Jeongguk'un Vien'e olan dogumunu okuyacaksınız
...
Jeongguk, garip hissediyordu.
Son zamanlarda sıklaşan sancıları sebebiyle evlerinde doğumun o panik havası hâkimken; Jeongguk fazlasıyla tedirgin ve garip hisler içerisindeydi. Bu gariplik kötü bir gariplik değil, aksine dünyaya getireceği yeni bir canın, canından ve eşlerinden bir bebeğin varlığını daha yoğun hissetmesiyle var olan heyecandı.
Saat sabaha doğru üç civarındayken yoğun bir ağrıyla uyandı Jeongguk. Eli bebeğini korumak için direkt olarak karnına doğru giderken, onun huzursuzluğunu hisseden Taehyung dudaklarını eşinin boynuna bastırıp uykulu bir şekilde elinin altında olan karnı ovalamaya başladı. Taehyung her zaman duygularını zirvede yaşayan biriydi ve Jeongguk'a ise haddinden fazla düşkündü. O her şeyiyle biricik âşkını gördüğü ilk ândan beri seven eşiydi.
Victor, uykulu bir şekilde mırıldanıp Jeongguk'un saçlarını öperek ellerini Taehyung gibi biricik eşinin karnına uzattı. Her ikisi de gece uyurken, gün içinde, ya da sabahın en erken saatlerinde bile olsa yanlarında hem eşlerini, hem de bebeklerinin varlığıyla sakinleşiyorlardı. Gün içinde yoğun olan deltalar, akşam eve geldiklerinde bile ne olursa olsun Jeongguk'un rahatını bozacak aksi bir davranış sergilemiyorlardı. Aksine Victor Jeongguk'a masaj yaparken Taehyung da Jeongguk için sağlıklı çaylar hazırlıyor, ve güzel sohbetleri eşliğinde günlerini bitiriyorlardı.
"Bebeğim." Dedi Taehyung boğuk bir sesle. Jeongguk'un sesi gittikçe yükselmeye başladığı için aniden uyanarak doğrulmuş, ve bir eliyle Victor'u dürterken bir yandan da Jeongguk'u sakinleştirmek için saçlarını okşamaya başlamıştı.
"Victor kalk."
Taehyung'un endişeli ses tonu, Victor'un hızlıca kalkmasına neden olurken ortamda aniden Jeongguk'un içli hıçkırıkları ve inlemeleri duyuldu. Taehyung kendine gelen ilk kişi olarak elleri titreye titreye biricik bebeğini kucağına aldı fakat Jeongguk'un ardından yatağa baktığında ıslak bir çarşaf görmeyi beklemiyordu.
"Victor...Victor kendine gel! Suyu gelmiş Jeongguk'un."
Jeongguk alnından akan terlerle birlikte seslice inlemeye devam ederken ağladığı için gözyaşıyla ıslanan yüzünü Taehyung'un kasılan kol kaslarına gömdü. Konuşacak hâli bile yoktu. Karnının biraz altında öyle şiddetli bir acı vardı ki vücudunun baştan aşağı titrediğini net bir şekilde hissedebiliyordu.
"Ta-Taehyung acıyor-" dudaklarının arasından çıkan her kelime sanki bıçak olup karnına saplanıyormuş hissi veriyordu ama aynı zamanda sanki Taehyung ondan acısını alabilecekmiş gibi konuşmaya çalışıyordu. "Acıyor...Acıyor...Tae-Taehyung!"
Taehyung merdivenleri hızla inerken kendilerine en yakın olan hekimin evine doğru koşmaya başladı. Umuyordu ki Victor bebek için hazırladıkları çantayı da alıp gelirdi.
"Geçecek bebeğim, geçecek aşkım. Bebeğimiz olacak, canımızdan bir parça gelecek dünyaya."
Pekâlâ Taehyung o ânda gözlerinden akan yaşların farkında değildi. Tek düşüncesi Jeongguk'a bir şey olma ihtimali ve onun geçmek bilmeyen sancılarıydı. Elinde olsaydı bir saniye bile düşünmeden tüm acısını bebeğinden alacağını biliyordu.
"Geldik-geldik aşkım, biraz daha dayan."
Kasaba hekiminin kapısını hızlıca çalarken aynı zamanda Jungkook'un saçlarını okşuyordu. Bebeği şimdiden çok yorgun düşmüştü ve tek temennisi Jeongguk'un oradan sağ salim çıkabilmesiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Two Delta's & TaeggukV
FanfictionDelta Victor ve Delta Taehyung ikizdi,, ve bir de aynı ruh eşlerine sahiplerdi. "Ateşin koru alev olsa bizi yakar, günahkâr koksa tenimiz bizi sarar. Karışsa tenim teninize, bir olsak dahi hep birlikte. Ruhuma abanan benliğim, benliğimde saklı gerçe...