..."Jim! Gerçekten sana yalan söylemiyorum. Victor bir sonraki kızgınlığımda mühürleneceğimizi söyledi." Kısık ama baskın sesimle yanımdaki arkadaşım bir elini henüz düz olan karnına atarak okşamış ve çatık kaşlarıyla bana dönmüştü.
"Aptal, bağırmasana bebeğimi korkutacaksın."
Elimle alnıma vurarak 'şap' sesinin çıkmasını sağlarken gözlerimi devirdim. "Jim farkındaysan fısıldıyorum?"
Jimin elindeki elmayı soyarken bir yandan da bana laf yetiştiriyordu. "Ne oldu bu çocuğa da aniden kararını değiştirdi?"
Gözlerimi devirerek dudaklarımı şişirip derin bir nefes verdim. "Bilmiyorum...Beni hâlâ sevemediği açıkça belli. Sanırsam fikrini değiştiren şey mühürlendikten sonra asıl delta güçlerini kullanabilecek olması."
Jimin elindeki elma parçasını dudaklarıma uzattığında hızlıca ağzıma alıp çiğnemeye başladım. Haklıydım bence. Beni sevmediği tavırlarından bile belliydi, bu yüzden o mühürlenmeyi yanlızca asıl gücünü kazanmak için istiyordu. Asıl gücüne kavuşma yolu benden geçiyor ve bensiz ona ulaşamayacak olması ise onu sinir ediyordu. Her ne kadar elinden geldiğince bana iyi davransa da bunu sadece onlar için kararımı değiştirmemem adına yapıyordu.
Bunlara ekstra olarak bir de ne halt olduğunu anlayamadığım şu alfa vardı. Bugün karşıma çıkmamış olsa da bu hiç çıkmayacağı anlamına da gelmiyordu. Benim korkum bana bir şey olacak düşüncesi değildi, benim asıl korkum Jimin'e ve Sehun'a bir şey olma düşüncesiydi. İçten içe kendimi yiyip bitiriyorum bu yüzden. Fakat benden ne istiyordu? Ne denli ciddi bir durum ki sürü başı olarak sürüsünü bile bu duruma alet edebiliyordu hiç anlayamıyordum.
Daldığım yerden Jimin'in saçlarımı okşamasıyla ayrıldım. Ben bu şefkatli kolların zarar görmesine nasıl göz yumabilirdim ki?
"Bebeğim üzülme, eninde sonunda bu olmak zorundaydı. İyi yanından bakarsak seni redderek ne kendine ne de Taehyung'a eziyet çektirdi. Zamanla aşk da olur, sevgi de, saygı da..."
Taehyung benim için cidden bambaşkaydı. İkisini eşit seviyordum, ikisini asla ayıramıyordum, aynılardı benim için ama Taehyung'un bana olan düşkünlüğü ve her daim yanlızca bana gösterdiği merhameti bambaşkaydı. Biliyordum, dışarıdaki herhangi birine asla böyle değildi, hatta Jimin ve Yoongi'ye bile bana davrandığı gibi davranmıyordu, hoş davranamazdı da çünkü onun eşi bendim ama uzun lafın kısası onun merhametin en koyu yanı bendim, onun tek zaafı ve tek zayıflığı bendim. Beni seviyordu ve bu sevgiyi de iliklerime dek hissettiriyordu.
"Taehyung beni cidden seviyor Jimin. Benden de sevgi bekliyor, biliyorum ama henüz ona söyleyebilecek kadar cesaretli olduğumu zannetmiyorum. Üstelik Victor'dan hâlâ çekiniyorum."
Jimin başını omzuma yaslarken gözlerini kapattı. "Victor'u çözmek o kadar da kolay değil..."
"Hem de hiç." Dedim hızla. Bu halime kıkırdayarak başını omzuma iyice sürttü. Elimi karnına koyarak içimde büyüyen merhametle okşamaya başladım. "Sanırım Victor güce bensiz de sahip olsaydı, ruh eşi olduğumuzu umursamadan gözünü kırpmadan beni öldürürdü. "
"Taehyung izin vermezdi." Dedi Jimin usulca.
"Evet vermezdi, ama her anda yanımda Taehyung olamazdı. Bu yüzden yanlız olduğum her anda tetikte olmak zorunda kalırdım. Neyse ki şu anlık beni öldürmek isteyen bir Victor'a sahip değilim."
Jimin dudaklarını dişlemeye başlarken yaydığı feromonlarıyla gergin olduğunu anladım. "Jimin? İyi misin?"
Jimin başını omzumdan kaldırarak titreyen irislerini gözlerime dikti. "Jeongguk...dikatli olmalısın. Çevremizde Deltaların gücüne kavuşmasını engellemek için çırpınan bir sürü insan var. Demem o ki sen gücün kendisi ve aynı zamanda tehlikesin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Two Delta's & TaeggukV
FanfictionDelta Victor ve Delta Taehyung ikizdi,, ve bir de aynı ruh eşlerine sahiplerdi. "Ateşin koru alev olsa bizi yakar, günahkâr koksa tenimiz bizi sarar. Karışsa tenim teninize, bir olsak dahi hep birlikte. Ruhuma abanan benliğim, benliğimde saklı gerçe...