Merhaba nasılsınız?
Bu bölüm biraz eskilere gideceğiz. Keyifli okumalar dilerim..
...
Kantinde oturmuş sohbet ediyorduk. 12.sınıf olduğumuz için hocalar serbest bırakıyorlardı bazı derslerde. Sınava 1 aydan az kalmıştı. Hepimiz çok çalışıyorduk. Hepimizin istediği bölümler vardı. Benim de vardı ama babam beni şirketin başına zorla geçirmek istiyordu. Ben istemiyordum benim istediğim başka bir bölüm vardı. Ne kadar diretsem de beni dinlemiyordu. Onun istediği bölümü okulumalıymışım. Annem bir şey demeye kalkıştığında onu da tersliyordu. Annem de sesini çıkartamıyordu ki yanımda olsun.
Kendimi o evden kurtaracaktım. Nasıl olurdu bilmiyorum ama bir şekilde olması gerekiyordu. Giderken annemi de götürürdüm onu babamın eline bırakmazdım. Annem babamdan dolayı sesini çıkartamıyordu. Zaten babamın yanında bana kötü davranıyordu hep bunu da anlamış değildim. Babamın yanında ayrı benim yanımda ayrı davranıyordu. Babamdan korkuyordu ben de korkuyordum ama eskisi kadar değil. Ondan artık korkmuyorum. Ona karşı gelmem gerekiyordu annem yapamıyorsa ben yapacaktım.
Asrın'ın bana seslenmesiyle daldığım yerden kurtuldum. "Deniz iki saattir sena sesleniyoruz daldın yine." "Kusura bakmayın. Ne diyordunuz?" "Sınavdan sonra ne yapacağız diye konuşuyoruz. Sana sorduk sen daldığın için duymadın." dedi kinayeyle. "Ne yapacağımı bilmiyorum. Belki bir şeyler olur." Onlara anonimden bahsetmemiştim. Yeni tanıştığım birinden arkadaşlarıma bahsetmek saçma gelmişti.
"Birilerine sözün var galiba." "Ben öyle bir şey demedim Aras." "Bir şey demedim." "Arkadaşlar lütfen." demişti Asrın oda biliyordu Arasla böyle anlaşıyorduk. Birbirinize uğrasitlrdik sürekli. "Bizim her zamanki halimiz değil mi Deniz?" Aras'a karşılık olarak kafamı sallamıştım.
Biraz daha sohbet edip sınıflarımıza gitmiştik. Bugün hiçbir şey canım istemiyordu. Sadece eve gitmek istiyordum.
Anonim ile en son iki gün önce konuşmuştuk. Karşıma çıkacağını söylemişti hatta gün bile vermişti. Ondan sonra bir daha ne o yazdı nede ben.
...
Eve gelmiştim. Okuldan eve gelince hep aynı şeyleri yapardım. Yapmak zorundaydım desem daha doğru olur. Yemek yerdim önce sonra yemek saatine kadar ders çalışırdım. Babamın gelmesine yakın annemle masayı hazırlardık. Babam gelince de yemek yerdik sonra mecburen yanlarında biraz durup odama giderdim. Kitap okuyup yatardım. Her günüm böyle geçtiği için bir rutin olmuştu. Yine aynı şeyler olacaktı.
Ben onun kızıyıdım. Evet kızıydım o zaman niyeydi kini ve öfkesi. Neden bunu bana yapıyordu. Küçükken anneme sormuştum neden böyle yapıyor diye annemde bana sevgisiz büyüdüğü için böyle yaptığını söylemişti.
Sevgisiz büyümek bir neden değildi sevgisiz büyüyen insanlarda sevebilir.
(Geçmiş zaman yazarın anlatımıyla.)
Küçük Deniz'i ve annesini babası yine dövmüştü. İşleri kötü diye onları dövmüştü. Küçük Deniz'in canı çok açıyordu ama annesi üzülmesin diye söyleyemiyordu.
Annesinin dizinde yatmış acılarının geçmesini bekliyordu. Belki o an acıları dinecekti ama Deniz bunları unutmayacaktı. Çünkü zaman geçse de acılar unutulmazdı. Küçük Deniz'in en büyük acısı da buydu.
"Anne babam niye sürekli bizi dövüyor? Ben onun kızı değil miyim? Neden bize sevgisini göstermiyor?" "Annecim baban seni çok seviyor ama sevgisini gösteremiyor. Sevgi görmemiş baban nasıl sevilir bilmiyor. Bu yüzden sürekli bize böyle yapıyor. Anlayacak yanlış yaptığını." Yurdagül hanımın bir yanlışı vardı. Sevgi görmemiş olabilirdi Meriç bey ama sevgi görmeyen insanlar herkesten güzel severlerdi. Oda üzülüyordu ya da üzülmüş gibi yapıyordu. Kocasından çok korkuyordu. Daha fazlasını yapar diye korkuyordu.
Küçük Deniz orda annesinin dizinde acılarının geçmesini beklerken uyuya kalmıştı bundan sonra olacaklardan habersiz bilmediği şeylerden habersiz.
(Şimdiki zaman Deniz'in anlatımıyla.)
Sevgi görmemiş olabilirsin baba ama neden bize bunları yaşattın ve yaşatmaya devam ediyorsun. Ben onun yüzünden bir çok şeyden mahrum kalmıştım. Çocukluğum yoktu benim.
Sahi çocukluk neydi ya da çocuk olmak nasıl bir şeydi?
Bazı kızlara çok özendirdim. Babaları onların saçlarını okşuyordu, parka götürüyordu. Benim babam ikisini de yapmadı. Bırakın saçımı okşamayı bırakın parka birlikte götürmeyi benim oyun oynamama izin vermiyordu. Saçlarımı okşamak yerine çekiyordu.
Ben bunları hak edecek ne yaptım baba? Bir gün karşına geçip sana bu soruyo soracaktım. Çocukluğumu çaldığın için seni asla affetmeyeceğim.
Sen belki beni sevmedin ama ben seni her şeye rağmen tek bir sevginde affedip sevmeye hazırdım. Seni her şeye rağmen sevmeye hazırdım baba.
.
...
Bölümü nasıl buldunuz?
Bu bölümde Deniz'in küçüklüğünden kısa bir kesit gördünüz ne düşünüyorsunuz?
Deniz'in küçükken yanında olabilseydiniz ne yapardınız?
Bir sonraki bölüme kadar kendinize iyi bakmanız dileği ile hoşça kalın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fikrimin İnce Gülü ||Texting
Teen Fictionİslami bir kurgu değildir! Bilinmeyen numara:Fikrimin ince gülü.(06.09) Bilinmeyen numara:Kalbimin şen bülbülü. Bilinmeyen numara:O gün ki gördüm seni. Bilinmeyen numara:Yaktın ah yaktın beni. Bilinmeyen numara:Fikrimin ince gülü olur musun? Deniz:K...