Üniforma, kamuflaj ve postallarımı da giyindim. Odamdan çıkıp,kapıyı kilitledim. Gözlerim sol bileğimdeki saate kaydı,henüz 06.30'u gösteriyordu uyanalı daha yarım saat olmuştu ve ben duşumu alıp üstümü giyinmiştim bile. Kahvaltı yapmadan Tolga'nın odasına gittim.
"Oo sen hâla yatıyor musun yavrum ya kalk hadi." Diyip dudağına kısa bir buse bırakıp geri çekildim.
"Uyanığım, ayrıca öyle niye kısa öptün sen beni ya kapıyı bir kapatsana gülüm." Dedi uyku sersemiyle uyanığım diyordu ama hala gözleri kapalıydı bu hali güldürmüştü.
"Kapı neden kapanıyor" diye sordum.
"Kapat sen." Dedi e harfini hafiften uzatarak. tamam şeklinde kafamı eğdim ve aralık kapıyı kapattım.
Geri dönüyordum ki,dönemedim. Neden? Çünkü, Tolga ben kapıyı kapatırken ışık hızında ayaklanmış ben kapıyı kapatır kapatmaz beni duvar ve kendisi arasında sıkıştırıp kollarını iki tarafıma koyması saniyelerini almıştı.
Ne noldu dercesine kafamı salladım. "Sana libidal hassasiyetlerim var. Sabah gelipte öpmekte nedir kızım? Zaten haki yeşili kamuflajın içinde ayrı bir seksi oluyorsun,zorlama beni." Dedi, o hayranı olduğum erkeksi sesiyle.
Bu,bu bana yapılır mı be azizim?
"Uyandırmak için güzelim yani sen ne algıladın ki?" Dedim bir şey bilmiyormuş gibi haylaz suratımla.
"Demek uyandırmak için? Uyandırmak için." Demesi ve pembemsi dudakları benim dudaklarımı bulması bir oldu.
Kendimi geri çekmeye çalıştım ama nafileydi. Ellerinden birini açık saçlarımdan enseme götürdü ve saçlarımı avcuna topladı. Yavaş yavaş avcunda ki saçlarımı hafifçe çekiştiyordu.En sonunda kendimi çekmeyi bırakıp zar zor konuşmaya çalıştım. "Tolga biri gelecek,Erdem yarbay," diyordum ki, kapı bir hışımla açılmasaydı. Kafamı kapıya çevirdim. O arada da Tolga nihayet dudaklarını çekmişti biri görmeden. Ne olursa olsun askeriyedeydik.
Gelen kişiyi gördüğümde iyi ki cümlemi bitirmemişim dedim kendi kendime çünkü gelen Erdem Yarbaydı. "Çocuklar siz napıyorsunuz orda duvara sinmişsiniz?" Diye sual etti.
"Ee komutanım ben timi uyandırmaya gelmiştim" dedim zoraki.
Ve devreye Tolga girdi. "Melis komutanım haklı yarbayım beni de çok güzel uyandırdı sağ olsun" bana döndü ve devam etti "Sağ olun Melis komutanım." Dedi ima dolu cümleleriyle."Vatan sağ olsun " dedim mırıltıyla karışık.
"Her neyse bugün benimle geleceksiniz telaş edecek bir şey değil sadece aşiret ağalarından birinin kızını istemeye gideceğiz,ısrar ettiler kıramadım" dedi Erdem Yarbay.
"Hangi aşiret ağası komutanım?" Diye ikimizde aynı anda sorduk Tolga ile,aramızda kısa bir bakışma geçtikten sonra yarbay devam etti. "Muhammet Ağa,tanıyor musunuz?" Diye sordu.
"Tanıdık geliyor komutanım ama bir bakalım adamı görürsek tanırız belki." Dedi Tolga.
"Tamam. Melis sen çık, Tolga sen de beş dakikaya hazır ol süren başladı" dedi yarbay. Kapıdan çıkarken Tolga'ya göz kırptım o da kafasını iki yana sallayarak güldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAL (+18)
Novela JuvenilKin,hırs, mükemmeliyetçilik,ego,sevgi,dikbaşlılık... Melis, dokuz yaşında babasının şehit olmasıyla hayatı alt üst olur. Annesi ise babasının şehit olmasıyla hastalanır,Melis babasının ve diğer asker babaların intikamını almak ve vatanını düşmanlar...