45.Bölüm="Gülünce Güzel Oluyorsun"

63 10 11
                                    

"Zaman geçiyordu ama biz geçmiyorduk, dünya geçemiyordu, hayatlarımız geçemiyordu. Biz artık sadece zamanın ağına takılı kalmış, hayattan bir beklentisi olmayan balıklara dönmüştük."

...

Zamanda bir kırıklık vardı, o kırıklığın aynısını hem ruhumda hem de her anımda hissediyordum.

Saniyeler olmuştu amcamın imzasını aylar sonra göreli.

Ve tekrar saniyeler olmuştu ben kırmızı harelerle göz göze geleli.

Ellerim benden bağımsızca arkamda kalan masanın kenarına tutunduğunda Demirhan'ın bakışlarının hızla deponun içinde döndüğünü gördüm. Onun aksine, bende gram hareketlenme yoktu.

Gözleri insanı içine çekiyor gibiydi. Ne kırpıyor ve de başka tarafa bakıyordu, bedeninin tamamını içeri sokup yanımıza gelebilmek için kapıyı zorlarken sadece bana bakıyordu.

Göz bebekleri ufaldıkça ufalmış, kırmızı harelerinin ardında görünmez olmuşlardı.

"Saye!" Demirhan'ın bağırışını duyduğumda daldığım gözlerden ayrılabilmiştim. Üstümde mayhoş bir etki vardı ve bunun hiç zamanı değildi, farkındaydım.

"Duyuyor musun?" Demirhan sanki benim kendimde olup olmamam bulunduğumuz durumdan daha önemliymiş gibi bana bakarken dakikalardır zorlanan kapı artık pes etmiş, gürültüler eşliğinde yeri boylamıştı. İşte bizim süremiz de buraya kadardı.

"Kapı!" Diye bağırdı Demirhan, eliyle hızlı bir şekilde sağ tarafı gösterdiğinde bakışlarımı oraya çevirdim. Arka kapıdan bahsediyordu.

Kırmızı harelerinin sahibi dakikalardır uğraştığı engelin yok olduğunu kavrayabilmiş gibi bize doğru büyük adımlarla gelmeye başladığında Demirhan'ın hızla bileğimi kavradığını hissettim, o beni cekiştirirken ben birden durdum. Yapmamam gereken bir şey yaptım.

"Saye!"

"Dışarı çıkacaksın, bir fikrim var!" Demirhan'ı orada öylece bırakıp anın korkusuyla koşmaya başladığımda çürük nefes kokusu diye adlandırdığım kokunun sahibi hareket eden bir cisim olmamdan kaynaklı benim olduğum tarafa dönmüştü.

"Siktir, ne yapıyorsun sen!?" Demirhan hala depodan çıkmamıştı, o şeyin irisleri üstümdeyken çıkması gerekliydi.

"Şimdi gelecek, dosyaları al ve çık, geleceğim, güven bana lütfen!"

Hayatımızda tercihler ve sonuçlar olurdu.

Demirhan kendini bir kere atmıştı önüme, bedeninde kocaman üç çizgi oluşmuştu. Daha bir hafta olmuş olmamıştı onu ayağa kaldıralı, tamam biliyordum. İyiydi, ama o şey peşine takıldığı an sona erecekti, benim bile aylar sonra bacağım hala sızlıyorsa, onu düşünmek istemiyordum.

Düşünmeye vaktim yoktu, ben tercihimi yapmıştım. Zira istediğim olmuştu, kırmızı hareler bana kitlenmiş, adımları ise bana yönelmeye başlamıştı.

Hadi iğrenç şey.

Ben oyranın az önce kırdığı kapıdan çıkarken o da peşime takılmıştı. Adımları benden büyüktü ama benim çok garanti bir planım vardı.

Aksi halde kendimi belki ama Demirhan'ı asla tehlikeye atmazdım.

Peşimden gelen bedenden derin bir kükreme işittiğimde bana yakınlaştığını da anlamış oldum. Bu defa ağaçların arasına atarken kendimi o da peşimden ayrılmamıştı.

Vakti gelmişti .

Elimi arkaya doğru atıp çantama uzandığımda fermuarı hızla cekiştirip çantada bulunan kapsüllerin arasında dolaştırdım bakışlarımı.

1 YILHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin