☯¹⁶

138 13 42
                                    

Telefon kapanınca, Heeseung, Sunghoon ve Annesi mutluluktan ağlamaya başlamıştı. Umutlarını kaybettikleri anda, yeni bir gün doğmuştu onlar için.

Kurtarma ekibi ve yetkililer yaşadıklarını öğrenince, işlerini en sonunda hızlandırmışlardı.

"Gördün mü, sana söylemiştim! Yaşıyor demiştim!" diye bağırdı Heeseung, sevinçle. Sunghoon'da ona sarıldı. Her zamanki gibi mutlulukları ortaktı.

"Camlar nasıl karışmamış olabilir, aklım almıyor... Bunlar mucize. Cidden mucize!" ~Sunghoon

"Bir kez daha... Sadece bir kez daha ona sarılmak istiyorum..." ~Heeseung

"Sarılacaksın hyung. Merak etme. O iyi. Yaşıyor." ~Sunghoon

"Sağ köşeye geçelim. Otobüs o tarafa doğru devrilirse, camlar kapanır. Alttan su almaz." ~Cheonsa

"Ya diğer camlar?"

"Bizi kurtarmaya gelene kadar dayanabilecek durumda o camlar. Sağ taraftakiler birazdan kırılacak." ~Cheonsa

"Neden onu dinliyoruz ki? Az önce bir telefonu tutmayı bile beceremedi. Ona güvenmiyorum. Ya yanlış yapıyorsak?" diye söylendi, bir kız.

"Ya yapmazsak ve o zaman kırılırsa? Hepimiz senin yüzünden ölürsek?" ~Mishil

Kız sessiz kaldı. Diğerleri ona sinirle bakıyordu. Cheonsa'ya olan nefretini kimseye aşılayamadığı gibi, herkesi tehlikeye atıyordu.

Hepsi birlikte, düz olmayan otobüsü daha fazla yan yatırmaya çalıştılar suyun içinde. Amaçlarına ulaşmıştılar. 5 arkadaşlarının cansız bedeni, gözlerinin önünde eşyaları ile birlikte savrulmuştu. Hiç birinin onlar için yapabileceği bir şey yoktu.

Bu sadece onların kurtulma aruzu ve korku ile dolan kaplerini acı ile doldurmuştu. Hepsi elinden bir şey gelmeyeceğinin farkındaydı ve tek yapabilecekleri, buradan kurtulup, onlarla olan anılarını yaşatmaktı.

Tam tepelerimdeki cam, hepsinin nefes sesini bastırarak çatladığını belli etmişti. Bu sefer telaşlanmamışlardı. Kurtulacaklarından emindiler.

Cheonsa, Mishil'e yaklaşmak için bir afım daha atacekken, fark ettiği şeyle telaşa kapıldı.

"A-ayağım... Ayağım sıkıştı." ~Cheonsa

"Ayakkabını çıkar." ~Kyungho

"Hiç bir şekilde oynatamıyorum ki!" ~Cheonsa

"Tutun bana. Bende seni çekeyim." ~Mishil

"Dur, bende iteyim."

Arkadaşının eli, Cheonsa'nın karnındaki yaraya bastırınca, Cheonsa acıdan çığlık atmıştı. Arkadaşı da, eline bulaşan kanla, bir diğer çığlığı atmıştı.

"Bırakın! Tamam! İyiyim! Ben yavaş yavaş uğraşır, ayağımı çıkarırım. Yara da abartılacak bir şey değil. Saatlerdir öyle. Kanamıyor. En başında kanadı herhalde." dedi Cheonsa, arkadaşlarının telaşa kapılmasını önlemek için. Oldukları durum zaten kötüydü, daha da kötüleştirmemek için yüzüne "iyiyim" maskesini takınmıştı.

"Cam daha fazla dayanmayacak..." ~Kyungho

"O zaman yüzmeliyiz. Yetkililer otobüsü yukarı çekmeye çalışıyor. Bunun bize bir yardımı olmaz. Hazırlıklı olun." hepsi arkadaşlarının verdiği fikre güvenmişti.

Cheonsa'nın aklında ki tek soru, ayağı sıkışmışken, ne yapacaktı?

Camın gürültüsü ile, su içeri dolmaya başlamıştı. Hepsi telaşa kapılsada, hızla içeri dolan su ile, yüzmeye başlamışlardı.

Mishil nefesini tutarak, Cheonsa'ya ayağını sıkıştırdığı yerden çıkarması için yardım ediyordu.

Cheonsa çareyi onu kovmakta bulmuştu. Konuşamasalar bile, elleri ile birbirlerine bir şeyler anlatıyorlardı. Cheonsa, Mishil'i ikna edip, kurtulmak için yukarı doğru yüzmesini sağlamıştı. Mishil öncesinde Cheonsa'ya sıkıca sarılmış, dayanması işaret etmişti.

En iyisi benim abim, en iyisi benim sevgilim, en iyisi benim arkadaşım, diye geçirdi içinden Cheonsa. Daha fazla nefesini tutamıyordu. Etraf onun için kararıyordu.

𝐎𝐧𝐞 𝐌𝐨𝐫𝐞 𝐓𝐢𝐦𝐞 - 이 희승 ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin