Diyecek, söyleyecek belkide sayfalarca yazılacak kelimelerim var. Yüreğinde öküz gibi oturan seni bir şeylere iten...
"Kıvırcık. Daldın yine bir yerlere." Başımı sallayıp kafamı yerine getirirken konuştum "Öylesine. Sen ne diyordun?" Bana biraz daha yaklaşıp sessizce mırıldandı. "Elindeki bitince ne yapacaksın? Bir daha Pamire mi gideceğiz?" Omuzlarımı silkip bir fikrim olmadığını belirttim.
Eğer elimdeki mal biterse alabileceğim kimse yoktu. Belki Oğuza sorabilirdim, sonuçta Pamir'le baya iyi gibilerdi.
Selda teyze kapıdan başını çıkartıp "Helin canım, abin seni çağırıyor, gidecekmişsiniz." dedi. Başımı sallayıp ayaklanırken, ağrıyan ayaklarımı yeni fark etmiştim. Belen'e sıkıca sarılıp vedalaştıktan sonra odadan çıkıp merdivenlerden indim. Abim telefonunda bir şeyler ile uğraşırken beni görmesiyle çıkışa ilerledi.
Peşinden ilerlerken Selda teyze ile vedalaşıp arabaya yerleştim. Tüm yol sessiz geçerken eve geldiğimizde arabadan çıkıp çantamdan anahtarları çıkarttım. Apartmanın dış kapısını açıp içeriye girerken abim de beni takip ediyordu.
Eve girip geceliklerimi giydim. Yanımdaki paketi yatağın altına sıkıştırıp, komidinin üzerindeki laptop'u alıp dizinin kaldığım yerinden izlemeye devam ettim.
Hayatımın film ve kitaplardan ibaret olasını isterdim aslında. Zengin oğlan fakir kızla evlenir ve mutlu son. Saçma. Gerçek hayatta böyle bir şey olsa bile kesinlikle bu ben olamazdım.
Ailem öldü ve ben bir abiyle kalıyordum. Sorumsuz bir kardeşle. Şimdi siz bana nasıl bağımlı oldun diyeceksiniz hemen açıkalayayım.
Lise 2. Sınıftaydım bir partiye gitmiş, orada kafa bulan bir grupla takılmıştım. Aptal kafam. Biri bana hapı uzatıp hissettirdikleri hoşuna gidecek dediğinde merak edip almıştım. Aslında bir yanım pişman, diğer yanım ise oldukça memnundu.
Hissettirdikleri gerçekten güzeldi. Bulutların üzerinde uçuyormuş gibi hissettirip sanki ruhun bedeninden ayrılıp başka bir yere gidiyormuş gibi bir şeydi. Tarifi imkansız ve oldukça güzel. Her ne kadar güzel olsada sana verdiği zararlar hissettirdiklerinden daha büyüktü.
Dizinin bitiş jeneriği çalarken bilgisayarı kapatıp kenara koydum ve mutfağa gidip kendime su doldurdum. Bazı geceler aşırı susuyordum.
Odama dönerken abimin odasından çıkan esmer uzun boylu gecelik demeye bin şahit istiyen şeyle karşımda durarken, kaşlarımı kaldırıp ona baktım. Bu ne zaman gelmişti?
Beni süzerek samiyetsizce konuştu. "Ah, merhaba tatlım. Sen Kerem'in kardeşi olmalısın" dedikten sonra arkama dönüp ilerlemeye başladım. Arkamdan baktığını adım kadar iyi biliyordum. Odama girmeden hemen önce onun gibi küçümseyici küstah bir şekilde kelimelerimi sakınmadan bir bir sıraladım. "Sende abimin fahişelerinden olmalısın," dediğimde yüzünde ki tüm kan çekilip mos mor kesilirken sırıtarak odama girdim.
Bu hisde mükemmeldi.
Kesinlikle beni küçümseyeni bende küçümserim. Laflarımı da kesinlikle sakınmam. Bardağı yatağın yanına koyarak saçlarımı yukarıdan gevşek bir topuz yapıp yatağa yerleştim.
Gözlerimi kapattığımda güzel rüyalar görmeyi temenni ettim. Geceleri rüyalarımda hiç güzel şeyler görmüyordum. Belki de kullandığım haplardan olabilirdi.
***
Telefonun susmak bilmeyen melodisi beni delirtirken, başımı yastıktan kaldırıp uykulu bir şekilde komidine uzandım. O kadar çok uykum vardı ki geriye yatsam iki üç saat uyurdum kesin. Telefonu kavrayıp aramayı cevapladım. Belen'in heyecanlı çıkan sesi kulaklarımı felç etmişti. "KIVIRCIK NE OLDU BİLEMEZSİN!" Yataktan doğrulup "Ne oldu?" dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Euphoria +18 #ilmelistan
Romance"Bana ne istediğini söyle!" Emir veren sesi serti. Bedenim ihtiyaçla kavrulurken bedenim zangır zangır titremeye çoktan başlamıştı. "Ne istiyorsun güzelim. Hadi söyle bana" Dudakları daha aşağıya inip boynuma inerken rahatsızlık duyacak halde değ...