5.4

6.6K 513 114
                                    


DKTT- Islansın 🎶

Ortamda soğuk rüzgarlar esiyordu. Mutfağa ilk girdiklerinde çalışanlar hala çıkmamış işleriyle uğraşıyorlardı. Mete onların birazdan çıkacağını bildiği için kendi tezgahına geçmiş Temurhan'a yapacağı yemek için malzemelerini hazırlamaya başlamıştı. O yemeği yaparken kumral çocuk onu pür dikkat izliyordu. Mete biraz önce yaşadıkları olayın etkilerini üzerlerinde hissediyordu. Bunun için argümanları da Temurhan'ın oturduğu sandalyede durmadan ayağını sallaması ve sandalyenin sırt kısmına attığı sol elinin tırnak kenarlarını sürekli dürtmesiydi.

Son çalışan da onlara iyi akşamlar dileyip mutfaktan çıktığında baş başa kalmışlardı. Mete'nin amcasından olan ayrıcalığı olduğu için mutfağı kullanmasına izni vardı yoksa restoran kapanalı çok olmuştu. Sadece mutfak kısmı açıktı, orayı de Mete kapatacaktı.

Mete, Temurhan için özellikle ayırdığı deniz taraklarını ince ince dilimlerken gözünün ucuyla kumral çocuğa baktı. "Niye geç geldin?" Temurhan ayağını sallamayı o zaman bıraktı ama parmakları hareket etmeyi kesmemişti.

"Ödevlerle alakalı bir sorun vardı. Sana mesaj attım ama görmedin." Parmakları hareket etmeyi kesti. Mete elindeki bıçağı bıraktığında Temurhan ayağa kalkmıştı. Mete'nin çalıştığı tezgahın tam karşısına geçip onun ne yaptığına baktı. "Sanırım daha önemli işlerin vardı."

"Mutfakta anlaşmazlık çıktı." Kestiği limonu dikkatli bir şekilde beyaz etli kısıma sıktı. "Sarışın olan çocuk var ya, işte o Atakan diğeri de aşçıbaşı. En üst rütbe yani." Limonu çöpe atıp tuzu aldı. Parmaklarına aldığı tuzu orta ve işaret parmağıyla etin üzerine yaydı. Temurhan'ın gözleri etin üzerinde gezinen parmaklarındaydı.

"Atakan arkadaşın mı?"

"Değil ama mutfakta konuşabildiğim nadir kişilerden. Diğer herif ona zorbalık ediyordu. Ben de olaya dahil olunca büyüdü işte." Deniz taraklarını marine olması için bir kenara bıraktı. Ayırdığı diğer taraklar için yapacağı sosu hazırlaması lazımdı. Kıyılmış fındıkları tavaya atıp kavurmaya başladı.

"Her şeye karışıyor musun böyle Mete?" Mete kavrulan fındıkların altını kapatıp mutfak robotuna aldı. Bu sırada Temurhan'a bakmayı da ihmal etmemişti.

"Temurhan yaptığı hoş bir şey değildi. Ben de yaşı küçük olduğu için yardımcı olmak istedim." Robotu çalıştırdığı için sesini yükseltmek zorunda kalmıştı.

"Ha yardımcı olmak için mi sarılıyordunuz öyle birbirinize?" Mete robotu kapattı. "Sarıl herkese ya, maşallah ne kadar yardımseversin." Mete daha yeni fark etmiyordu, Temurhan da en az onun kadar kıskanç biriydi. Mete az çekmemişti. Şimdi de aynı şekil devam ediyorlardı. Bir de Temurhan'ın bu halimle beni nasıl sevebiliyorsun demesi yok muydu? Adamda hiçbir şey değişmemişti ki.

"Kıskandın mı sen minik kuş?" Bu soru Temurhan'ı daha da sinirlendirdi.

"Yok, çok sevindim sevgilimin başka biriyle sarmaş dolaş olmasına." Mete'nin robota akçaağaç döktüğü eli duyduğu kelimeyle havada asılı kaldı. Şurubu hiç istemediği kadar çok döküp sosu mahvetmişti ama umrunda değildi.

Temurhan'a şok olmuş bir şekilde baktı. Kumral çocuk ise ne dediğinin farkında değil gibiydi. "Sevgilim mi?" Sonunda şurubu bir kenara bırakabilmişti.

"Ne sevgilisi?"

"Bana sevgilim, dedin Temurhan. Sevgilimin başka biriyle sarmaş dolaş olması dedin." Sesindeki heyecana şaşırmıyordu. Temurhan'ın ağzından o kelimeyi duymayalı aylar olmuştu. Yaptığı tüm işi bırakıp şaşkın bir şekilde ona bakan çocuğun sol yanağından öptü. Temurhan hipnozdan uyanmış gibi onu hafif ittiğinde ise Mete çoktan işinin başına geçmişti.

Zaman Aşımı ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin