Yalnızdım.
Korkmuş, çaresiz ve kimsesiz.
Hayat acınası yönüyle sırtıma bıçak darbeleri ile vurmuş yarayı hunharca kanatmıştı. Evren tüm herkesi sarmalayıp kollamışken, beni bir sokağın kuytu yerinde terk etmişti. Güneş, ısısını bana bahşederken ay ise sadece bana karanlığını bahşetmişti. Bir küçük hayalin peşinden gitmek için şimdi koşuyordum. Bu yol benim ruhumu çekecekti, hissiz birine dönüştürecek beni öldürecekti.
Fakat şimdi dursam bile ölümü misliyle gene tadacaktım. Bir umudun kırıntıları ile bu yola çıkmıştım.
Elimde olan bavulum, yırtık giysilerim ve çıplak ayaklarım ile sadece umuda doğru koşuyordum. Gece, karanlığa öyle hükmetmişti ki göz gözü görmüyordu. Yolun kenarında benden başka kimse yoktu. Issız ve soğuktu. Üzerimde olan ince elbise soğuğu bedenime öyle tesir ettirmişti ki dişlerimin titremesine engel olamamıştım.
Ayaklarımın altına taşlar batıyor canımı yakıyordu, yalpalayarak dikkatli adımlar atmaya çalışıyordum.
''Nereye gidersen git hiçbir zaman kaderin zehirli bağları peşini bırakmayacak çocuğum.''
Zihnimde yarattığım ses tüylerimin ürpermesine neden olmuştu. Kafamın içinde dönen ZEHİR peşimi bırakmayacaktı...
Pes edemezdim hem kendim için hem de onun için.
Daha da hızlandım, yolumun nereye gittiğini bilmeden...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEHRİN
Teen FictionYara... Kanar,acır sonra ise kabuk bağlardı. Zehir, aşkın ölümüydü. ... Ahenk Mirin Balaban. İşinde son derece ön planda olan başarılı bir Cumhuriyet Savcısıdır. Yaşadığı travmalar sonucunda işine hırsla bağlanmış güçlü bir kadındır. Bu kişiliğinin...