Miniğim demişti bana. Ama yeterdi artık susmayacaktım. Ben bu değildim kendimden baya bir taviz vermiş, onurumu, gururumu bir kenara bırakmış çok başka şeylerle uğraşıyordum. Yetti artık!
"Ne miniğim ne be!!
Sen tokat atarken de yanımda ağlarken de miniğindim ben senin. Sen naptın söylesene sen ne yaptın? Ne demek lan kardeşim varken sana inanamazdım. Ben neyim amına koyayim ben neyim?!!
YETER ARTIK YA YETER hastayım ben hasta o doktor olacak kardeşin nerede söyle nerede gelip bir kere bakmış mı bana?" dedim ve bakışlarımı buraya gelen diğerlerine çevirdim. Onur ve Murat bey hariç herkes buradaydı. "Yeter artık ya sıkıldım anlıyor musunuz?
Aşağılayıcı bakışlarınızdan, iğneleyici laflarınızdan, ön yargınızdan ve benim kim olduğumu anlamamazlıktan gelmenizden bıktım usandım artık!
Ya naptım ben size ya NAPTIM neden bu denli nefret ediyorsunuz benden neden ya neden!?!" Dedim acil sakinleşmem lazımdı yoksa hiç iyi şeyler olmayacaktı.
" Ya çok geç olmadan salağa yatmayı bir kenara bırakıp benim sizin gerçek kardeşiniz olduğumu anlarsınız yada bir daha asla sizi affetmem anlıyormusunuz? AFFETMEM!!"Sözümü bitirir bitirmez geri yukarı çıktım. Fazla bağırmaktan boğazım acımaya başlamıştı ama kendimi iyi hissediyordum yemek yemek iyi gelmişti galiba. Sakinleşmem lazımdı camı açıp biraz temiz hava aldım. Kalp atış hızım 112 olmuştu. Bu hız bu zamana kadar gördüğüm en yüksek hızdı. Bulut bu hızı görse hiç vakit kaybetmeden beni yanına geri alırdı. Eskiden yani buraya gelmeden önce en hızlı kalp atışım 92'idi.
Zaten bildiğim kadarıyla 120'nin üstü kalp kriziydi. Bir daha asla böyle bir risk alıp bu kadar çok öfkelenmeyecektim. Onlara kim olduğumu göstermeden ölmemeliydim, ölemezdim...Miniğim demişti Ediz gerçi en son miniğim dediğinde ne olduğunu çok çok iyi bir şekilde deneyimlemiştim ama neyse
Uyumam lazımdı saat gecenin üçü olmuştu. Kendimi asla rahat olmayan yatağıma bıraktım ve tavana dik dik bakmaya başladım.
Bulutgil telefonumu açmamışlardı acaba başlarına birşey mi gelmişti. Bu düşünceyle kendimi boğulacak gibi hissetmiştim. Hemen telefonu elime aldım ve Bulut'u aradım. Açmadı. Tek tek herkesi aradım hiçbiri yine açmadı. Kalbime bir öküz oturmuştu adeta.
Yeni yeni düşmeye başlayan kalp atışlarım tekrar hızlanırken internetimi açtım. Belki bir haber vardır diye. Instagram'dan bildirim vardı. Bulut birşey paylaşmıştı. Yaklaşık 4 saat önce. Hemen bildirime tıkladım ve gördüğüm fotoğraf ile olduğum yerde kaldım.Ne yani başından beri konserdeler miydi?
Neden haber vermemişlerdi
Yani tamam ben belki onları çok boşlamıştım ama ne kadar zor zamanlardan geçtiğimi en iyi onlar biliyordu.Bu şekilde yapmaları kırmıştı. Bu yaptıkları çok sorumsuzcaydı. Zaten yeni yavaşlayan kalbim tekrar hızlanmaktan yorgun düşebilir bayılabilirdim. Ama onlar güzel güzel eylensinlerdi. Bulut'a mesaj yazmaya başladım. Biz birbirimizden habersiz hiçbir şey yapmazdık ne oldu da böyle olmuştuk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARININ KIRIKLIĞI
Teen Fiction"Onları bekliyorsun biliyorum. Gözlerinin içine bakıp 'Korkma, biz buradayız' demelerini bekliyorsun. Sonra uzun uzun çektiğin acılardan söz etmek ve yüzünde utangaç bir kızarıklık oluşturan hikayelerinden bahsetmek istiyorsun. Onları uzun süredir...