5.7

5.9K 469 88
                                    

Geçmiş

Telefonundan yükselen şarkıdan gelen gitar tellerinin sesiyle keyfi iyice yerine geldi. Bilerek açmamıştı ama sevgilisiyle hazırladıkları şarkı listesinde, bu şarkının olduğunu çok iyi biliyordu. Mete bu şarkıyı özellikle koymuştu.

"Hüzünler başıma vurdu yine
Sevgilim çıkmaz yollarında senin dolaylarında"

Bir yandan şarkıyı mırıldanıp bir yandan da akşam yemeği hazırlıyordu. Evlerinde yemeği genelde o yapmazdı. Mete çoğu meslektaşının aksine yemek yapmaktan nefret ediyordu. Ona dayatılan bu mesleği yapmayı o seçmemişti. Sorun şu ki aşçı olmasaydı ne olurdu onu da bilmiyordu.

"Orada her kiminleysen
Belki sevgilinleysen"

"Benden başkasıyla ol da kafanı kırayım Temurhan." Şarkıyı adeta yaşıyordu. Yemek pişmeye devam ederken dolaptan kendine en soğuğundan bira çıkardı. Sevgilisi gelmeden içmek istemiyordu ama ondan da bir haber yoktu. En son yarım saat önce konuşmuşlardı, onda da yoldayım demişti.

"Bilmem hatırlar mısın?
Gözlerim ne renkti?
Söyle kumralım benim adım neydi?"

"Sıkıysa unut gözlerimin rengini."

Temurhan, karşısında asabi bir şekilde yemek hazırlayan adamı kapı eşiğinden gülerek izliyordu. Yaklaşık iki dakika önce gelmişti ama Mete'nin mırıldanarak şarkı söylediğini duyunca ona seslenmemişti. Uzun boylu adam da hala onu fark etmemiş, şarkı üzerinden kendi kumralına saydırmakla uğraşıyordu.

Mete bira şişesini kafasına dikerken arkasını döndü. Temurhan yakalanmıştı. Planlarında sevdiği adamı daha uzun uzun izlemek vardı ama olmamıştı. Mete bira şişesini dudaklarından uzaklaştırıp konuştu. "Gözlerim ne renk benim, kumralım?" Şarkı bitip başka bir tanesi çalmaya başlasa da Mete devam ediyordu.

"Bilmiyorum ki, unutmuşum inanır mısın?" Temurhan onun oyununu devam ettirerek uzun bedene yaklaştı. Mete'nin elinden şişeyi alıp dudaklarına götürdü. Mete onun sorusuna kaşlarını kaldırdı.

"Unuttun yani beni, bak sen." Mete şişeyi kumralının elinden çekti ve masaya bıraktı. "Sen beni unutabilir misin güzelim?" Temurhan'ı ensesinden tutup kendine çekti. Öpmek için dudaklarına yaklaştı ama öpmedi. "Bu dudaklar unutabilir mi beni?" Elini sevgilisinin tişörtünün altından sokup tam kalbinin üstüne koydu. "Burası unutur mu?"

Temurhan derin bir nefes aldı. Zaten günlerdir yaşadıkları şeyler yüzünden birbirlerine dokunamamışlardı. Bir de üzerine Mete onu zorluyordu. Mete'nin elini tutup bedeninden ayırmadan aşağı kaydırdı. Gözleri ela gözlere sabitlenmişti. Mete'nin gözlerini nasıl unutabilirdi?

"Burası da unutmaz seni." dedi Mete'nin büyük elini tam özel bölgesinin üstüne koyarak. Mete gülerek elini çektiğinde ise hayal kırıklığına uğramış bir şekilde sevgilisine baktı. Mete ise onu takmayarak ocağın başına geri dönmüştü. "İnsan tepki verir hödük Metehan."

"Kudurdun herhalde Temur." Mete ocağı kapatıp ona döndü. "Sen ilk önce niye bu kadar geç kaldın onu söyle?"

"Üzerimi değiştireyim önce."

"Tamam, ben sofrayı hazırlıyorum." Temurhan koşarak ona yaklaşıp dudaklarını dudaklarına bastırıp geri çekildi. Sonra da son hızla mutfaktan çıkıp banyoya girdi. Mete o gelene kadar masayı kurup yemekleri servis için ayarladı. Temurhan odadan "Benim gri sweatim nerede?" diye bağırdığında ise onun yanına gitmek için mutfaktan çıktı. Kumral çocuk sürekli bir şeylerini kaybettiği için Mete bu duruma alışmıştı. Sevgilisi dağınıktı. Yapabileceği bir şey yoktu.

Zaman Aşımı ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin