Bulmuştum!!!!
Mardin'de en büyük 2 tane aşiret vardı. Bunlardan biri biz diğeri ise onlar ama anlamadığım şey bu düşmanlık neden başlamıştı
Dedem olması gereken adam durduk yere gidip adamı öldürmedi ya, işin tuhaf yanıysa gençlik fotoğraflarında hep birlikteydiler
Vede bu fotoğraflarda çok samimi görünüyodu sanki dost gibilerdi, bunu Pamire sorduğumdaysa hiç bi fikri olmadını hatta daha önce hiç böyle fotoğraflar görmedini söylemişti
O yüzden şuanlık bu durum aramızda kalıcaktı, üstüne üstlük Pamiri zor konuşturmuştum, olanlardan dolayı kendini suçluyodu
Bizim çocukları zorda olsa göndermiştim, Normalde Sedat babanın benimle kalmasını isterdim ama Şeife hanım durmadan Sedat babayı suçluyodu ve bende onun üzülmesini istemediğim için zorda olsada onuda göndermeyi başarmıştım
Derin bi nefes aldım, güvende olmam için evden çıkmamı yasaklamışlar ve heryeri korumayla doldurmuşlardı
Beni kaçıran yakışıklının ismi Cengaver'di vede o Mardin'e dönmeden onu son defe görmem gerekiyodu
Hiç olmazdansa uzaktan görmeliydim, çünkü biyolejiklerin ona zarar verme ihtimali vardı
Sahi görsem nederdim hiç bi fikrim yoktu, Ama büyük ihtimalle o beni görse direk kafamdan vururdu
Ne güzel anlasıyoduk ama, yinesekine ondan hoşlanıyo olsam bile bana yaptığının intikamını almadan bırakmazdım
Tamam ben onu öldürmeye çalışmayacaktım ama ölümden dönmesini sağlıyacaktım, hem biraz nişan antrenmanı yapmış olurdum
Kalbinin 2 santim yanında vurucaktım, umarım düzgün vururdum, kendi özel jetiyle Mardin'e dönücakti 2 saat sonra
Hızlıca enden çıkıp bi motor kiralamalıydım, sonrada kullanmamız için silahların olduğu yer altındaki küçük depodan silah almalıydım
Camdan dışarı baktığımda heryerde koruma olduğunu farkettim hızlıca odadan çıkıp merdivenlerden inmeye başladım
Merdivenlerden indiğimde direk ileride salon olduğu için içeriyi görebiliyordum, herkezin önünde bilgiseyar vardı
Onlar farketmeden çıkabilirdim ama odama beni kontrol etmeye gelirlerse sıkıntı olurdu
Ses çıkarmaya dikkat ederek salona girmeme rağmen hayla kimse bana bakmadı, hadi ama normalde tık sesi çıksa hemen uyandınıza iddaya bile girerdim
"Şerife hanım ben bugün biraz erken yatacağım vede uykum hafif olduğu için küçük bi seste uyanırım o yüzden lütfen odama girmeyin" dedimde Burak hemen söze atladı
"Sen bu saattemi uyucaksın yani" diyerek şüpheyle baktığında tavana bakarak derin bi nefes aldım
Pinokyo sendromumu neden öğrenmişlerdiki
"Ne varki" diyerek net bi cevap vermeyip, onlara söz hakkı vermeden hızlıca merdivenlere yöneldim
Arkamda bağırıyolardı ama duymazdan gelmeyi tercih ederek kendimi hızlıca odamdaki dolabın karşısına attım
Gecenin rengine uymalıydı
Üstümdekilere bakıp gülümsedim, hızlı olmam lazımdı pencereden dışarıya baktığımda nöbet değişim saatine 6 dakika vardı
O zamana kadar nasıl öneme gerektiği konusunda düşünebilirdim
Kendime çarşaflardan güzel bi ip yapmıştım nöbet değişme arasında 10 dakkalık bi boşluk oluyordu
Yani her halükarda bu konuda zamanım boldu çarşafı aşşa sarkıtıp tam inicekken aklıma gelen şeyle hızlıca yatamın yanındaki küçük çekmeceli dolaba doğru ilerlemeye başladım
Çekmeceyi açıp bezleri kaldırdımda içinde uyuşturucu iğne dolu bi silah vardı, dışardan normal silahlara benzesede bunlar adam öldürmüyo sadece 1 gün boyu uyutuyodu
Silahı belime takıp hızlıca dolabın üstündeki telefonumu eşofmanın fermuarlı gizli cebine koydum
Aşşa baktımda son 6 dakikam kalmıştı dikkatli olmaya dikkat ederek aşşa inerken tam salondaki büyük camın önünde durduğumda içerde göz çevirdim
Maşallah biyolejiklere, şakır şakır çalışıyolardı, Cihan tam cama doğru dönerken hızlıca kendimi geri çektim
Oh, son anda kurtulmuştum düşündümde ama şimdi o yakalasa bile umrumda olmazdı
Yinesekine yakalanmamda benim aleyhime işlerdi bu durumu boşverip hızlıca kendimi duvardaki kiremitler'den yardım alarak yukarı doğru çekmeye başladım
En sonunda yere bastığımda derin bi nefes vererek ellerimi birbirine çırptım tozların gitmesi için, saate baktığımda 1 saate yakın bı zamanımın kaldığını farkettim
Off ben daha vurucağım yeri seçmemiştim bikere
50 dk sonra:
Depodan silahları alırken biraz zorlanmıştım ama herşey şuanlık sıkıntısız gidiyordu
Kameraların görmeyeceği biyere geçmiş silahın kurulumunu yapmıştım onun gelmesine daha 15 dakika vardı
İsmi Cengaver, Cengaver Şahin Dağ. Ben düşüncelerimle boğuşurken arkasında sağ kolu olduğunu düşündüğüm adamla bu tarafa doğru geliyolardı
Yaklaştıkça hararetli bi konuşmanın içinde olduklarını rahatlıkla anlayabiliyordum
Büyük ihtimalle benim ölmedimi anlamışlardı. Bikere beni öldürmek öyle kolay değildi
Hay Allahım benim gibi bi dünya güzelinden insan ne isterki ama
Derin bi nefes alıp gözümü silahın dürbününe yerleştirdim, dikkatli olmalıydım
Aklıma gelen şeyle sırıtıp silahı aşşa doğru indirdim, özel bölgesinden vursam bişey olurmuyduki
Ben ondan bi kaç gün hoşlanır geçerdim ama zaten öyle olmasada o ve ben birlikte olamazdık
Aklıma gelen replikle yüzümdeki sırıtma büyüdü 'Ya benimsin Yada kara toprağın' diyerekmi vursaydım
Özel jete doğru yaklaştığını farkedince hızlıca aklımdaki düşünceleri kovarak ona odaklandım
Kalbini hedef alıp 2 santim yana doğru çevirdim silahın ucunu, bi anda bı adam yanına gelip bişeyler söyledinde tekrar onlara odaklandım
Adam artık her ne söylediyse etrafına bakıp derin bi nefes vermişti, ne olmuştu şimdi böyle
O adam kulağına ne söylemiştide yüz hatları öyle gerginleşmişti, adam diyince de aklıma bizim eve gönderdikleri casusları gelmişti
Sahi ne olmuşsu onlara, eve gider gitmez bunu Pamir'den öğrenmeliydim, ama şuan elimi hızlı tutmalıydım çünkü Cengaver dümdüz bu tarafa bakıyodu!!!!
Hızlıca tekrar hedefini alıp silahın tetini çektim, etrafta gür bi ses yayılmıştı ama Cengaver hayla ayaktaydı
Sıçmıştım!!!
Altında çelik yelek vardı
Hadi hayırlısı gene bindik bi alemete gidiyoz GIYAMETE
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKAR
Adventure17 yıl sonra öldü diye bildikleri kızlarını bulan bi aile Önyargılı bi abiler ve Kavgacı bi kızın hikayesi