🃏•17•🃏

523 98 85
                                    

17

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

17.Bölüm

İYİ OKUMALAR

Helin'den;

Kulaklarım çınlıyordu. Duyma yetkim kayıp olmuş görüşüm bulanıklaşmıştı. Kalbim deli gibi atıyor, korku ile etrafıma bakınıyordum. Kan kokusu öyle yoğundu ki midemi bulandırıyordu. Başım deli gibi dönerken, yerde kanlar içerisinde yatan adama ulaşmak için hareket etmeye çabalıyorum. 

Ayaklarım bana ihanet ediyor. Yere düşmemek için çabalıyordum. Vücudum deli gibi titrerken, kendime gelmeye çalışıyordum. Az önce ne olmuştu. Kendime gelmeye çabalarken, Yanımdan geçip giden insanları yeni fark ediyordum. Selim'in yanına gittim. Yerde bilinçsizce yatıyordu. Titreyen ellerimi ona uzattım. Beyaz gömleği kırmızı renge bürünmüştü. Silahla vurulmuştu. Yanıma gelen bir adam Selimi kontrol etti. Ardından temiz bez gibi bir şeyi alıp yarasına baskı uygularken bana döndü. 

"Bastırabilir misin? Diğerlerine bakmam lazım."

Dediklerini duymuyordum. Her yerde kan vardı. Kokusu başımı döndürüyordu. Selim ise yerde yatan adamlardan sadece bir tanesiydi. İlk defa böyle bir şeye şahit oluyordum. Yanımda ki adam omuzuma dokundu. Ona baktım. Beni biraz sarsarak konuştu. 

"Kendine gel Helin! Diğerlerine bakmam lazım."

Elmi alıp yaraya baskı uygulamam için koyarken gözlerimin içerisine baktı. 

"Tüm gücünle baskı uygula."

Devam ettim. Göz yaşlarım birer birer akarken, tüm gücümle yarasına baskı uygulamaya başladım. Bir kaç dakika sonra ambulans sesleri her yeri doldururken, Yanıma gelen görevliler Selim ile ilgileniyordu. Sadece şok olmuş bir şekilde ona bakıyrodum. Onu alıp araba bindirirlerken yanlarına gidip yerleştim. Onunla gitmek istiyordum. Evde tek başıma oturup delirmek istemiyordum. Yolda giderken doktor ve hemşirelerin onunla ilgilenmesi onun kanlar içerisinde gözleri kapalı bir şekilde yatıyor olması...

Araba hastane de durdu. Hızla içeriye girip acile alınırken bizim beklememiz gerektiğini söyleyip gittiler. Ellerim titriyordu. Olduğum olacağım kişi şuan deli gibi korkuyordu. Ben her gün ölümün ucunda yaşıyordum. Yaşamak için direnmek için bir çabam yoktu. Ama bir hayatın kurtulmasını şuan herşeyden çok istiyordum. 

Oturduğum yerde kendi kendimi yiyordum. İyi biri değildi. Düşmanları çoktu. Her an onu öldürmek isteyen onlarca kişi ile konuşup anlaşıyordu. Arkasından yüzlerce kez bıçaklanıp ihanete uğruyordu. Ama hala daha beni yaptığım salaklıkları yapmıyordu. Gözlerim kanla olan ellerime takıldı. Onun kanları ellerime bulaşmıştı. Ondan kaçmak isterken onu kurtarırken bulmuştum kendimi. Ne hissediyordum? Ne yapıyordum? 

Hayat iki günden ibaretti. Dün ve bu gün. Başka gün yoktu başka bir dakika. Ölüm geldiğinde ölürdün. Yarını ve bir dakika fazlası olmazdı. Selim'de şuan bunu yaşıyordu. Ölüm ile cebelleşiyor, hayata tutunmak istiyordu. Ben ise kendi hayatımı mahvetmekle yetiniyordum. 

Euphoria +18 #ilmelistanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin