Bölüm şarkısı • Zeynep Casalini ~ Duvar~•
_____________________________"Arya benim himayemde ve benim kızımdır" dedikten sonra bana döndü ve "Arya çabanı anlıyorum ama
bu rezilliğin içinde seni daha fazla bırakamam, bırakmayacağım" dedi Faruk amca ve evden çekip gitti.Madem bırakmayacaksın nereye gitin amk!
İçeriye giren Poyraz ile bütün gergin hava dağılırken hediye zamanı gelmişti. Herkes hediyelerini vermeye başladı. Marka saaatler, kıravatlar, ayakkabılar, takım elbiseler..
Hepsi çok güzeldi. Bir an için kendimden utandım. Acaba haklılar mıydı? Gerçekten onlara yakışmıyor muydum?
Belki birlikte büyüseydik böyle olmazdı, ben de onlara böyle pahalı hediyeler alabilirdim.Gerizekalı kaç yıldır çalışılmadık iş bırakmadın bankada tomarla paran duruyo hâla gelmiş burada fakir muhabbeti yapıyon!
Aslında fazla olmasa da banka da param vardı. 3 yıl kadar çalışmıştım. 3 yıl 36 ay demekti. Tabiki bu paranın baya bir kısmı ev almaya harcanmıştı. Yani tomarla olmasa da biraz param vardı.
Fakir değildim en azından ama bunlar ultra zenginlerdiFaruk amca benim himayemde ve benim kızımdır derken neyi kastetmişti acaba? Ne yani bundan sonra onlarla mı yaşayacaktım? Yanlız adam babama karşı beni korumuştu. Uzun zamandır hissetmediğim kalbimin güzelliğini hissettirmişti. Bu, ne kadar kabul etmek istemesem de iyi hissettirmişti. Belki biraz Murat Bey'e ihanet etmiş gibi hissediyordum ama hissetmemeliydim o bana baba bile dedirtmiyorken böyle hissetmem yanlıştı ama zaten Faruk amcayı asla bir baba gibi göremezdim, babamın yerine kimseyi koyamazdım.
Ne kadar o çoktan benim yerime başkasını koymuş olsa da yapamazdım. Ben bu kadar kötü değildim, olmamalıydım. Kendime olan saygımı kaybetmemeliydim, ne kadar kendime olan sevgimi çoktan kaybetmiş olsam da...
Herkes hediyelerini vermişti, ben de vermeliydim. Ayağa kalkıp yanına gittim.
"İyiki doğdun!" diyerek hediyesini uzattım ona.
Hediye faslı bittiğinden ve hareketli bir müzik çaldığından kimsenin dikkatini çekmemiştik Allah'tan! Yoksa utancımdan yerin dibine girerdim. Herkesin içinde hediyeni vereceksin de bütün gözler üzerinde olacak da..
Bana göre değildi öyle şeylerPoyraz hediyeyi aldı, bir süre paketini açmadan elinde çevirerek inceledi. Sonra hiç beklemediğim birşey yaptı ve paketi çöpe attı ve bağırmadan "Senden hediye isteyen oldu mu?
Bana verebileceğin en güzel hediye aramızdan gitmen ve bir daha hiç gelmemen olur"
Kalbim hızlandı. Bir sağanağa ansızın yakalanmış gibi çaresizdim. Bu gerçeklerden kaçmaya fırsat bile bulamadan ayaklarım iyice ağırlaşmıştı. Yerimden kımıldayamıyordum.Tek başına içini çeke çeke ağlayan; kendini tutmak isteyip de tutamayan, gözlerini silerken ellerine göz kaleminin siyahı bulaşmış, karşısında biri varmış gibi gözlerini sabit bir noktaya dikip öylece bakakalan kadınların sızısıyla kararıyor gökyüzü, kış günü içimizi saran kasvet, bu kimsesizlik hissi canımı yakmıyordu artık, yakamıyordu ya da ben canımın yanmasına çok alışmıştım.
Ne zaman ötmeye başladığını bile unuttuğum saatimle birlikte kaçarcasına buraya gelmiştim annemin mezarına.
Adeta abisini annesine şikayet eden küçük bir kız çocuğu gibi.
Ağlamıyordum fakat sakinleşememiştim de. Dedikleri fazla ağırdı
çok ağır..Artık ne umudum kalmıştı ne de daha fazla çabalayacak gücüm vardı. Hepsini almışlardı benden.
Şu iki ayda en çok ne öğrendin diye sorsalar hiç düşünmeden "Aynı konuda hayal kırıklığına uğramak insanı değiştirir, güçlendirir"ben en çok bunu öğrendim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARININ KIRIKLIĞI
Teen Fiction"Onları bekliyorsun biliyorum. Gözlerinin içine bakıp 'Korkma, biz buradayız' demelerini bekliyorsun. Sonra uzun uzun çektiğin acılardan söz etmek ve yüzünde utangaç bir kızarıklık oluşturan hikayelerinden bahsetmek istiyorsun. Onları uzun süredir...