirimizi bulacağız, üzülme, son günlerimizi en iyi şekilde değerlendirelim olur mu?

L- Haklısın Kerem, ama kendimi değişik  hissediyorum ve seni gördüğümde bunun belki de seni son görüşüm olduğunu düşünüyorum ve bu iğrenç bir duyg- Beni susturan Kerem'in dudaklarımı kavrayışıydı, o anki duygularla hareket ettim ve ona karşılık verdim, yanlış olduğunu bilsem de yaptım, gözlerimden akan yaşlar ateşli öpüşmemizi engelleyemese de bugün ilk öpüşmemizin böyle olmasını istemezdim herhalde.

—————————

L- 33 haftalık hamileydim, yani normalde yaklaşık bir ay sonra bebeğimiz doğacaktı ama yine de doğru düzgün alışveriş yapamamıştık çünkü boş bir zaman bulamamıştık, Kerem çok heyecanlıydı ve ben de o yokken yapmak istemiyordum ve bugün nihayet boş gününü buna ayırabildi. Şu an mağazadaydık ve ben ne kadar listemdeki temel ihtiyaçları almaya çalışsamda Kerem de o anda ihtiyacımız olmayacak her şeyi topluyordu. Kerem, sevgilim bak gerçekten baktığın şeyler çok güzel ama bizim kızımız bunları giyemeyecek, yazın doğacak, kışlık kıyafetler bunlar hayatım, bebek çok hızlı büyüyecektir, o yüzden bunları almak boş.

K- Güzelim ama bunlar çok güzel, bu çok farklı bir heves...

L- Sizi anlıyorum, ben de aynı şekilde hissediyorum, ama kullanmayacağımız şeyleri almayalım değil mi? Hemen şimdi, bırakalım onları, bak gerekli kıyafetleri biz zaten aldık, şimdi diğer ihtiyaçları halledelim, olur mu?

K- Hepsini mi bırakayım...

L- Evet, büyüdükçe yenisi ve daha güzelini alırız Kerem? Sevgilim çocuk gibi üzülüyorsun ama yapma lütfen, moral bozacak hiçbir şey yok.

K- Peki, o zaman ne alabiliriz?

L- Sevgilim, aldım, alınacak her şey bitti, hiçbir şey kalmadı. Ev zaten dolu, bir aydır ne gördüysen sipariş verdin, bir değil üç çocuk niyetiyle satın alıyoruz ya yeter?

K- Hevesliyim, ne yapmalıyım bebeğim?

L- Biliyorum Kerem, seni çok iyi anlıyorum ama her şeyi aldık gidelim vallahi sıkıldım ve açım ya?

K- Peki, haydi alalım, çıkalım. Ne yemek istersin Ludmila?

L- Kerem?

K- Efendim güzelim?

L- Filiz anne böyle börek yapıyor ya peynirli?

K- Evet annem çok güzel su böreği yapar, ne oldu su böreği mi istiyorsun?

L- Evet, ondan istiyorum ama annenin yaptığı börekten. Gidelim mi Kocaeli'ye, zaten evdesin hafta sonu özledim onları...

K- Tamam sevgilim, gidelim, ben anneme haber vereyim o hazırlasın. Bizde ödeyip eve geçelim bir kaç eşya alır çıkarız yola.

L- Kerem?

K- N'oldu sevgilim?

L- Anneni zorlamasak mı ya?

K- bebeğim, neden annemi zorlayalım, senin canın çekmiş o da seve seve yapar, bilmiyormuş gibi konuşma?

L- Doğru, haydi ne duruyorsun gidelim o zaman?? Kerem bana gülmüş, kolunun altına almıştı beni. Aldıklarımızı ödeyip eve bırakmamızın ardından annesinin bir kaç isteğini marketten alıp kocaeli'ye geçmiştik. Normalde aklımda babamın yanına uğramak vardı uzun süredir o taraflara geçmiyordum, maalesef babam yurtdışındaydı şu an ama eve uğramanın bir sakıncası olmaz diye düşünüyorum.

ària | Kerem Aktürkoğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin