9. Bölüm "Mahkeme"

11 5 4
                                    

Roza'dan

  Toprak'ın tutuklanmasından yaklaşık bir hafta geçmişti. Mahkeme günü bugündü. Sadece mahkemede bizim karşımızda konuşacağını söylediğinden dolayı dedektif bir an önce mahkeme olması için talepte bulunmuştu. Şimdi ise hepimiz beraber mahkemeye gidiyorduk. Acar ve Arın o günden sonra bizim yanımızda kaş göz hareketleriyle anlaşıyor bazen gizlice bir şeyler konuşuyorlardı. Acar'ın yüzü günlerdir aynıydı, tedirgin. Hâlâ sorumun cevabını alamamıştım. Arın ile bir şeyler sakladıklsrına artık tamamen emin olmuştum.

  Mahkeme salonuna girmiş, yerlerimize oturmuştuk. Bizden sonra Toprak ve avukatı girdi. Yerlerine oturdular. Ardından dedektif, hakim ve savcı girdi, mahkeme başladı.

Hakim "Sayın Toprak Yekta, sorgunuzda mahkemede, arkadaşlarınızın huzurunda konuşmayı talep ettiniz. Şimdi mahkeme huzurunda size sorulan soruları dürüstçe yanıtlayacağınıza yemin ediyor musunuz?" diye sordu.
  "Sözleyeceğim her sözde dürüst olacağıma yemin ederim."diye yanıt verdi Toprak.
   Ve mahkeme başladı. Tam mahkeme sayılmazdı aslında. Bir takım açık sorgu denebilirdi. Hakim sustu ve dedektif sorular sormaya başladı.
  "23 Haziran gecesi neredeydiniz?"diye sormaya başladı dedektif.
  "Hatırlamıyorum, en son bardaydım. İçkiyi fazla kaçırdığımdan hatırlamıyorum." Diye yanıtladı Toprak.
  "Saat kaç gibi ordaydınız?"
  "Gece onbir gibi oraya gittim. Ne zaman çıktım bilmiyorum."
  "Yanınızda birileri var mıydı?" diye sorduğunda dedektif, Acar ve Arın oldukları yerde rahatsızca kıvrandı. Acar'ın yüzü bembeyaz olmuştu. Arın, Acar'a göre daha az belli etsede o da gerilmişti. İkiside nefeslerini tutmuş Toprak'ın yanıtını bekliyorlardı.
  "Tek gittim sonra birileri geldi mi hatırlamıyorum." dediğinde ikiside sesli bir şekilde nefeslerini verdiklerinde benim onları izlediğimi fark ettiler. İkiside anında kendilerini toparladılar fakat Arın'a göre Acar hala telaşını belli ediyordu.
  "Emin misin?"
  "Evet, bir şey biliyorsanız söyleyin bende öğreneyim. Belki hatırlamama yardımcı olur." dediğinde kafası bizim olduğumuz tarafa döndü. Önce bana baktım sonra Acar ve Arın'a baktı. İkiside oturdulları yerde dikleştiler. Üçü bir şeyler karıştırıyordu.
  "O gün orada yanında iki kişi vardı. İkiside şu an buradalar. Acar Tuna ve Arın Yazgı. Bu sana bir şeyler hatırlattı mı?" dediğinde hepimiz Acar ve Arın'a döndük. Şimdi ikisininde yüzleri bembeyaz olmuş sandalyelerinde dimdik oturuyorlardı. Oldukları yerde donmuşlardı. Toprak daha profesyonel davranıyordu. Şaşırmamıştı, biraz dedektife baktı ardından bir şey hatırlamış gibi bir ifadeyle konuştu.
  "Tamam, şimdi biraz hatırladım. Onlar benden daha az içmişti. Bir şeyi kutlamaya gitmemiştik. Moralim bozuk olduğundan gitmiştik. Orada ne konuştuk hatırlamıyorum."dedi sakin bir sesle.
  "Moralin neden bozuktu?"
  "Kişisel sebepler."
  "Peki, buna sonra geri döneceğiz. Aras Akın ile arandaki sorun ne? Ona karşı nefretinşn sebebi?"
  "Etrafımdaki insanlara zarar veriyordu. Özellikle Alin'e." deidğinde şaşırmıştım. Bunu bize hiç söylememişti. Nasık zarar verebilirdi?
  "Nasıl bir zarar? Fiziksel olarak mı yoksa psikolojik olarak mı?"
  "Fiziksel."
  "Fizikseli biraz daha açabilir misin?"
  Tabii, sağlığına zarar veriyordu. Ona uyuşturucu haplar veriyordu. Alin uyuşturucu bağımlısı oldu, onun yüzünden. Alin'i bu yüzden ondan uzak tutmaya çalıştım. Üstelik alkol ve sigara da dahil. Diyeceksiniz neden polise gelmedin diye. Onu da yanıtlayayım. Elimde kanıt yoktu. Nasıl oluyorsa hapları çok iyi saklıyordu. Ailesi zengin olduğundan dolayı kanıt olmadan asla içeri girmeyeceğini bildiğinden ve adaleti devletin kanıtsız bir şekilde sağlayacağına inanmadığımdan kanıt bulmadan şikayette bulunmadım." dediğinde hepimiz şok olmuştuk.
  Aras gerçekten böyle biri miydi? Yıllarca yanımızda tuttuğumuz kişi böyle biri miydi?
 
  "Bunu bize neden söylemedin?" diye öne atıldı Rüya. Sesi fazla yüksek çıkmıştı. Yüzünde öfkeli bir ifade vardı. Toprak'a bakıyordu.
  Toprak, Rüya'ya döndü. "Söyleseydim inanacak mıydınız?" dedi. Rüya, hiçbir şey söylemedi. Arkasına yaslandı, yere bakmaya başladı. Haklı olduğunu biliyordu. Bu yüzden sustu.
  Dedektif bir süre bekledi sonra tekrardan sorularına devam etti. eline bir delil poşeti vardı. İçinde Alin'in kanlı kolyesi vardı.
  "Alin'in kolyesi neden sendeydi?" diye sorduğunda öbürleri yine şaşırmıştı. Hepsi bir kolyeye bir Toprak'a bakıyorlardı. Toprak yine sakindi. Yüzünde hiçbir ifade değişmiyordu. Biraz bekledikten sonra cevapladı.
  "Bilmiyorum, cinayetler haberlere çıkmadan bir süre önce ceketimin cebimde buldum. Başta şaşırdım sonra üstündekinin kan olduğunu anladım. Şaşırmıştım, ne yapacağımı bilemedim. Annemin bana telaşla seslendiğini duydum, çekmeceme atıp hemen annemin yanına gittim. Sonra haberleri gördüm. Şok olmuştum, bir süre sonra hemen Roza'nın yanına gittim. O sıra kolyeyi unuttum." diye yanıtladı toprak.

B.B.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin