48- Hakkını vermeli aşık olunca

1.2K 85 6
                                    

Oy ve yorum sayısı çok düşüşte, lütfen hayalet okur olmayın. Biraz yıldızları parlatalım lütfen♡

Herkes Emrecan'ın evinin önünde buluştuktan sonra nasıl gideceklerine karar vermeye çalıştılar.

"Şimdi biz bir arabaya sığmayız, iki araba gitmemiz lazım." Tuğkan konuşurken Şevvalin aklına güzel bir fikir gelmiş gibi birden gözleri büyüdü.

"Şuradaki üstü açık arabayla gidelim, çiftler aynı arabaya binsin, geri kalan da başka bir arabayla gitsin."

"Aferin, bildiğin beş dakikada hallettik ama kim hangi arabaya binecek?" Selen savaş açacak gibi sert konuşuyordu.

"Benim arabaya ben binebilir miyim saygısızlık olmazsa?" araya kaynayan Emrecan kızların birbirine açtığı sessiz savaşı anlamış gibi yerini yaptı.

Birbirlerine olan bakışlarını görünce Emrecan koşup arabaya atlamak için hamle yaptı ki Tuğkan ve Luna bunu hemen anladıkları için şanslı olduklarından onlar de arabaya atladı.

Tuğkan önü kaptığı için daha da şanslıydı, Luna'nın yanına birden iki kişi atlayınca bakakaldı.

"Yavaş, arabanın yayı bir yerinize batacak."

"İyi, biz Soner kardeşimle gideriz koyun koyuna." Soner ve Utku birbirlerine sarılmış arabanın dışından onlara bakıyorlardı.

"Hepimiz bununla gidelim o zaman, biraz sıkışacaksınız ama." Emrecan'ın fikri hoşlarına gitmiş gibi onlar da bu arabaya bindiler.

"Tuğkan, yardım et." arkadan elini uzatan Luna'nın haline gülen Tuğkan ve arayı bulmuş olan Şevval, Selen ikilisiyle yola çıktılar.

"Şarkı açalım ya." Şevval telefonunu çıkarıp Tuğkan'a verdi ve Tuğkan telefonu teyibe bağladıktan sonra geri verdi.

"Güzel bir şarkı aç şenlenelim biraz." Selen her an oynayacak gibi dururken Luna ezildiğinden sesi çıkmıyordu.

"Benim sevgilim yaşıyor değil mi?" Tuğkan Luna'yı kontrol etmek için uzatıp tuttuğu elini sıkınca Luna da onun elini sıktı.

"Hayattayım."

Beni kalbimden vuranlar var ya (var ya)
Sürüne, sürüne, sürüne kapımı çalacak
Karşıma geçip kıs kıs gülenler var ya (var ya)
Kapanıp önümde diz çöküp ağlayacak

Kızlar ayağa kalkıp dans edip eğlenirken Luna köşede yavru kedi gibi kalmıştı.

"Luna sen neden eğlenmiyorsun ya?"

"Sence? Sizin sevgilileriniz haliyle sizi tutup düşmemenizi sağlıyor ama benim sevgilim öne oturdu. Ayı."

Bükeceksin boynunu güller gibi sararıp
Acemi balık gibi ağlara dolanıp
Pişman da olsan, kapımda yatsan
Tarih bile yazsan, kimin umrunda?

Onlar eğlencelerine devam ederken Tuğkan Emrecan'a bir şeyler fısıldadı.

Benzinlikte durduklarında Tuğkan arabadan inip Luna'nın kapısını açtı.

"Gel."

"Ne yapacaksın?"

"Sen gel."

Luna'nın elinden tutup yapıştığı koltuktan resmen kızı söktükten sonra Luna'yı da öne bindirdi. Bu duruma mutlu olan Luna arkada sıkışık oturmaktan şikayetçiyken önde Tuğkan ile oturmaya razı gelmişti.

"Şimdi sevgilimin istediği şarkıyı açın bakalım.

Araba hareket ederken Luna şarkıyı açtı ve Tuğkan onu belinden tutup düşmemesi için yardımcı oldu.

Hakkını vermeli âşık olunca, yanmalı çıra misali
Kolay kurulmuyo' ilişki dediğin, işledim oya misali
Bendeki sabrın yarısını gösterene evliya diyo'lar
Sen de birazcık çabalasan artık, bak geldi geliyo'lar
Kötü kötü düşleri, içi boş hayalleri bak gördürme bana
Kalbimi kırıyo'sun, bak beni üzüyo'sun, yakışır mı sana?
Şeytan tüyü müdür, aşk mıdır büyü müdür, ben seni anlamadım
Ne yaptınsa yaptın, gel kıyamadım
Düşman olmaz benden, kin bile tutamıyorum
Kalbim saf pamuktan, kimseye kızamıyorum
Hele sen hele sen, sana kıyamıyorum
Hele sen hele sen, sana bayılıyorum

Bir Not Meselesi | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin