Gözlerimi ovuşturduktan sonra yavaş yavaş yataktan kalktım ve eski evimden gelen unicornlu panduflarimi giyerek lavaboya doğru adimladim elimi yüzümü yıkadıktan sonra havuyla kuruladim ve geri yatağıma döndüp yastığın altındaki telefonumu alarak saate baktım saat 7 bucuktu normalde öldürsen kalkmazdım hatta alarmları bile duymazdim ama dün ki olaylardan dolayı kimseyle konuşmayıp odama çıktığım ve yapacak bir şey bulamayıp erken uyudugumdan erken uyanmıştım telefonumu şifonyerin üstüne bırakarak üstümü değiştirdim daha sonra ise çekmecedeki kalp ilaclarimi içtikten sonra aşağı kata mutfağa indim kapakları tek tek açarak bardak aramaya başladım hayır yani ne gerek var han gibi büyük mutfağa kırk saattir bardak arıyorum burada en son actığım kapakta bardakları bulunca kendi kendime sonunda be diyerek raftan bir bardak aldım ve tezgahın üzerindeki sürahiden kendime su doldurdum şu içerken mutfağa giren onurla şu boğazıma kaçtı ve öksurmeye başladım öküz herif dönüp bakmiyordu bile zar zor öksürüklerimi durdururken bardağı masaya bıraktım ve salona gittim salona girdiğimde gözlerim balık gibi açılmıştı çünkü herkes uyanmıştı zenginler gerçekten de bu kadar erken kalkıyorlarmış demekki diye düşünerek tek boş kalan yere yani poyraz ile aren gerizekalılarının arasına oturdum Allahım beni alsanda ya da beni alma Allahim vazgeçtim şu iki salağı alsanda kurtulsam diye düşünürken canın sesiyle kendime geldim
"Günaydın saye" dediğinde yanımdaki at ağızlı arenin göz devirdigini gördüm ne olacak at ağızlı işte cana cevap olarak
Gözlerimi kırptıktan sonra karşımda gazete okuyan mehmet beye baktım bir şey demek istiyormuş ama diyemiyormuş gibi bir hali vardı ama umrumda değildi yaptığı yanlıştı ben bu gün onun yaptığı yanlıştan mertten ayrılıp farklı okula gidecektim salonda sessizlik sürerken herkes kendi elindeki şeylerle uğraşıyordu ben ise mal mal boşluğa bakıyordum bur süre sonra sultan abla salona girerek "kahvalti hazir hadi masaya geçin" demesiyle herkes ayaklandı tabi bende ayaklandım çünkü açım yani yemek masasına geçtikten sonra herkes önündeki yemeği yemeye başladı.Tabağın bitince dikkatleri daha doğrusu mehmet beyin dikkatini üstüme çekmek için sahteden öksürdüm masadaki beyinsizler grubu hariç diğerleri bana bakarken mehmet beye dönerek
"Yeni okulumun konumunu atarsanız sevinirim malum daha okul degistirdigimden yeni haberim olduğu için nerede olduğundan hatta adından bile haberim yok" dediğimde mehmet beyin kaşları çatıldı
"Okulunun adı ****** okulu konuma gerek yok can ve aren de oraya gidiyor poyraz bırakıyor onları sende onlarla gidersin kızım" dediğinde bu sefer benimde kaşlarım çatıldı onlarla gitmeyecektim önceden nasıl oluyorsa öyle olacaktı
"Kusura bakmayın mehmet bey ama ben önceden nasılsa şimdi de öyle olsun istiyorum yani kendim gideceğim" dediğimde bir an şiddetli bir ses ve masadaki tabak çanağın birbirine vurması ile bakışlarımı diğerlerine çevirdim aren masaya vurmuş ve ayağa kalkmıştı süt bebesi racon kesiyordu aklınca
"NE YANI BU KIZDA MI BIZIMLE AYNI OKULA GELECEK" diye bağırdığında mehmet bey kızmıştı
"BU NE TERBIYESIZLIK AREN SUS VE YERINE OTUR" dediğinde aren sinirle yerine oturduğunda mehmet bey bana döndü
"Peki kızım nasıl istersen öyle olsun ama yollarda dikkatli olmanı istiyorum" dediğinde kafamı salladım ve izninizle diyerek masadan kalkarak odama adımladım tam kapımın önüne gelmiştim ki kolumdan tutulmamla tutan kişiye bakmak için arkamı döndüm aren di sanırım sinirini benden çıkartmaya gelmişti
"Ne var aren?" Dediğimde kolumu bırakıp beni tehdit edercesine işaret parmağını salladı "bana bak kızım eğer okulda bu durumu anlatıp kardeşiyim gibi saçma şeyler söylersen seni" cumlesini tamamlanmasına izin vermeden konuştum
"Ne yaparsın döver misin? Korkma bana işlemez o her neyse bende size meraklı değilim zaten şimdi cevabini aldiysan defol git" diyerek odaya girip kapıyı kapattım ve üstümü değiştirip okula uygun bir şeyler giymeye çalışarak aşağı indim saat 8 buçuktu okul ise dokuzda başlıyordu yüksek ihtimalle yetisemeyecektim ama umrumda da değildi zaten salonda oturan mehmet beyin yanına giderek konumu atarmisiniz mehmet bey dediğimde
"Kızım yarim saat var dersin başlamasına gec kalırsın bari bu günlük bıraksınlar seni" dedi kafamı hayır anlamında sallayıp
"Lütfen konumu atarmisiniz" dediğimde
Kafasını olumlu anlamda sallayıp telefonla bir süre baktıktan sonra attım dedi teşekkür ederek dışarı çıktım ve konumu açtım en yakın otobüs durağına 5dk yürüme mesafesi vardı kulaklığımı takıp yürümeye başladım durağa geldiğimde durakta bekleyen otobüse bindim ve okul çantamdan kartımı çıkarıp bastıktan sonra boş bir yere oturdum otobüs beni tam okulun önünde bıraktığında saat 9u 10 geçiyordu ders başlayalı 10 dakika olmuştu tahmin ettiğim gibi geç kalmıştım ama çok önemli değildi okuldan içeri girdim eee şimdi ne yapacaktım sınıfımı bilmiyordum ve müdürün odasına da bilmiyordum bismillah diyerek bir üst kata çıktım ve tam karşımda bana göz kırpan nöbetci öğrenci yazılı masaya ilerledim kitap okuyan çocuk beni görmeyince
"Pardon bakar mısın?" Dedigimde hele şükür kitaptan kafasını kaldırdı hele bak bak profesör olcak sanki şu hallere bak
"Buyrun" dedi
"Müdürün odası nerede" dediğimde profesör kılıklı embesil
"Ne yapacaksın?" Diye sordu
"Sanane birader bana müdürün odasını göster sen" dediğimde göz devirdi ve
"Bir üst katta sağ taraftan ikinci kapı" dediğinde cevap vermeden yukarı çıkmaya başladım çünkü cevabı haketmiyordu hayvan herif müdürün odasinin önüne geldiğimde kapıyı çaldım gel sesini duyunca içeri girdim karşımda 40 yaşında göbekli kel bir müdür vardı
"Ne için geldin kızım seni daha önce bu okulda görmedim" dediğinde derin bir nefes aldım
"Ben yeni öğrenciyim adım saye gün- yani keskin saye kesin sınıfımı öğrenmek için geldim" dediğimde gözlüğünün üstünden bana baktı
"Heee sen yeni öğrencisin hemen bakıyorum bekle bir dakika kızım" diyerek önündeki bilgisayardan bir şeyler yaptıktan sonra
"Sınıfın 11-c kızım bu katta sag taraftan sonuncu sınıf" dedi teşekkür edip oradan çıktım ve sınıfı aramaya başladım sınıfın kapısının önüne geldiğimde kapıyı çaldım içerden gel sesi duyunca kapıyı açtım ve içeri girdim karşımda zayıf uzun boylu güzel bir öğretmen vardı
"Ne için gelmiştin kızım?" Dediğinde
"Yeni öğrenciyim hocam" dedim
"Hmmm peki hadi geç sınıfa kendini tanıt ve boş yerlerden birine otur" dedi
"Tanıtmak şart mi acaba" diye sorduğumda bana
"Evet canım hadi bakalım" dedi derin bir nefes alarak sınıfa döndüğümde aren ile gözgöze geldik hadi be ben bu salakla aynı sınıftamıyım şimdi evde kurtuluş yok bari burada olsaydı
"Ben saye gün- keskin" diye bitirdiğimde en önde oturan botoks dudaklı çingene kırmızısı rujlu kız "aaaa sen arenin nesi oluyosuuun?" Diye ağzını yirtilcakmıs gibi açarcasına konuştuğunda arenin gözlerini üzerimde hissediyordum
"Bahsettiĝin kişiyi tanımıyorum bile bir şeyi olsam tanırdım diye düşünüyorum" diyerek cevap verdim daha sonra hoca bana dönüp
"Bitti mi canım?" Dediğinde kafamı salladım
"Peki o zaman boş bir yere oturabilirsin" dediğinde sınıfa baktım 4 boş yer vardı biri duvar kenarı en arka köşede oturan arenin yanı oraya öldürsen oturmazdim zaten diğeri onun önündeki çocuğun yanı oraya da oturmazdım son olarak iki seçenek kalıyordu ya az önce ağızını yaya yaya konuşan kızın yanı ya da en arka cam köşesinde oturan çocuğun yani eğer derste kızı dinlemek istemiyorsam mecbur çocuğun yanına gidecektim adımlarımı oraya çevirerek cam kenarındaki en arka masaya geldiğimde çocuk bana baktı
"Boşsa oturabilir miyim?" Dediğimde
Omuzlarını silkip kafasını sıraya koydu bir soru sorduk burda öküz neyse sakinim sakinim derin bir nefes alarak yerime oturdum ve çantamı sandalyeme astım burası özel okul o yüzden puflu
Rahat sandalyeler vardı lan var ya kırk yıl düşünsem aklıma kıçı kırık bel kıran sıraları puflu yumuşak sandalyelere tercih edeceğim gelmezdi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ailem
General Fictionsaye'nin bir gün ailesi sandığı insanlar aslında gerçek ailesi değilse? ve gerçek ailesi onu almak istiyorsa? peki saye'nin bi ikizi kardeşi ve abileri varsa? abileri ikizi ve kardeşi ile saye anlaşabilecek mi? saye eski ailesinde neler yaşadı? saye...