"Sonuncu mu kaldı yalnızca?"
"Hallediyorum... Hallettim. Her şey tamam."
Maki, Taki'nin cevabıyla koltuktan kalktı. Taki de telefonunu cebine koyup montunu üstüne geçirdi.
"Sence yedide yedi yapabilecek miyiz?"
Maki derin bir nefes aldı bu sorunun üstüne. Cevabı kendisi de bilmiyordu ama bir şekilde hayatını adamıştı. "Bilmiyorum. Devam etmek istediğine emin misin?"
"Elbette! Hem bensiz nasıl resim çizeceksin?"
"Gerçekten yardımların için minnettarım. Sen olmasan şimdiye pes etmiştim."
İkisi de sırt çantalarını takıp gerekli eşyaların olduğu poşetleri aldıklarında salonun ışığını kapatıp kapıya vardılar. Taki ayakkabısını giyerken "Kalbim şu anda yerinden çıkacak gibi atıyor." dediğinde Maki güldü. Aniden aklına gelen şeyle "Ah, doğru!" deyip elindeki poşetleri yere bıraktı. Telefon kılıfının arkasında duran iki karttan birini çıkarıp salona geri girdi.
Salonun ortasındaki masanın üstüne düzgünce bıraktı kartı. "Sizi henüz görmememe rağmen memnun oldum." Kurt resmi olan karta son kez bakıp gitmek üzere Taki'nin yanına döndü.
Uyan, gittikçe yaklaşıyor. Wake up, it's getting closer.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
boku no kokoro ga sakebunda ima.﹕&team
Fanficslow update "Siyah karta dikkatli bakarsanız gri bir kurt görürsünüz. Vazgeçtiğin siyah yaşamında gri kurdu görebiliyorsan, hala hayatın renklerini görüyorsun demektir. Yalnızca kurtarılmaya ihtiyacın var. En sevdiğin renge dönüşen kurt "I'm RIGHT...