Harua elindeki bezle önündeki ayakkabıyı siliyordu. Her tarafı çamur içindeydi, üstelik hala yağmurun altındaydı. Yağmur yağarken ayakkabı temizlemeye çalışması ne kadar mantıklıydı?
"Solda leke mi görüyorum ben?"
Harua tehdit edici sese karşılık biraz daha ayakkabının üzerine siper olup yağmurdan korurken sol tarafı silmeye başladı. Öyle bir durumdaydı ki kendisi de sorguluyordu. Brandanın altında oturan biricik zorbaları, yağmurun altında sadece hırkasıyla kalan Harua, ayağını uzatıp beyaz ayakkabısını çamurdan arındırmasını isteyen ezeli nefret ettiği kişi, elindeki sırılsıklam ve kirlenmiş bez, akan burnu, yanan gözleri, titreyen bedeni...
"Bitti." diye mırıldandı, soğuktan çıkmıyordu sesi. Karşısındaki, ayakkabısına bir saniye kadar baktıktan sonra yaklaşık 40 cm yanında kalan su birikintisine sertçe bastı. Ayakkabı tekrar kirine karışırken Harua'nın yüzüne kadar da sıçramıştı çamurlu su. Gözlerini koluna silip önünde duran ayakkabıya geri döndü.
"Temiz mi bu sence?"
Elindeki kendinden geçmiş bezi yanına bırakıp hiddetle bir yandan da korkuyla hırkasını çıkardı. Hırkasıyla ayakkabıyı silmeye başlarken ciğerlerinin felaket yandığını hissediyordu.
Kaçmak için yeterli cesareti yoktu.
Neredesin? Seninle buradan gitmek istiyorum. Where are you? I wanna step out with you.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
boku no kokoro ga sakebunda ima.﹕&team
Fanficslow update "Siyah karta dikkatli bakarsanız gri bir kurt görürsünüz. Vazgeçtiğin siyah yaşamında gri kurdu görebiliyorsan, hala hayatın renklerini görüyorsun demektir. Yalnızca kurtarılmaya ihtiyacın var. En sevdiğin renge dönüşen kurt "I'm RIGHT...