Merhabalar Uğur Böceklerim 🐞❤️ Yepyeni bir bölüm ile karşınızdayım, lütfen yorum yapmadan geçmeyiniz, iyi okumalaar.
______________________________________Kurt ve Bahar birbirinden gözlerini kaçırarak uzaklaştı, Bahar ıslak saçlarını kulağının arkasına sıkıştırıp, kızararak Kurt'un yanından geçip, koltuğa oturdu ve bakışlarını camdan dışarı çevirdi. Kurt ellerini ceplerine yerleştirip, kapının pervazına yaslandı ve kaşlarını çatıp, bakışlarını yerdeki halıya dikti.
"Yaklaşık dört yıl önce Dinçer Holding ile ortaktık. Devin ile de bir toplantı sırasında tanıştık, Devin, Hakan Dinçer'in; kız kardeşiydi. Tahmin edersin ki babam bizim evliliğimizi onaylamadı, Dinçer'ler de öyle. Dinçer'ler iş konusunda oldukça adil ve başarılıydı ama mevzubahis aile olduğunda; birbirlerinden nefret ediyorlardı. Babam onlarla aile olmamıza şiddet ile karşı çıktı fakat bu bir şeyi değiştirmedi, 02.05.2020 tarihinde Devin ile evlendik. Her şey yolundaydı, ailesini biraz fazla dinleyene dek. Sonunda Devin'i de kendi taraflarına çektiler, aileme karşı bir nefret beslemeye başladı. Sonra da bir gün aniden ortadan kayboldu. Hiçbir şey demeden, hiçbir şey istemeden, hiçbir şey bırakmadan gitti. Üç ay boyunca ondan haber alamadım ta ki boşanmak için bir velaketname gönderene kadar. Boşandık ve her şey bitti, yıllardır bırak yüzünü görmeyi, ismini dahi duymuyorum. Böylece babamın, bana karşı beslediği güveni de kırılmış oldu."
Bahar anlayış ile Kurt'a bakıp, iç çekti ve "Benim ile paylaştığın için teşekkür ederim." dedi buruk bir ses tonu ile. Ne hissetmeliydi? Acıma duygusu mu? Empati mi? Sempati mi? Neden Kurt ve Devin'in ilişkisine dair olan hikaye, ona hiçbir şey hissettirmiyordu?
"İznin ile hava alacağım..."
Kurt, Bahar'ın yanıtını beklemeden evden çıktı. Saatlerin etkisi ile uykusuzluktan gözleri sızlayan genç kadın, koltuktan kalkıp yatağın beyaz sabun kokan, bembeyaz çarşaflarını kaldırdı. Bahar çarşafı burnuna yaklaştırıp, ona küçüklüğünü hatırlatan kokuyu içine çekti. Ailesinin, babaannesi ile birlikte yaşadığı dönem, babaannesi çarşafları her zaman beyaz sabun kokardı. Bahar omuzlarına çöken ağırlık ile yatağa oturup, sıkışan göğsüne rağmen derin bir nefes aldı. Ankara'da geçirdiği çocukluğunu çok özlemişti. Babasının iş yerinin değişmesi ile aniden İstanbul'a taşınmışlar ve Bahar'ın boynu bükük kalmıştı. Gözlerinden akan iki damla yaşı sildi ve moralini düzeltmek isteyerek, zoraki bir şekilde gülümsedi.
"Sözleşme bittiğinde Kurt'tan, babam adına yardım isteyebilirim, Ertuğrul Bey, Kurt'un onu sevdiğini söylemişti."
Bahar kendi sözlerine kendisi dahi inanmıyordu lakin ümit etmekten başka bir hal çaresi göremiyordu. Genç kadın başını yastığa koyup, yarın neye uyanacağını bilmeden gözlerini yumdu ve uykuya daldı...
Güneş ışıkları perdesi açık pencereden içeri dolduğunda, Bahar gözlerini yakan güneş ile rahatsızlıkla yerinde kıpırdadı ve elleri ile yüzünü kapattı.
"Kim neden sabahın köründe perdeleri açar ki?"
Hayıflandığı sırada, "Sabah'ın körü mü? Saatten bir haber misin sen? Saat on oldu." diye sordu tanıdık gelen, genç bir kadın sesi. Bahar'ın gözleri sonuna kadar açılırken, panik ile yatakta doğruldu. Genç kadın, pencerenin önünde kahve içen Sibel'i görmeyi beklemiyordu.
"Sibel?"
"Ta kendisi yengeciğim. Günaydın."
"Günaydın... Abin nerede ve sen, sen neden buradasın?"
Bahar yataktan kalkıp, yüzüne düşen darmadağınık saçlarını elleri ile düzelltti ve Sibel'in yanına, koltuğa oturdu.
"Abim dışarıda, Safir ve Volkan ile konuşuyor. Benim gelme nedenim ise kaybedecek vaktimiz olmaması. Organize etmemiz gereken bir düğün ve senin de bir gelinliğe ihtiyacın var."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kılıç Ası
Romance"Çocuğumu taşımanı istiyorum ya da en azından rol yapmanı..." Bir kaç kelime genç bir kadının hayatını ne kadar değiştirebilir? Bahar hiç ummadığı bir anda, tek bir gecede; yabancı bir adamın soyadına mıhladı ismini, hayatını, ona adayacağını bilmed...