2.0

32 4 13
                                    

Merhaba nasılsınız?

Bu sefer grip oldum. İyi olmaya çalışıyorum. Ben ayağa kalkmaya çalıştıkça hayat he aynen kalkarsın diyor diyebiliriz. Şimdi sizleri bölüme uğurluyorum. 

Keyifli okumalar dilerim.

.

...

(1 hafta sonra Deniz'in anlatımından)

"Anne geldiler." Çalan zille kapıya koştum.

"Kızım dur düşeceksin."

"Düşmem babacım sen merak etme."

Yanıma geldiklerinde kapıyı açtım. Karşımda Melike teyzeyi ve Sungur amcayı görünce heyecanım daha da artmıştı. Hayatımda ilk defa istemeye geldikleri için heyecanlı olmam normaldir diye düşünüyorum.

"Hoş geldiniz." 

Ellerini öptükten sonra içeri geçmelerini bekledim. Kafamı çevirdiğimde karşımda Yağız'ı gördüm. O kadar yakışıklı olmuştu ki anlatamam. İlk defa takım elbiseli görmüyordum ama bugün farklı bir havası vardı. 

"Hoş geldin."

"Hoş buldum güzelim."

Ellerindeki çiçeği ve çikolatayı aldım. Beyaz lale buketi almıştı. Laleleri çok severdim.

Kapıdan son girenler Asrın Efe ve Ayaz olmuştu. Onlarda içeri geçince kapıyı kapatıp arkalarından ben de salona girdim. Kızlar bizim evdeydi tüm gün hazırlanmama yardım etmişlerdi. 

Daha önceden tanıştıkları için hemen sohbet etmeye başlamışlardı. Annem bana işaret vermeden kahve yapmaya kalktım. Kızlarda arkamdan gelmişlerdi.

"Tuz atacaksın değil mi?"

"Hayır ballı kahve yapacağım."

"Ama tuz atmadan olur mu?"

"Olur tabii ki siz Osmanlı zamanında yapılan geleneği bilmiyor musunuz?"

"Hayır anlatsana." 

Bir yandan anlatıp bir yandan kahveleri yapıyordum.

"Görücü usulü evliliklerin popüler olduğu zamanlarda evliliğe adım atan kadın ve erkek birbirlerini ilk kez isteme merasiminde görürlermiş. Sonrasında gelin, damat adayı ve ailesine misafirperverliklerini göstermek için kahve ikram edermiş. Gelin eğer damadı beğendiyse ve ona karşı bir şeyler hissettiyse kahveyi şekerli hazırlarmış yanında bir tatlı ile beraber servis edermiş.  Gelinin elinde hazırlanmış şekerli kahve, aslında "seni beğendim" anlamına gelirmiş. Tuzlu kahvenin anlamı şekerli kahve ile aynı değildir. Eğer gelin damat adayına şekerli kahve değil tuzlu kahve ikram ediyorsa bu gelinlik çağındaki kızın veya ailesinin damadı ya da ailesini beğenmediğinin bir göstergesi olarak kabul edilirmiş."

"İlk defa duydum ama çok hoşuma gitti." 

Öykü, Defne'nin dediğine kafasını sallamakla yetindi. Öykü Ayaz'ın nişanlısıydı. Üniversitede tanışmışlardı ve 4 senedir beraberlerdi.

Son olarak ballı kahveyi de fincana koyduktan sonra her şey tamamdı. Yağız'a özel kahve fincanı almamıştım. Ömrü hayatımda bir kere kullanacağım şeye para vermek yerine başka bir fincan takımı alıp ömrüm boyunca kullanacaktım. Hem şık hem sadeydi.

Önce büyüklerin kahvelerini verdikten sonra Yağız'ın kahvesini götürdüm ve yanına oturdum. Kahvesini içen herkes Yağız'a bakmaya başladı içmesi için çocuklarda bir yandan bu anı çekiyorlardı. 

Kahvesini eline alıp içen Yağız gülerek bana baktı.

"Bana kıyamadın dimi?"

"Yoo niye kıyamayayım."

Fikrimin İnce Gülü ||TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin