Alisa Arslanın ağzından
Ailemi özlemiştim, annemi babamı. Odamı ve yastığımı.. bir yanım ne kadar Ateş desede diğer tarafım buna engel oluyordu. Ben ne yapacağımı bilmiyorum. Artık Ateşe karşı nasıl davranmam gerektiğini bilmiyorum. Kendimi geri mi çekmeliyim ? Yoksa onun kollarının altına mı girmeliyim?
Beni koruyacağını söylüyor. Beni kimden koruyor? Kendinden nasıl koruyacak beni ? Ateş sinirlendiğinde gözü kimseyi görmezdi. Hemde kimseyi. Taciz olayını anlattığım geceyi hiç unutmuyorum. Gözlerinden fışkıran ateş, alnında çıkan damarlar ve yüzünün kıpkırmızı olması.. hiç birini unutmadım. Ateş olmadan önce hayatım çok normaldi. Fakat şimdi.. bende bilemiyorum artık nereye doğru sürükleniyoruz. Rüzgar bizi nereye götürecek ?
Gözlerimi son kez bir kez daha kapattım. Ellerim ile ovuşturup yataktan kalktım. Saat 23:45 geçiyordu. Aynadan kendime baktığımda saçım başım dağılmış, makyajım akmıştı. Banyoya geçip elimi yüzümü yıkadım. Yüzümdeki makyajı tamamen silip yanımda asılı olan havlu ile yüzümü kuruladım. Makyajım ile uyudugumdan içimden küfür ederek banyodan çıktım.
Odamın kapısının önüne geldim, elimi kapının kulbuna attığımda bekledim. Neden beklediğimi bende bilmiyorum ama bekledim. Dakikalarca kapının önünde hiç hareket etmeden, derin nefes alarak bekledim. En sonunda kapının kulbuna yavaşca çevirerek kapıyı açtım. Salona baktığımda kimse yoktu. Mutfakta'da kimse yoktu. Kendi odasına girdiğimde'de kimse yoktu.
Ateş neredeydi ? Not bile bırakmamıştı. Ben saatlerce uyumuştum, bu zamana kadar eve dönmemişti. Açıkçası biraz garip hissettim kendimi. Salonda ayakta öylece kalakaldım. Ne yapacağımı bilmiyordum.. düşündüm nerede olabilir diye ama aklıma hiç bir yer gelmiyordu.
Ateş kendi kafasına göre çıktıgına göre bende çıkabilirdim. Odama gidip kırmızı bikinimi giyip, üzerime uzun bir hırka giyip evden çıktım. Ayaklarıma suya soktugumda ateş ile yaşadıgım şeyler gözümün önüne geliyordu. Gözlerimi kapattım. Onu düşünmek istemiyordum.
Sahilde bir kaç insan daha vardı. Onlardan biraz daha uzaklaştıktan sonra üzerimdeki hırka ayaklamın ucuna düşünce denize girmeye başladım. Bütün bedenim girince yüzmeye başlamıştım. Bir kaç kez daha dalınca denizden çıktım. Hırkamı giyip kumların üzerine oturdum.
Bacaklarımı omzuma doğru çekip kafamı bacaklarımın üzerine bıraktım. Sadece denizin dalga seslerini ve diğer insanların kahkalarını duyuyordum. Gözlerimi kapattım, ellerim ile üşümüş bacaklarımı okşuyordum.
Arkamdan gelen ayak seslerini aldırmadan kafamı bacaklarımdan kaldırmadım. Omzuma değen el ile irkildim. Kafamı kaldırıp baktığımda tanımadığım bir adam ile karşılaştım. Oturduğum yerden kalktım.
" Hi ! Can we mert ? "
( Selam! Tanışabilir miyiz ? )
Bir an adamın yabancı olduğunu unutmuştum.
" No, Thanks. "
( Hayır, teşekkürler. )
Diyerek cevap verdim. Adamı arkada bırakarak yürümeye devam etsemde peşimden geliyordu.
" Wait, you have a very good body. I want to know you. "
( Bekle, çok iyi bir vücudun var. Seni tanımak isterim. )
Adamı görmezden gelerek yürümeye devam ediyordum. Yavaş yavaş hızlanmaya başlamıştım. Adam bir ara kolumdan tuttugunda yüzüne bir yumruk atıp hızlıca koşmaya başlamıştım. Arkamdan koşarak gelmeye devam ediyordu. Kalbim çok hızlı bir şekilde atıyordu, bacaklarım titriyordu. Eve doğru koşmaya başladığımda ateşin arabayla eve geldiğini görmüştüm. Arabadan inip bana baktıgında arkamdan gelen adamı görmüş olmalı ki, koşmaya başlamıştı. Bana doğru her yaklaştıgında yüzündeki damarlar artıyordu. Evin bahçesine girdiğimde ateş adamın yüzüne yumruklamaya başlamıştı. Bir yandan ağlıyor bir yandan ateşe bagrıyordum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
HALEL
RomansaÂşka inanmayan bir kız... ama onun ardından giden aşka tutuklu olan bir adam.. büyük bir aileye sahip, herkese lafını geçirebilir fakat o kadın onun en büyük zayıf noktası. Onun için mermi bile yiyecek kadar aşık olan adam. Daha 19 yaşında zorla evl...