2. Bölüm Memleket Meselesi (GİRİŞ 2)

784 46 92
                                    

Hala görevdeydik ve açık olmak gerekirse baya zorlanıyorduk. Feyzullah ellerindeydi ve kulaklıktan sürekli "Kimse benden önce şehit olamaz,eğer olursa kafasının etini sikerim siz hariç Aybüke ve Melis komutanım" diyip diyip duruyordu.

Aybüke tam teröristlerin gizli kapısının üstünde duruyordu bizim zar zor bulmamız gereken -ve bulduğumuz kapı- etrafı kolaçan edip tek kurşuna iki kelle indiriyordu. Ateş'in dediği kadar varmış diye geçirdim içimden.

Feyzullah şuan tam olarak canlı bomba misali Aybüke'nin üstünde durduğu kapının arkasında ki yıkık çıkık evdeydi ve bizim onu kurtarmak hem kapıyı devredışı bırakmak ayrıca Zahir denen piçi canlı almamız gerekiyordu. Amma velakin Feyzullah'ı kurtarmak için kıçımızdan ter akıyordu.
"Komutanım beni burda tabuta koyup albayrağa sarın."  diyerekten kendince havalara girmeye başlamıştı bile.

"Feyzullah! Siktirme bana tahta tabutunu oradan sağ çıkacaksın,ben bu timin başında olduğum sürece sen şehit olmayacaksın!" Diye sitem edip bağırınca Feyzullah sadece "Emredersiniz komutanım" demekle yetinmişti.

Ya sabır.

"Komutanım sayıları azalmaya başladı topçu ve tankçıları veyahut F16 hava yardımı istemeliyiz,Erdem Yarbaya haber vereyim mi?" Dedi Aybüke.

"Sadece topçuları ve F16 hava asayişi çağır Aybüke"

"Emredersiniz komutanım"

Tim'in tüm üyeleri odaklanmış bizi duymuyorlardı.
"Mahir orada durum ne?" Diye sordum.
"Sayıları gittikçe azalıyor komutanım,gel lan gel amına kodumun çocuğu" dedi ve küfürlerle beraber çatışmaya devam etti.

"Zülküf sen?"
"Komutanım şuan elimde Zahir,yakaladım onu"
"Aferin Zülküf,dikkat et"
"Emredersiniz komutanım"
"Emir,Aybüke koruma ateşi yapın ben Zülküf'ün yanına gidip şu veled-i zina Zahir piçini alacağım."
"Tamamdır komutanım" dedi ikiside.

Silahımı tekrar kaldırıp hem ateş edip hemde ilerlemeye çalışıyordum. Zülküf'ün yanına.

"Komutanım Zülfikar'a Zülküf diyorsunuz da bana neden Feyzo demiyorsunuz cevabınızı sükunetle bekliyorum."

"Feyzullah şuan seni kurtarmak için kıçımızdan ter akıyor sen bunu mu düşünüyorsun cidden?"

"Neden demiyorsunuz komutanım?" Dedi beni zerre ciddiye almadan.

"Feyzo canım askerim,askeriyeye gidince nizamiyede ki çimleri temizlemeye ne dersin?" Dedim ve Zülfikar'ın yanına vardım.

"Yok ben almayayım komutanım" dedi Feyzullah.

"Aybüke arkana dikkat et, saat 11 yönünde beş kişi" Dedi Emir.

"Sağ ol Emir ben hallederim sen mühimmat haberi ver"

"2 şarjör 4 el bombası" dedi Emir.

"Melis komutanım şuan rütbede miyiz?" Diye sual etti Ateş.

"Ne söyleyeceğine bağlı"

"Yavuklunuz var mı komutanım?"

"Bu siktiğimin çatışmasında bu soru nerden aklına geldi Ateş!"
Zahir'i almıştım bende o arada.

"Özür dilerim komutanım "

"Özür dilememek için yapmaman gerekiyor değil mi Ateş?"

"Evet komutanım "

"Şimdi saat 3 yönünde ki 3 şerefsiz kancığı indir" dedim emir vererek. Zahir pezevengini almaya gitmeden önce ki durduğum yere geri gittim.

"Emredersiniz komutanım "

Zahir kansızının ellerini,ayaklarını plastik kelepçe ile sıkı sıkadıya bağladım. Ağzına da 5 kere halat doladım ve ağzına eter tuttum işim artık daha kolaydı.

"Feyzullah bombayı imha ettin mi?"diye sordum.

"Ettim komutanım şimdi etrafı turlayıp geliyorum ben" Dedi Feyzullah

"Dikkat et" Dedim bende karşılık olarak.

"Aybüke kapıyı halletin mi sende?"

"Evet komutanım çok basit oldu"

"Güzel, iyi iş çıkardınız"

"Sağ olun komutanım" dedi hepsi hep bir ağızdan lakin bağırmadılar yerlerini belli etmemek amaçlı.

  (10 dakika sonra)

"Tim toplan!" Diye emir verdim bağırarak çatışma bitip bütün vatan hainlerini yere serdikten sonra,tek bir şehit bile vermemiştik bu güzeldi.
Topçular ve F16 yardımı ile daha kısa sürmüştü tabi bunu es geçemezdim.

Zahir kansızı halen uyanmamıştı.
Hepimiz toplanıp helikoptere doğru ilerledik-tabiki kucağımızda Zahir Umo ile-helikoptere bindiğimizde hepimiz kan ter içinde kalmıştık. 20 dakikanın sonunda askeriyeye vardık. Zahir'i sorgu odasına bırakıp ellerini kelepçeledim ve icra odasına -Erdem yarbayın yanına gittik-

Albay geldiğinde hepimiz ayağa kalktık.
"Oturun çocuklar" demesiyle timce oturduk.

"Aferin çocuklar zor bir görevin üstesinden geldiniz."

"Sağolun komutanım'' dedik hep bir ağızdan.

"Ama bu daha dağın görünen kısmı görünmeyeni de var şimdilik bu kadar odalarınıza dağılabilirsiniz,bugün izinlisiniz."

"Sağolun komutanım" diye bağırıp asker selamı verdik hepimiz.
Timle vedalaşıp kendi odama çıktım. Artık temiz bir duş alıp kamuflajlarımı çıkarmak ve uyumak istiyordum. Pestilimiz çıkmıştı. Üstümü çıkardım sadece iç çamaşırları ile kaldığımda dolaptan bir havlu ve bornoz alıp banyoya aceleci adımlarla daldım.

Soğuk duştan çıktığımda üstüme avakadolu şort ve crop pijamalarımı geçirdim. Saçlarımı kurutma gereği duymadan tarayıp yatağıma girdim. Yorganı boğazıma kadar çekmiş yastığa sarılmıştım. İyi dinlenmem gerekiyordu lakin yarın eğitim vardı. Timle beraber nizamiyenin ilersindeki eğitim alanında zorlu bir eğitim yapacaktık.

İNTİKAL (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin