Müthiş bir ağrı ve uyuşuklukla uyanırken beynimde hiç bir şey yoktu. Silik ve hatırlamakta güçlük çektiğim hafızam bana ihanet ediyor bir açık kapı bırakmıyordu.
Ne olmuşu?
Sanki beynim uyuyormuş gibiydi. His olarak hissettiğim, sıcaklık ve baş ağrısıydı. Ağırlaşmış göz kapaklarımı araladım yavaşça. Başımı yan tarafa çevirip saçları yastığa dağılmış bana sıkı sıkıya sarılan sarışını görmemle yüzümde bir tebessüm oluştu.
Akşam burada mı yatmıştı? Geldiğini hatırlamıyordum. Bu haplar beni iyice salaklaştırıyordu. hap aldığımı da hatırlamıyordum.
Belen'in kollarından yavaşça sıyrılarak pelte olmuş bacaklarımla banyoya girdim. Aynada berbat görünen görüntüme her gün olduğu gibi bir selam çakarak, biraz daha insana benzemek adına yüzümü yıkayıp saçlarımı ıslattım.
Odaya döndüğümde saçlarımı fırçalayıp Belen'i uyandırmak için yanına gittim. Ona seslenerek uyanmasını beklerken gözlerini açıp beni görmesiyle bir anda kalkıp bana merakla bakmaya başladı.
"İyi misin?" Yan tarafımda ki eşyalara bakarak dudağımı büzdüm ve sorduğu soruya karşılık cevapladım. "Evet iyiyim. Neden böyle bir soru sorma gereği duydun?"
"Nasıl ya? Sen hatırlamıyor musun?" Dediğinde içimde yeşeren şüphe tohumları ile konuştum "Neyi hatırlayacağım?"
"Abin dün akşam beni arayıp kötü bir durumda olduğunu söyledi. Buraya nasıl geldiğimi bilemedim. Geldiğimde de seni ıslak bilinçsiz bir halde buldum." Dediğinde kaşlarım çatıldı hatırlayamadığım şeyleri hatırlamak için beynimi zorladım.
Siktir siktir siktir
"B-ben hiç bir şey hatırlamıyorum" sesim sona doğru kısılmıştı. Kendimi kötü hissediyor sabah ki enerjimin yerinde yeller esiyordu.
Belen beni kendisine çekip sıkıca sarıldıktan sonra, çenesini başıma yaslayarak konuştu "Tamam takma bunu kafana, normaldir. Bu gün ne yapacağız?" Diyerek kollarını ayırıp ayaklandı.
Üzerinde ki benim çiçekli geceliklerim ona muhteşem olmuşken her hali bile mükemmel olan bu kız sürekli beni kendine hayran bırakıyordu.
"Evde kalsak. Abim gelmez muhtemelen" dediğimde başını sallayıp konuştu "Tamam. Abin zaten gelmese iyi olur onun o sikik suratını görmek istemiyorum" sözleri bittiğinde büyük bir kahkaha koyuverdim.
Mutfakta beraberce kahvaltı hazırlarken bir yandan son ses çalan müziğe eşlik ediyorduk. Belen kalçalarını sallarken onun bu hareketlerine gülüyordum.
Beraber güzel bir kahvaltı yapıp evdeki tüm aburcuburları odama toparlayarak film izlemeye başladık.
Bir ara aklıma dün gece ki olayla yavaş yavaş geldi. Abimi evde yakalamam çok iyi olurdu. Geçen gün ki olayları ayrıntısıyla öğrenebilirdim. Ama ondan ayrı büyük bir sorun vardı. Abim lanet derecede uyuşturucu işinin içindeydi.
Bende mal gibi bunu anlamamıştım. Bunca zaman para biriktirip hapları almak için didinirken abimin bir satıcı olduğunu öğreniyordum. Ne muhteşem bir şey ama.
Evde bırakmadığını kesinlikle biliyordum çünkü ben bir uyuşturucu bağımlısıyım ve abim bunu bildiğinden tabi ki bırakmayacaktı. Muhtemelen malları başka bir yerde saklıyordu.
Bazen ani bir kararla test yapabiliyordu. Aslında bunu neden yaptığı hakkında en ufak bir fikrim dahi yoktu. Kısacası bana göre salağın tekiydi.
Dizinin bölümü bittiğinde ayaklanarak ağrıyan bacaklarımı salladım. Belen sırt üstü uzanmış kollarını başının altına koyarak alttan bana bakıyordu.
"Su almaya gideceğim, ister misin?"
"Olur. Teşekkür ederim aşko," dedi. Başımı sallayıp mutfağa doğru adımladım. İki bardağa su doldurarak mutfaktan çıktığımda, abim elinde poşetlerle kapıyı açarak içeriye girdi.
Kapıdan giren soğuk hava içimi ürperterek üşümemi sağladı. Odama doğru adımlarken abimin sesini duymamla ona doğru döndüm.
"Kalkmışsın. Nasıl hissediyorsun?" Dedi.
"İyiyim. Dün ne oldu?" Dediğimde elinde ki poşetleri mutfağa bırakarak konuştu. "Olmaması gereken ve senin öğrenmemen gereken bir şey oldu. Kimseye bu durumdan bahsetmiyorsun. Ayrıca kendini kötü hissedersen doktora gideceğiz" dediğinde göz devirerek odaya doğru yol aldım.
Belen bıraktığım yerde yüz üstü yatmış bacaklarını hareket ettiriyordu. Benim geldiğimi anladığında doğrularak konuştu. "Kim gelmiş? Abin mi?" Dediğinde onu onaylayarak elimde bulunan bardağı Belen'e uzattım.
Dizinin diğer bölümünü açarak kaldığımız yerden devam ederken, yatağa iyice yayılarak izlemeye koyuldum.
Akşam Belen'i uğurlayıp odama dönerken abim "Helin, gel konuşacağız," dedi. Salonda giderek koltuklardan birine yerleşerek, yine her zaman olduğu gibi bir yerlere kayıp olacak olan abime baktım.
"Dün, o adamları eve çağırmam benim hatamdı. Bu yüzden... istediğin bir şeyi yapacağım" dediğinde, ciddi mi diye yüzüne baktım. Ciddiydi. Hatta bu kelimeleri zorla söylüyormuş gibi bir ifadesi vardı.
"Senden bunu beklemiyordum."
"Helin!"
Ellerimi havaya kaldırdım. Bu hali hoşuma gitmişti. Biraz düşünerek bir şey bulamayınca abime doğru bakarak. "Sonra söylerim" diyorum. Başını sallayarak salondan çıkıyorum.
Fazlaca eğlenceli olacaktı. Belen'i arayarak beraber ne isteyeceğim hakkında biraz tartışmamız lazımdı.
Odama döndüğümde dün giydiğim kıyafetleri toparlayarak kirli sepetine götürüyorum. Aklıma gelen şeyle tekrar dönerek ceplerini kontrol ediyorum. Elime gelen küçük paket gülümsetirken iç sesi bunu abime vermem gerektiğini söylüyordu.
Bu benim için fazla güçlüydü. Eğer bir daha alacak olursam iyi şeylerin olmayacağı belliydi. En iyisi abime vermek diyerek salona gittim.
"Abi" diyorum. Bana bakarak elimde bulunan paketi fark ediyor. Ne diyeceğini anlayarak elini uzatarak "ver" diyor.
Paketi eline koyarak "bu işi neden yapıyorsun?" Diyorum.Cevap vermiyor. O buydu. Hiç bir şekilde benimle iletişim kurmaz ama kendisinden fazla beni düşünürdü. Annem ve babam öldükten sonda üzerime daha fazla düşüyordu.
Bana her ne kadar hissettirmese de beni sevdiğini biliyordum.
"Kahve yapacağım ister misin?"
"Hayır çıkacağım birazdan"
Salondan çıkarak mutfağa giriyorum. Suyu ısıtarak fincana yeterli kahve koyuyorum. Üzerine sıcak suyu boşaltarak fincanı alıp odama dönüyorum.
Akşam eve gelmemesini kadınlara yoruyordum. Ama o başka nedenler yüzünden gelmiyormuş. Benden sakladığı başka şeyler var mıydı acaba?
Led ışıkların aydınlattığı odamda fincanı yatağımın yanında bulunan komodine koyarak, okumakta olduğum kitabı aldım. Kitap okumak bazen bir şeylerden kaçıp hayal dünyamda huzuru bulmak gibiydi.
Zevk aldığım nadir şeylerdendi belki de. Bu gece de yalnız olmak bana koymadı. Çoğu zaman geceleri yalnız kaldığımdan alışmıştım artık.
Kapı sesi abimin gittiğini haber ediyor. Bense elimde ki kitabın dünyasına yelken açıyorum. Kelimelerinde kayıp olup ne demek istediğini bir şifre gibi çözüyorum.
Gözlerim ağrıyana kadar okuyorum. Okudukça huzur buluyorum. Saat epey geç olunca, okula gideceğim gerçeği ile yatmak zorunda olduğumu hissediyorum.
Kitabı kenara koyarak boş fincanı mutfağa götürüyorum. Büyükçe bir bardağa su doldurarak yanıma koyuyorum.
Yatağa yerleşerek telefonuma bir göz atıyorum. Bir kaç mesajlara cevap verip şarja sokuyorum. Bedenimde hiç bir şey yapmamama rağmen yorgunluk kendini belli ederken, gözlerimi kapatıyorum.
Bitti...
iamfng
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Euphoria +18 #ilmelistan
Romance"Bana ne istediğini söyle!" Emir veren sesi serti. Bedenim ihtiyaçla kavrulurken bedenim zangır zangır titremeye çoktan başlamıştı. "Ne istiyorsun güzelim. Hadi söyle bana" Dudakları daha aşağıya inip boynuma inerken rahatsızlık duyacak halde değ...