11.

1.5K 125 77
                                    

-Jisung, Jisung kalk JİSUNGG!
-Ay noluyo AHHH BELİMMM

Bir anda dün gece uyuduğum yerde irkildim. Ve olamaz her yerim tutulmuştu. Aferin Jisung o küçücük koltukta uyursan olacağı buydu.

-Noldu lan. İyi misin Jisung?
-AAAA her yerim tutulmuş. Kıpırdayamıyorum.
-Dur yavaşça hareket etmeye çalış. Öyle bir anda neden haraket ediyorsunki.
-Yardım etsenee.

Minho yavaşça Jisungun her iki kolundan tutup kaldırmaya çalıştı.

-Yavaş olsana acıyor belim.
-Tamam sakin. Kalktın sayılır.
-Hayır anlamıyorum, neden eve misafir getirip ondan önce uyuyorsun? hemde kocaman yatakta. Ayrıca neden iki kişilik yatakta uyuyorsun.
-Aman ammada zırladın. Ne var uyandırsaydın. Hem yanımda da yata bilirdin.
-Unutuyorsun galiba ama sen benim zorbamsın yaptığın onca şeyden sonra yanında uyuyamam canım.
-Zorba demezsen sevinirim. Artık zorban değilim ve yaptıklarım için özür diledim zaten. Ayrıca zorbanın evinde kala biliyorsan, yanında da yata bileceksin.
-Neyse. Artık zorbam olmadığın için mutluyum.
-Yemek yemeğe ne dersin açım aç.
-Olur evde yemek var değil mi?
-Hayır.
-Nasıl oğlum sen yemekle beslenmiyor musun? Aslında bakarsan davranışlarından normal insan gibi yemediğin belli.
-Hayır anlamıyorum davranışlarımın yememle ne alakası var acaba Jisung bey?
-Çok alaka canım cicim. Neyse bu arada neden evde yemek yok, erzak yok?
-Ben genelde dışarıda yemek yerim evde pek yemem. O yüzden.
-O zaman markete gidelim. Ne gerekliyse alalım. Şimdi ben gidip hazırlamayım sende ne lazımsa bir kağıda yaz. Gidip alalım.
-Emr edersiniz baş komiserim.
-Duşunu kullana bilir miyim?
-Evet rahatına bak canım cicim.
-Cicili micili konuşmalar neyse.

İkiside gülmeye başladı.

Jisung 20 dakika içinde hazir oldu. Ve kapının özünde hazır bir şekilde durdu.

-Gel Minho gidelim.
-Dur ayakkabımı getireyim diğer odada.
-Tamamm.

Sonunda evden çıka bilmiştiler.

-Sen bir şey istiyor musun marketden?
-Hayır saol canım cicim.
-Bu arada gerçekten bir kaç yıldır yaptığım. Her şey için özür dilerim.

Minhonun aniden söylediği şeyle Jisung ona bakmaya başladı ve gözleri büyüdü. Gözlerinden her ikisininde heyecanlı olduğu görünüyordu.

-İstersen ve beni affede bilirsen, seninle yeni bir sayfa açmak istiyorum.
-Benim için sorun değil.
- O zaman affettin mi beni?
-Ay evet şapşik.
-Yhaa yerim cicim.
-Neyse ciddi ol mk

İkiside markete gidene kadar bir birinin gülmekten kızaran ve gözlerinden yaş gelen yüzüne bakıp gülmüştüler.

-Sonunda geldik markete ay açlığım gitti resmen
-Susta hemencecik hall edelim bende açım ya hani Minho.
-Neyse ilk önce yulaf almalıyız
-Bu tarafta olmalı sanırım

1 Saat süren alış verişin ardından eve gele bilmiştiler ellerinde poşetle.

-Ayh yoruldum. En ağır poşetide bana vermişsin Jisung teşekkürler.
-Ömrün mü azaldı Minho? Ayrıca farkındaysan senin yüzünden hastaneye düştüm ve hara ağrılarım var.
-Ay aman tamam susduk canım.
-Biz kahvaltı edecektik sanki ama saat öğlen olmuş ve biz daha bir şey yemedik ve yemeği geçtim hazırlamadık bile.
-O zaman bir teklifim var. Evde uğraşımcaya kadar dışarıda yemek yemeğe gidelim. Benim bildiğim çok iyi bir pizzacı var. Oraya gidelim. Hem duyduğuma göre Jisung isimli kişiler pizza seviyormuş.
-Bu pizza olayını nereden duydun bilmiyorum ama şu an acayip açım ve bir an önce pizza yemek istiyorum.
-Tamam çıkalım o zaman.

Pizzacı Minhonun evine yakın olduğundan 15 dakikalık bir yürüyüşle oraya vardılar. Pizza sifarişi verdiler ve masa bulup sifarişlerini beklemye başladılar.

-Kuer gibide acıkmışım valla iyiki geldik Minho evde bu kadar bekleyemezdim.
-Aynen bende yapamazdıkta zaten yemek.
-Kendi adına konuş Jisung efendi ben mükemmel bir yemem yaparım.
-Aynen cicim o yüzden dışarıda yiyorsun yemeklerini.
-Benim vaktim olmuyor yemek yapmaya yoksa ciddiyim baya iyi yemek yaparım.
-A geliyor siparişler.
-Geldilerr.

Oh mis gibi yediler yemekelrini. Ve şimdi çay ve tatlı siparişi verdiler onu bekliyorlar. Baya uzun çekecek gibi çünkü öğlene doğru geldiği için müşteri baya arttı. Ama ne Minho nede Jisung bu durumdan rahatsız değildi. İkiside bir birini seviyordu. Bilmiyorlardı ama bir birlerinin arasında farklı bir bağ vardı. Tam farklı kişilerdiler ama o kadar uyuşuyorlardılarki. Hani derler ya bir elmanın iki yarısı aynen onun gibilerdi bir birlerini tamamlayan puzzle gibilerdi.

Minho Jisung'a artık onu sevdiğini itiraf etmek istiyordu ama söze nasıl başlayacağını bilmiyordu.

-Jisung, sana bir şey söyleyeceğim.
-Dinliyorum.
-Hani kaç yıldır artık aynı sınıftayız falan ben senin neleri sevdiğini neleri sevmediğini biliyorum ya. Hani diyorum bunlar normal zorba ve zorbalık ettiği kişi ilişkisi değil ve be...
-Biliyorum Minho. Her şeyi biliyorum.
-Ne?
-Diyorumki biliyorum belli etmeyeceğini mi düşündün? Yada benim gerçekten dediğin gibi aptal olduğumu mu düşündün?
-Madem biliyorsun. Uzatmayacağım duygusala gelemiyorum cicim.
-Minho aslında biliyor musun sana o kadar kızgınım ki. Bana bunca yıldır yaşattıkların için, söylediğin o acı, bende derin yara izi bırakan sözler için, beni kaç kere dövdürttüğün için. Ama aynı zamanda içimde sana karşıda sakinlik var... Anlatamıyorum... Hissettiklerimi san karşı iyi ve ya kötü anlatamıyorum.
-Bende yanlışlar yaptım.

Dedi Minho ellerini uzatıp Jisungun ellerini tutduğunda.

-Evet sana söylediğim o sözler için o saçma sapan haraketlerim için ne kadar özür dilesemde az, ama lütfen benide anla. Seni ilk gördüğüm andan itibaren her haraketini izledim sevdiğin her şeyi öğrendim. Senin sevdiğin şeyleri bende sevmek için çabaladım. Seni çok seviyorum Jisung ve bu gün cevabın ne olursa olsun seni yine seveceğim. Etrafım yüzünden seni sevdiğimi san hiç belli edemediğim sana bunları yaşattığım için gerçekten özür diliyorum. Bende ilk defa birini seviyordum ve ailem bana hiç birini sevince nasıl davranmam gerektiğini bana öğretmedigi için ben sana nasıl davranmam gerektiğini de bilemedim o yüzden böyle korkal gibi saklandım senden Sevdiğimi sana belli edemedim. Özür dilerim Jisung.
-İnan bana Minho gerçekten sorun değil bende sana karşı aynı hissleri besliyorum ve sen bana neler yapsanda benim hisslerim sana karşı değişmedi. Ve seni affediyorum zaten hiç bir zaman seni bir suçlu olarak görmedi.

İkiside bu zor konuşmayı bitirdikleri için mutluydular ve bunları sözlere dökmek olmuyordu. Bir birlerine büyük bir aşkla, sevgiyle bakıyorlardı. Bir süre bir birlerine baktıktan sonra sessizliyi bozan Minho oldu.

- Seni ilk gördüğüm anda hatırlıyor musun ilk sınıfa geldim ve sen bir köşede beni izliyordun ve kulağında kulaklık müzik dinliyordun. Senin yanına oturdum o an bana cok çekici gelmiştin. Diğer teneffüslerde falan hiç dışarı çıkmamıştın öylece oturmuştun. Çok dikkatimi çekiyordun her şeyinle mükemmeldin. Şimdide mükemmelsin.
-Ah evet hatırlıyorum. Sende benim dikkatimi çekmiştin yalan yok. O güzel gülüşünle, kahverengi saçlarınla ve bal rengi gözlerinle o kadar güzel gözüküyordunki anlatamam.

Minho ve Jisung eskilerden sohbet ettiler ve tatlılarını yiyip eve gitmek için hazırlandılar.

-O bayada geç olmus Jisung.
-Ay evet ne şapşik ne kadar çok sohbet etmiştiz.
-Seninle her gün her saniye sohbet ederim ve bıkmam cicim.

Umarım sevmissinizdir. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın 💗

Zorbam değişti.?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin