Sabah uyandığımda boyunla karşılaştım ve tabi belimi saran sıkı kollarla.
Kıvanç bana öyle bir sarılmıştı ki sanki kaçıp gidicekmişim de bırakmıyormuş gibi.
O bırakmadığı sürece kalkamıyacakken birden kollar gevşedi.Kıvanç :"Günaydın güzelim" -dedi o sabah uyanmış oldugu için, çıkan boğuk sesle.
Doğa :"Günaydın canım" -deyip gevşettiği kollarından çıkmaya çalıştım.
Ama sadece çalıştım. Çünkü o beni daha da sıkı tutarak altına geçmemi sağladı. Şuan üstümde olması, garip
Kıvanç :"Ben git diyene kadar.." -burada durup dudağımdan öptü ve kollarını omuzlarımın yanına koydu.
Kıvanç :"Gidemezsin" -deyip cümleyi tamamladığında nefeslerimiz dudaklarımıza çarpıyordu. Bu güzel his, sevdim.
Doğa :"Biliyor musun ?"
Kıvanç :"Neyi ?" -dediginde bakışlarımı dudaklarından alıp gözlerinin içine baktım, o da bana bakıyordu.
Doğa :"Gitmeme izin vermezsen, gitmem"
Kıvanç :"İzin vermiyorum. Sen benimsin. Ve hep de öyle olucaksın. Benim"
Hafifçe gülümseyip onu ittirdim. Tabi benim ittirmemle bir gram bile kıpırdamadı.
Kıvanç :"Beni ittirmek ha ? Sen şimdi görürsün" -dediginde napıcak diye bakarken birden göbeğime oturup (!) beni gıdıklamaya başladı.
Ben kahkahalarla gülerken kıvançta gülüyordu.
Doğa :"Ya..hahahhaa..lütfen.,.bırak ahahhaha" -söyledigim kelimeler kahkahalarım ile karışınca ben bile anlamadım ama kıvanç anlamış olucak ki hemen bırakıp yine üzerime çıktı.
Kıvanç :"Bir daha beni itlicek misin ?"
Doğa :"Pokunu yiyem abi yeapma" -dedigimde kıvanç çok büyük bir kahkaha patlattı. Bende gülüyordum.
Biz tam böyle şey ederken telefonum çaldı.
Doğa :"Dur, telefon çalıyor"
Kıvanç :"Ya sonra bak. Çalar çalar susar" -dediginde gözlerimi devirdim ve koltuk altından hemen çıkarak telefonumu elime aldım.
Doğa :"Efendim zeynep ?"
Zeynep :"Ya rahatsız ettim biliyorum"
Doğa :"Noldu ?"
Zeynep :"Sergi var ya onun için bişiler yaptık ama 1 aylığına bu butiği kapatmamız lazım ki sergiyi açabilelim"
Doğa :"Eğer siz uygun görüyorsanız, kapatın 1 aylıgına. Sonucta orası sizinde yeriniz"
Zeynep :"Emin misin ?"
Doğa :"Tabiki. Zaten ben bu aralar orada degilim ya. Keyfinize bakın"
Zeynep :"Tamamdır. Öptüüm"
Doğa :"Bendee" -deyip telefonu kapattım.
Arkamı döndüğüm anda kıvançla burun buruna geldik. Gülümsedim.
Doğa :"Aptalsın"- dedim o ellerini, belime koyarken.
Kıvanç :"Ama senin aptalınım"
Doğa :"Evet. Benim aptalımsın" -deyip dudağından öptüm ve geri çekildim.
Doğa :"Kahvaltı edelim bence"
Kıvanç :"Tamamdır. Hazırlanalım hadi"
Ben dolabın önüne geldigimde mor bir elbise cıkardım ama kıvanç elbiseyi elimden aldı.
Doğa :"Napıyosun be ?" -deyip tekrar elbiseyi almaya çalışırken kıvanç yine çekti.
Kıvanç :"Bunu giyemezsin"
Doğa :"Neden ?" -dedim ve kollarımı birbirine bağladım.
Kıvanç :"Çok açık"
Doğa :"Saçmalama. İstersen bikini de giymiyim ha ?"
Kıvanç :"Aynen olabilir aslında" -dedi düşünür gibi yapıp. Sonra da elinde elbisem ile banyoya girdi.
Al işte.
Eşeğin aklına karpuz kabuğu sokarsan böyle olur doğa. Aferin.(Melis'in Ağzından ;)
Sabah uyandığımda başımda kerem bekliyordu. Sabah sabah onu görmek, mide bulantısı oluşturdu.
Melis :"Ne var yaaaa sabah sabah ?"
Kerem :"Seni bir yere götürcem kalk" -deyip ayağı ile benim ayağıma vurdu.
Melis :"5 dakika daha.." -diye yalvarmaya başladığımda aniden havalandım ve keremin poposuyla bakışıyordum.
Kucağına almıştı beni hayvan.
Melis :"Hemen indir beni bak. Çok kötü olur"
Kerem :"He he" -deyip merdivenleri inmeye başladı.
Ben ise sırtına, poposuna, bacağına, artık nereye denk gelirsen yumruk atıyordum ama işe yaradığı da söylenemez. Hayvan gibi mübarek. Kas hayvanı bu. Başka birşey değil.
Melis :"İndir hemen beni. Yoksa-"
Kerem :"Yoksa ?" -deyip alayla gülmüştü. Bu sırada banyoya soktu beni ve aniden yere bıraktı.
Acıyan popoma ah'larken o da gülerek beni izliyordu.Melis :"Hayvan. Çok mu komik he ? Hem sen nasıl bu eve girdin lan" -dedim.
Kerem :"Saksının altına yedek anahtar koyan tek mal sensin"
Melis :"Sanane beni anahtarımdan sanane" -diye atara bağladığımda kerem banyodan çıkıp kapıyı kapattı.
Kerem :"Duş al. Temiz ol biraz. Sabah sabah senin ter kokunu çekemem. Çabuk ol. Daha gidicez" -dedikten hemen sonra gitmişti çünkü ayak seslerinden anlamıştım.
Melis :"Irıspı" -diye söylene söylene ayağa kalktım ve üzerimdekileri çıkarıp duşa girdim.
*
Siyah tshirt, mavi short ve siyah ceket giydim. Telefonu cebime koyup aşağa salona girdim. Kerem telefonundan başını kaldırdığında bana baktı ve anında kaşları çatıldı.
Kerem :"Bu ne ?" -dedi gözleriyle shortu işaret ederek.
Melis :"Ne var be ?"
Kerem :"Git düzgün bişey giy lan!" -dediginde kollarımı birbirine bağladım.
Melis :"Ya sanane be! Nolcak sanki"
Kerem :"Bu eve tekrar geldigimiz de 3 kişi gelmek istemiyorum tamam mı ? Git insan gibi şeyler giy"
Of'layıp ayağımı da yere vurarak tekrar odama gittim.
Doğa gerizekalısı hemen gelse iyi olurdu çünkü bu keremle işim işti!
Kısa bir bölüm oldu. Biliyorum ve çok özür dilerim. Fakat yetiştiremedim. Yazabildiğim kadar yazdım valla. İnşallah güzel olmuştur.
İnşallah beğenmişsinizdir. Öptüm canolarrrrrr
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE END
Roman pour AdolescentsDoğa ve Kıvanç. Birbirlerine deli gibi aşıklar. Ölüm bile birbirlerini sevmelerine engel değil. Hayattaki tek amaçları, birlikte mutlu olmak olan bu çift'in ne maceralar yaşıyacak olması merak uyandırıcı. Ha tabi, ay ben okumak istemem, banel bu h...