Selamun Aleyküm..
Keyifli okumalar dilerim..
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum...
Çorbacı'ya gelen genç adamlar büyük bir masanın etrafına yerleşirken,
"Eee, kim ne içiyor?" diye sordu Asaf.
Çocukluktan kalma bir alışkanlıkla kahvaltıyı çorba ile yapmayı ayrı bir seviyordu."Ben Kellepaça istiyorum." diyerek ilk yanıt veren Batın olurken;Kadir, Bahadır ve Yağız Ali de ona katılarak Kellepaça içmek istemiş, Ekin ise "Ezogelin" diyerek yanıtlamıştı.
Asaf, yanlarına gelen gence dönerek "Bize beş Kellepaça bir de Ezogelin getir birader." diye siparişlerini tek cümle ile özetledi.
Giden gencin ardından kısa bir süre baktıktan sonra Ekin'e dönen Asaf "Birader, Ezogelin nedir ya? Yanarım da hâlâ seni Kellepaça'ya alıştıramadığıma yanarım." diye yakındığında ciddiyetten oldukça uzaktı. Ekin'in Kelle paça sevmediğini biliyor, buna rağmen çorbacıya her gittiklerinde takılmadan edemiyordu.
" Ya hu bıkmıyor musun her defasında aynı şeyi söylemekten? Sevmiyorum birader. Sana afiyet olsun "diyerek bıkkınlıkla nefesini bıraktı Ekin.
Asaf tam ağzını açıp karşılık vermek üzereyken" Asaf! Yeter. Uğraşma artık şu çocukla. Biran önce karnımızı doyurup da gidip dinlenelim."diyerek araya giren Bahadır sayesinde susmak zorunda kaldı .Bahadır, genellikle sakinliğini korusada bazen Yağız Ali'den daha fazla sert olabiliyordu.
Çok geçmeden gelen çorbalar ile herkes önüne dönerken, aralarında oluşan kısa süreli sessizlik "Karargahtaki Yüzbaşı... Karşı komşumuz değil miydi? "diye soran Batın ile son bulmuş oldu.
Her ne kadar o olduğuna emin olsa da yaşadığı şaşkınlıktan ötürü sorma gereği duymuştu.Kaşığını kasenin kenarına bırakan Kadir" Oydu. "diye kısaca yanıtladı.
Taşındıkları ilk gün gelen Nalan hanımın anlattıklarını o zaman hiçbiri önemsememiş olsa da aylar önceki olayda gördükleri kadını, bugün karargahta karşılarına görmek oldukça şaşırtıcı olmuştu.
" Vay be... Karşı komşumuz en bordosundan komutanımız çıktı." diye konuştu Batın. Sesinde gizleyemediği bir hayret ve neşe vardı.
Yağız Ali, daha bir saat önce isminin Mihre olduğunu öğrendiği kadını gördüğü ilk an'a gitmişti. Yağmurlu bir gecede, ıssız bir sokakta, çöküp kaldığı kaldırım kenarında o kadar yalnız ve dermansız görünmüştü ki gözüne; bugün karşısında gördüğü dik duruşlu, keskin bakışlı kadın ile bağdaştıramıyordu. Bişeyler vardı... Aklını kurcalayan, onu büyük bir merak'a sürükleyen.
"Doyduysanız kalkalım artık." diyerek düşüncelerine son vermek adına konuşan Yağız Ali, önlerindeki tabakların boş olması ve aldığı onay ile birlikte ayağa kalkarak ceketini üzerine geçirdi.
Bir an önce uyuyup dinlenmeli, düşüncelerini toplamalıydı..
***
Kahvaltı saatini geçirmiş olmasından sebep kantinden tost ve çay alan Mihre, timin dinlenme odasına çıktı.
Elindekileri ortadaki sehpaya bırakırken, sehpayı biraz daha kendine taraf çekerek büyük cam kupadaki çayından bir yudum aldı.
Düşünüyordu...
Yeni tim, hayatına dahil olacak yeni insanlar demekti. Hayatına dahil olacak 6 koca adam... Atandığı timdekiler gördüğü kadarı ile kötü bir izlenim bırakmamış olsalar da zamanla birbirlerini daha iyi tanıyacaklardı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOĞRULUŞ
ChickLitBir kadın düşünün hayatta en değerlisini kaybetmiş, Bir kadın düşünün yanında sandığı insanların aslında yanında olmadığını fark etmiş, Bir kadın düşünün kabuğuna çekilmiş ölümü bekleyen, Bir kadın düşünün tek tek vakti geldiğine tüm hesapları ka...