...
Ayak tabanlarımı sürterek evimizin alt katına inmiş ve işe giden ailemin ardından mutfağa giderek kendimce bir şeyler atıştırmıştım. Ardından daha zamanımın olduğuna kanaat getirerek duşa girmiş, siyah bol pantolon ile karnımı minnacık az gösteren beyaz bir crop giymiştim. Üzerime kot ceketimi de alarak evden çıktığım gibi kasaba sokaklarında yürümeye başladım.
Dün gece Namjoon'la telefonda konuşurken bana yarın geleceğini ve orada ruh eşini bulduğunu söylemişti. Onun adına çok sevinmiştim ve aynı zamanda yeni bir arkadaşım olacağı için de fazlasıyla heyecanlanmıştım.
Pazar yolunda ilerlerken gözüme çarpan takılarla o kısma doğru ilerleyip bakınmaya başladım. Açıkçası bu sefer mavi yerine başka bir renk almak istiyordum. Bu yüzden kırmızı, sarı, yeşil ve turuncu taşlarla süslü olan takıların yanına gidip alev gibi parlayan kırmızı bir kolye elime aldım.
Parmak uçlarım nazikçe kolyenin ucunu okşarken takıyla takım olan diğer parçalara da baktım. Aynı taştan bulunan küpe, kolye, halhal ve saçım için de ayrı bir zincirli toka alıp paketlenmesini rica ettim.
"Teşekkürler ahjussi" buradaki yaşlıları severdim, hepsi de beni severdi. Ama aynı şey kıskanç gençler için pekte mümkün değildi maalesef. Onları anlayamıyordum, ben olsam beni kıskanmazdım mesela.
Yürümeye başladığımda aldığım okyanus ve nane feromonlarıyla kurdum köşesinde huzurla mayışırken ben olduğum yerde durarak etrafıma bakındım. Arkamı döndüğümde neredeyse burun buruna geleceğim ikizlerle beraber irkilerek bir kaç adım geriledim ve korkuyla nefesimi tuttum.
"Selam." Dedi siyah saçlı yüzündeki sempatik gülümsemeyle. Bu beni afallatırken ben de ona zoraki bir tebessüm sunarak "merhaba" dedim fakat duyabildiler mi emin değilim.
Mavi saçlı hâlâ hafif çatık kaşlarıyla bana bakıyorken ben ise anlamaz bir şekilde onlara bakıyordum. En sonunda siyah saçlı olan aradaki gerginliği dağıtmak için konuşmaya başladı. "Biz seni görünce tanışmak istedik, bu arada ben Taehyung..." Eliyle mavi saçlıyı göstererek devam etti. "...ve o da Victor"
İsmi geçen mavi saçlı kardeşine kısa bir bakış atarak tekrar gözlerini bana dikti, eskisine nazaran daha yumuşak (?) Bakıyordu. "Ah, ş-şey...bende Jeongguk. Memnun oldum, ama benim gitmem lâzım." Dedim ve içimden devam ettim; Acilen sizden uzaklaşmam lazım.
Taehyung hüzünle yüzünü düşürdü ve sesine yansıyan hüznünü önemsemeden konuşmaya devam etti. "Ah, pekâlâ Jeongguk. Sonra tekrardan görüşelim lütfen." Dedi ve kardeşine dönerek gözleriyle beni işaret etti. Pekâlâ, sanırım Taehyung bir Deltaya göre fazla yumuşaktı.
Victor ise derin bir nefes alarak yoğun bakışlarını bana çevirdi ve "Görüşelim." Dedi. Ardından ise beklemeden arkasını dönüp gitti.
Taehyung ise yanıma gelip dudaklarını büzerek kardeşine baktı. Açıkçası bu hali fazlasıyla tatlı gelmişti gözüme. Kurdum sevinç çığlıkları atarak etrafta dolaşırken Taehyung'un sesini işittim. "Sen onun kusuruna bakma, biraz kabadır kendisi. Neyse görüşürüz Jeongguk."
Arkalarından bir süre şaşkınlıkla bakakalırken kafamı iki yana sallayarak kendime gelmeyi amaçladım. Huh, kendine gel Jeon.
...
Akşama kadar gezip kendime beğendiğim şeyleri alıp ardından kasabanın yetimhanesindeki çocuklar için de bir kaç parça eşya alarak onları ziyaret etmiştim. Omegalar saçlarımla oynarken, alfa ve betalar ise kendi aralarında korsancılık oynuyorlardı.
Uzun süre orada kalmamın ardından yurttan çıkıp evime doğru yürümeye başladım.
Hava hafiften kararırken esen rüzgar saçımı geriye yaslıyor ve saçlarım, yurttaki omegaların aralarına koydukları örgüler ile hafifçe sallanıyordu elmacık kemiklerinin üzerinde. Yanaklarımın ve burnumun ucunun kızardığını hissederek adımlarımı daha da hızlandırdım ve geçtiğim bir kestirme yoldan yürümeye başladım. Gece olmadan eve dönmeliydim.
Her zamanki yollardan ilerlerken karşıma aniden çıkan bir adamla şaşkınlıktan dolayı boğazımdan tiz bir ses yükseldi.
Adam elindeki içki şişesini savurup yalpalayarak yürüyor ve düzensiz feromon salgılıyordu. Ah, alfa olmalıydı. Kenara geçip yürümek için bir hamle yapacağım sırada bileğimden tutarak sırtımı sertçe duvarla buluşturdu. Acı dolu bir inleme dudaklarımın arasından firar ederken adam kirli gözlerini vücudumda gezdirerek ıslık çaldı.
"Çok güzelsin, bugün seni biraz eğlendirelim hm? Ne dersin?"
Dolan gözlerimi kırpıştırarak başımı iki yana salladım. "Hayır, lütfen bırakın beni...Y-yalvarırım."
Adamın kahkahası boş duvarlar arasında yankılanarak kulağıma geri döndü ve bileğimde olan elini yanağıma çıkararak elmacık kemiklerini okşamaya başladı. Ben ise fırsattan istifade ayağımla sertçe adamın erkekliğine vurarak afallamasını sağladım ve hemencicik oradan koşarak uzaklaşmaya başladım. Fakat ne yazık ki çıkmaz sokağın olduğu kısımlarda birden belimden çekilmem ile çığlık atarak tepinmeye başladım.
"Seni pis sürtük! Bak bakalım kim alıyor şimdi seni elimden!" Beni sertçe yere fırlatıp hızlıca kemerini çıkardı tam karşımda durup pişkince gülümsedi. Elini uzattığı an kendimi geri çekmeye çalıştım ama nafile, parmak uçları tam tenime değecekken gelen sesle duraksamak zorunda kaldı.
"Dokunma ona! Eğer elin, onun tenine değerse gebertirim seni!"
Gür ve tanıdık bir ses duymamla birlikte olduğum yerde iyice küçülerek bekledim. Gözlerimi yumdum ve derin nefesler almaya başladım.
Biri yanıma geldi korkarak geri çekildim ve tüm sesimle fısıldadım. "Y-yalvarırım D-dokunma bana." Dedim. Sonra sakinleştirici bir ses duydum.
"Şşhh, Ben Taehyung, sakin ol lütfen. Şimdi götüreceğim seni buradan tamam mı?" Gözlerimi yavaşça aralayarak başımla onu onayladım ve duyduğum çığlık sesiyle başımı diğer tarafa çevirdim.
Victoria adamın boğazına pençeyi geçirerek paramparça etmiş ve öylece leşini yerde bırakmıştı. "Eşimize dokunduğun an, ölürsün." Diye fısıldadı.
Ben irileşen gözlerimle Taehyung'a baktım. O ise yüzünde ki buruk tebessümle bana bakıyordu. Ardından sıcak tenini bel boşluğumda hissettim. Aynı anda tam orada keskin bir acı, ve çalkalanan zihnim ile kararan gözlerim eşliğinde gözlerimi kapattım.
Son gördüğüm şey ise Victor'un çatık kaşlarıyla bana doğru gelmesiydi.
...
M.J'
Düzenlendi| 28 kasım, salı.
12.04.23
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Two Delta's & TaeggukV
FanfictionDelta Victor ve Delta Taehyung ikizdi,, ve bir de aynı ruh eşlerine sahiplerdi. "Ateşin koru alev olsa bizi yakar, günahkâr koksa tenimiz bizi sarar. Karışsa tenim teninize, bir olsak dahi hep birlikte. Ruhuma abanan benliğim, benliğimde saklı gerçe...