Façalının meşhur façasıVe evet yeşil gözlü benim yavrummmm.
Babamın hemşire arkadaşı geldiğinde rahat bir nefes aldım. Yarası gerçektende derin değildi.
"Burda dikiş atamam." Dedi adam Ziya'ya inat.
"Kardeşim ya o dikişi atarsın ya da ben sende dikişlik yaralar açarım."
'Hep tehdit hep şantaj. Piç Ziya.'
Adam Ziyanın tehlike barındıran yüzüne bakıp ofladı.
"Tamam tamam. Ama herhangi sağlıksal bir sıkıntıda sorumluluk almam."
Ben korkulu gözlerle tedaviyi izlerken Ziya çok sakindi. Sanki kesilen benim amk. Façalı diye boşuna demiyorum alışkın demek ki kesilmeye.
Babamın arkadaşı bana pansumanı nasıl yenileyeceğimi gösterip gitti. Ziya'nın koltukta rahatsızca kıpırdandı.
"Rahatsız oldun sanırım. Kalkabilir misin? Benim yatağımda yatabilirsin."
"Bu kadar hızlı olacağını beklemiyordum." Dedi yandan piç gülüşünü atarken.
"Ha" diye bir şaşırma nidası döküldü dudaklarımdan. Gerçekten de ne demek istediğini anlamamıştım.
"Yok bi şey." Deyip ayağa kalkmaya çalıştı. Hemen koluna girip onu yönlendirdim.
İçiten içe sorgulama kısmına başlamıştım. Ben neden şu şehirdeki tek düşmanımla omuz omuzayım?
Ne kadar içimden sorgulasam da bu durumu sonuçta yardıma ihtiyacı vardı onu öylece bırakamazdım ya.
Onu yatağa yavaşça yatırdım yüzü arada sırada acı çeken bir hal alıyordu o dişlerini sıkıp gözlerini yumdukça benim de canım acıyordu sanki. O sırada yeni aklıma gelen şeyle bende kaşlarımı çattım.
"Kim yaptı."
"Boşver."
"Ne demek boş ver Façalı. Alırım façanı Ha!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çakmağınız var mı? BxB
ChickLitBilmediğim bir adamın da dediği gibi hikayeler hep bir yere taşınma yada bir yerden ayrılma ile başlar. Onun gibi bir şeydi işte hatırlayamadım şimdi sözü. Benim hikayem de İstanbul'dan Ankara'ya taşınmam ile başladı. İstanbulun en nezih semtinden A...