Merhabalar Uğur Böceklerim 🐞❤️ Yeni bölüm ile karşınızdayım, yorum yapmadan geçmeyiniz lütfen, iyi okumalar...
______________________________________"Tabii ki edeceğim baba. Bahar; benim nikahlı karım ve çocuğumun annesi..."
Kurt'un sözleri Sibel, Çınar ve hizmetliler harici herkeste şok etkisi yaşatmış, hiç kimse ne diyeceğini bilememiş ve bir kaç saniye boyunca Kurt'un sözlerini idrak etmeye çalışmıştı. Eğtuğrul Bey kalbinin sıkıştığı hissederken, sağ gözünün seğirmesine aldırmadan, "Anlamadım." diyerek tekrarlamasını istedi.
"Bahar benim nikahlı karım ve doğacak bebeğimin annesi, gayet net olduğunu düşünüyorum."
"Senin ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu!? Bu ne hadsizlik!? Bu nee terbiyesizlik!?"
Ertuğrul Bey elini masaya vurduğunda, masadaki herkesin yüreği hoplamış, beti benzi atmıştı. Uraz, abisinin yanına gitmek için ayaklanmak istediğinde, "Otur oturduğun yerde!" babasının itirazı ile karşılaştı. Kurt, korkudan titreyen Bahar'a destek vermek adına belindeki elini sıkılaştırıp, orada olduğunu hissettirmek istedi.
"Evliliğimizi ve çocuğumuzu hadsizlik olarak yorumlamanız beni ziyade üzer baba, yuva kurmak ne zamandır terbiyesizlik sayılıyor?"
"Tanımadığım bir kadını benim evime getirip, benim karşıma çıkartıp, karım olarak takdim etmek hangi usule, hangi üsluba sığar!?"
"Bahar'ı tanıyorsun baba, Bahar, Öztürk Yılmaz'ın öz kızı."
Bahar kaşlarını çatarak Kurt'a baktı, ailesi de mi babasını tanıyordu? Eğtuğrul Bey, Kurt'un sözleri ile sükunete bürünüp, sandalyesini itti ve masadan kalktı.
"Size afiyet olsun, daha fazla katlanamayacağım bu rezilliğe."
Ertuğrul Bey odasına çıkarken, Uraz masadan kalkıp, alkış tutarak abisinin yanına geldi.
"Vay be! Ne gösteri ama! Tebrikler, huzurumuzun ve gecemizin içine ettiğin, pardon ettiğiniz için."
"Kes sesini Uraz."
"Gel Hilal, yeni evli çifti baş başa bırakalım."
Uraz ve eşi Hilal yemek salonunu terk ettiğinde, Bahar derin bir nefes verip, Kurt'tan biraz uzaklaştı ve "Bu konuyu konuşacağız." diye mırıldandı. Kurt başını eğerek durumu kabullendi ve "Babam ile konuşacağım, sen moralini bozma, bu tepkiyi zaten bekliyorduk." diyerek Bahar'ı rahatlatmak istedi. Bahar çocuk değildi, tepki alacaklarını zaten tahmin ediyordu, onun canını sıkan kısım, babasını nereden tanıdığıydı. Kurt, Bahar'ın yanından ayrıldığında, Sibel masadan kalkıp, usulca yanına yaklaştı.
"Klasik Ertuğrul Boran işte, farklı bir tepki verseydi komik olurdu. Endişelenme abimin ikna kabiliyeti yüksektir, göreceksin çok yakında seni de bu ailenin bir ferdi olarak görecekler."
Sibel, Bahar'ın kolunu hafifçe sıkıp, bahçeye çıktı. Yemek masasında Çınar ile bir başına kalan Bahar, Çınar'ın "Hamile misin?" sorusuna karşın gülümsedi. Çınar aralarında en masum olandı sanırım.
Elini karnına yerleştirip "Hamileyim." dedi, kendi yalanına kendisi dahi inanmazken. Genç kadın orada bir başına dikilmemek adına, hizmetlilerin gizlice olanı biteni izlediği mutfağa girdi. Herkes aceleyle işinin başına döndüğünde, Bahar kendine bir bardak çay aldı ve mutfak masasından bir sandalye çekip oturdu. Üzerinde garip bir baskı hisseden kadın omzunun üzerinden, başını arkaya doğru çevirdiğinde; Gülendam ile göz göze geldi.
****
"Baba."
"Aşağıdaki rezillik yetmedi mi!?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kılıç Ası
Romance"Çocuğumu taşımanı istiyorum ya da en azından rol yapmanı..." Bir kaç kelime genç bir kadının hayatını ne kadar değiştirebilir? Bahar hiç ummadığı bir anda, tek bir gecede; yabancı bir adamın soyadına mıhladı ismini, hayatını, ona adayacağını bilmed...