21. BÖLÜM : BIRAKMA

57 10 0
                                    


Doğa :"Memnun oldum bende doğa" deyip hepsinin elini sıktım.
Hepsi tek tek isimlerini söylemişti.
Salonun en uç köşesinde ikili koltukta oturan esmerin ismi Burak, onun yanındakinin ise Can'dı.
Mutfak kapısının hemen önündeki tekli koltukta oturan sarışın bomba ise Kerem'di. Ah tabi keremin hemen yanında ayakta duran 2 taşın isimleri ise Emre ve Semih'di.
Pardon, bir de mutfakta emir ile yaptığımız alışverişteki malzemelerin hepsini yemeğe çalışan Cem vardı.

Doğa :"Kıvanç hala oda da mı ?"

Onur :"Evet, istersen bir bak ?"

'Hı hı' deyip merdivenleri çıkmaya başladım. Aşağıdan noluyo lan diye bir ses duyduğumda Aleyna'nın uyanmış olduğunu anladım.
Hafif bir kahkaha atıp yavaşça misafir odasına girdim.
Yorgan beline kadar geliyordu kıvancın.
O kadar tatlıydı ki!

Lanet olsun. Onu seviyorum işte. Şu tipe bak ya. Sevilmez mi bu ?

Elimi yanağına koyup okşadım.

Doğa :"Nolurdu hormonlarına hakim olsaydın ha ? Bize bunu yaşatmasaydın keşke.
Hem benim senden nefret etmem lazım. Niye hala seni seviyorum ? Niye hala sana baktığımda midemde kelebekler hayat bulup canlanıyor ? Niye hep yanımda olmanı istiyorum ?
Aslında nedenini bende bilmiyorum. Hala seni seviyor olmak..canımı yakıyor. Beni parçalara ayırdın sen."

Elimi yanağından çekip odadan çıkarken sesini duydum.

Kıvanç :"Parçaları tekrar birleştirsem ? Merak etme, ben senin yapıştırıcın olurum"

Dediği şey ile ona sırtım dönük bir sekilde durdum. Yanaklarımdan akan yaşa aldırmadan konuştum.

Doğa :"Çatlaklar olduğu sürece hiçbir yapıştırıcı birleştiremez parçalarımı"

Kapıyı açıp hemen odadan çıktığımla kapının önünde cemle karşılaştım.

Cem :"Mmm iyi misin doğa ?"

Doğa :"Şey..evet"

Cem :"Git bi elini yüzünü yıka sen, bende geliyorum şimdi"

Kafa sallayıp banyoya girdim ve elimi yüzümü yıkadım.
Artık acı çeken taraf olmaktan bıktım.

Aynada kendime baktığımda makyajımın bozulmuş oldugunu görüp hemen düzelttim.

Gülümse. İnsanların gereksiz yere seni anlıyorum laflarını duymak istemiyorsan, gülümsemelisin.

Kendime çeki düzen verip banyodan çıktım ve aşağa indim.

Doğa :"Beyler, geldiginiz için çok tesekkurler ama isterseniz kıvancın evine gidebilirsiniz"

Burak :"Ya biz burda iyidik be"

Doğa :"Temizliği eben mi yapıyor burda ?"

Cem elinde ki kurabiye kutusundan 1 tane kurabiye düşürmüş ve ağızı açık bi şekilde bana bakıyordu. Tek kaşımı kaldırıp onlara baktığımda hepsi bana sanki ilk kez kadın görmüş gibi baktılar. Hayır normal de tipim küfür eden kavgacı kızlar gibi değil evet de eben demek küfür mü yahu ?

Doğa :"Ne öyle monçiçi gibi gözlerinizi açmış bakıyorsunuz ? İlk defa mı eben diyen kız gördünüz ?"

Cem :"Nimet yere düşmüş hiç uyarmıyorsunuz. Günah"

Emre :"Sadece şaşırdık. Tipin hiç küfür eden kızlar gibi degil"

Hemen kapıya doğru ilerledim ve kıvancın evinin yedek anahtarını elime alıp salladım.

Doğa :"Biliyorum tipimin öyle göstermediğini neyse, siz hadi kıvanca" deyip gülümsedim.

Hepsine tek tek hafifçe sarılarak uğurladım.

Onur :"Tesekkurler doğacım. Ha bu arada Aleynaya söyle onur seni çok öpüyor diye"

Ney ?

Onur kahkaha atarak gittiğinde dediği seyi anlamaya çalıştım ama tabiki de anlamadım.

Noluyo lan bunlara ?!

Aleyna :"Doğacım hadi ben çıkıyorum öptüm seni koskocaman" deyip eliyle yanağımdan makas alıp dışarı çıktı.
Olm ben burda put gibi kaldım la

Çocuklar gitti, Aleyna gitti, kıvanç ?

Kızzzz o napıyo odada hala ?

Hemen merdivenleri çıkıp odaya girdim.

Doğa :"Kıvanç ?"

Kıvanç :"Mmm ?"

Gözlerimi devirip hala yatmakta olan kıvancın yanına gidip yatağa oturdum.

Doğa :"Uyan"

Kıvanç :"Uyanığım zaten"

Doğa :"İyi hadi git o zaman evine"

Kıvanç :"Başım ağrıyor"

Doğa :"Arkadaşların geldi buraya. Burak, cem, can, kerem, emre falan işte. Bende senin evine gönderdim onları"

Kıvanç :"Başım ağrıyor diyorum"

Doğa :"Ben napabilirim ?"

Kıvanç :"Ovabilirsin"

Kıvanç kafasını bacaklarımın üstüne koyup sırtüstü yattı.
Gözleri kapalıydı.
Ne yapacağımı sasırdım resmen.

Kıvanç :"Ovsana doğa"

Dedigi sey ile hemen ellerimi başına koyup yavaş ama bastırarak ovmaya başladım.

Bir süre sonra Kıvanç iyice mayışmaya başlarken bende git gide yoruluyordum.

Yeter bu kadar deyip ellerimi çekecegim sırada, kıvancın elleri buna izin vermedi.

Ellerimi tutup tekrar alnına koydu fakat yine de ellerini, ellerimden çekmedi.

Kıvanç :"Beni bırakmanı istemiyorum. Helede bilinçsizce yaptığım birşey yüzünden bırakmanı hiç istemiyorum. Doğa ? Görmüyor musun ? Sensiz ölüyorum. Sensiz paramparçayım. Sensiz yapamıyorum ben. Seni seviyorum lütfen beni bırakma. Lütfen
Lütfen."

Sesi sonlara doğru kısıldıgı sırada ellerimi öpmeye başladı.
Ne diyecegimi ne yapacagımı bilmiyorum.

Tek bildiğim şey onu seviyorum!

~Ho. Ho. Ho. Gençler, biliyorum, biliyorum. Fazla kısa. Fakat yapıcak birşeyim yok malesef. Benimde sorunlarım var. Birgün ölürsem bu sorunlar yüzünden ölücem. Neyse, elimden geldigimce yazmaya çalısıyorum. İnşallah beğenmişsinizdir. Hepinizi seviyorum. Öpüldünüz beybilerim. Ho. Ho. Ho~

THE ENDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin