1. Bölüm

10.7K 257 68
                                    




Özür dilerim daha erken atardım ama markete gittiydim gelince atarım diye.
Sen gel kartın şifreyi unut. Kaldım daşak gibi neyseki hallettim

İyi okumalarrrr....



::::::::::::::::::::::::::::::::::::

    "Devam et asker! Durma!" Eğitim sahasındaydık. Ve başımızda o vardı. Bizden o sorumluydu.

"Bakma öyle alık alık gerizekalı! Koşsana!"
Bugün yine tersinden kalkmıştı anlaşılan.
"Yine kim sinirlendirdi bu herifi." dedi Maraşlı.
"Valla orasunu bilmeyrum. Yavuklusu neyin de yok ." Trabzonlu konuştu arkasından.

"Caner sen gördün mü hiç birini? Evine götürmüştün." İstanbullunun sorusuna cevap verip vermemekte kararsız kalıp başımı olmusuz anlamda iki yana salladım.

   Yan yana koşuyorduk. "Ula sende sürekli onunlasun bi bok bilmeysun." Trabzonlu sinirini benden çıkarmaya çalışır gibi konuştu.

  Güneş gözlüğü takmasına rağmen gözleri benim üzerimdeydi. Emindim.

   Trabzonlunun sitemine kulak asmadan önüme dönüp koşmaya devam ettim.

"Son 3 tur! Sonra dağılın!"
  Eğitimin bitiyor olmasına sevinecekken bana seslenmesiyle sevincim kursağımda kaldı.
"Caner ! Eğitimden sonra odama!"

Nefes nefese bir şekilde " Emredersiniz komutanım!" Dedim.

  Son turu da atıp çimlere bıraktık terden sırılsıklam olmuş bedenlerimizi. Fazla bekletmeden odasına gitmem lazımdı.

  Odasının önüne gelerek kapıyı çaldım.
İçeriden gelen "Gir!"  komutuyla kapıyı açıp içeri adımlayıp kapattım ve önüme dönerek asker selamı verdim.

"Er Caner Yılmaz. Aydın. Emret komutanım."
"Gel buraya asker."
Sandalyesinde geri yaslanıp elini kalın baldırına koyup pat patladı.

Yavaş adımlarla ona yaklaştım. Bileğimden tutarak çekti kucağına doğru. Hemen dudaklarıma yapıştı. Su içermiş gibi durmadan öpüyordu. Nefes alamadığımda kafamı geri çekmeye çalıştım ama iri eli ensemi kavradığı için çabalamam sonuçsuz kalmıştı. En son nefessizlikten başıma ağrımaya başlayınca tırnaklarımı boynuna geçirdim. Sesli bir şekilde dudaklarımdan ayrıldı. O boynumu emerken bende nefes almanın mutluluğunu yaşıyordum.

Sert seviyordu.

  Ama ben onun temposuna yetişemiyordum . Ayak uydurmaya çalışmak da oldukça yorucuydu.

   Yanağımı başına yaslayıp boynuma ısırık izleri bırakırken acıması ile hafif hafif inliyordum. Tabi ben acıdan inliyordum ama o bundan son derece zevk alıyordu. Şimdiden hissedebiliyordum kalça arama batan penisini.

   " ölürüm sana ."

  "Aah- mmh"

" sadece benimsin. Sadece buraya aitsin." Diyip beni aletine doğru bastırdı.

  "Şimdi sen açsındır da." Yüzünde beliren piç sırıtışı hiç hoşuma gitmemişti nedense. Hiç romantik olamıyordu. Ben aşk insanıydım . Onun için aşk ise cinsellikten ibaretti.

  Koyulaşmış kahvelerini mavilerimle buluşturdu. Ne istediği bariz belliydi.
O öğretmişti bana da zaten nasıl yapacağımı.
Sakso atmamı istiyordu.

   Belimden tutup havaya kaldırdı. Vücudum ona göre çelimsizdi. Beni kolayca kaldırabiliyordu.

    Elleri omuzlarıma baskı uygulayıp dizlerimin üzerine çökmemi sağladı. Sonra ellerini sarı saçlarıma daldırdı ve yanağımı şişmiş aletine sürttü.

ASKERİM - GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin