'three: where are you?

105 15 5
                                    

"Hoş geldiniz."

"Asakura Jo?" 

Jo kafasını kaldırıp karşısındaki dört çocuğa baktı. Zar zor geçimini sağlamak için çalıştığı markette kuzenini ve onun arkadaşlarını görmeyi pek de istemiyordu. 

Akrabaları tarafından babası öldükten sonra bir kenara atılmıştı. Anne tarafı ise babasının parası ve cömertliği sayesinde görüşüyorlardı kızlarıyla o zamanlarda da. Babasının ölümünden sonra annesi de başkalarıyla görüşmeye başlamış, abarttığı için kendi çocuğunu kapının önüne koymuştu. 

Jo da bu yüzden yaşama kendi başına tutunmaya çalışıyordu. Arada sırada gittiği okulunun kitapları, küçük bir bavul kıyafet ve özel eşyaları, telefonu ve kılıfının arkasında duran babasıyla çekindiği fotoğraf hariç hiçbir şeyi, hiç kimsesi yoktu.

İşin en komik ve ürkütücü tarafıysa babasını öldüren adam, karşısındaki kuzeninin babası, halasının kocasıydı.

"İstediğinizi alabilirsiniz. Jo ısmarlayacakmış."

Jo, arkadaşlarına söylediği sözden sonra kuzenine bakmayı bıraktı. Belliydi. İki haftalık maaşını kasaya koyması demekti bu. Kasanın alt tarafında bulunan acil durumlar için kapıyı kilitleyen butona bastı. Yaklaşık beş dakika kadar sonra hepsinin elinde ağzına kadar dolu ikişer poşet vardı. 

"Selam söyle annene derdim ama seni evden attığını bir anlığına unutmuşum." diyerek kapının açılmasını bekleyen kuzeninin arkadaşlarından biri "Kapı açılmıyor." dediğinde kuzeni, elindeki poşetleri yere fırlattı. Tehdit edici adımlarla üzerine doğru yürürken Jo geri adım atmadı. Boğazından sıkılıp arka duvara yaslanmışken de hiçbir karşı hamle yapmadı. Çok uzun sürmeden bırakıldığında kısa süreli nefessizlikten yere çöktü. 

Başında ayakta duran kuzeni, arkadaşından istediği sütü Jo'nun üzerine dökerken de ses çıkarmadı. Öyle yetişmişti. Babası katil olan birine karşı çıkacak kadar ölmek istemiyordu. Üzerinde süt, su, un, mayonez, çikolata sosu gibi maddeler yer alırken çocuklardan biri de kasanın altındaki butona basıp kapıları açmıştı. 

Kuzeni fotoğrafını çektikten sonra "Babam bunu çok sevecek, halana selamlarını iletirim yakışıklı." deyip güle güle marketten ayrıldı. 

Duş almak için bir evi bile yokken gözyaşlarıyla kendini temizlemeye çalıştı.

Neredesin? Seninle buradan gitmek istiyorum.                                                           Where are you? I wanna step out with you.

boku no kokoro ga sakebunda ima.﹕&teamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin