8.BÖLÜM

1.3K 74 29
                                    


Keyifli okumalar... 

Günler birbiri ardına tüm hızı ile geçerken, Asır'ın gün içerisinde yaptığı aramalar ve Peri'nin evine daveti dışında Mihre'nin hayatı alışmış olduğu tempoda ilerliyordu.

Neredeyse uyuyalı bir saat olurken çalan telefonun sesi ile uyanmak zorunda kalan Mihre, doğrularak komodinin üzerinde olan telefonu
aldığında ekrandaki ismi görmesi ile kaşları çatılırken, içinden"İnşAllah yine kontrol etmek için aramamışsındır" diyerek aramayı yanıtladı.

"Efendim, Beren. "

"Nasılsın? " diye soran genç kadın'ın sesinden herzaman olduğunun aksine hissedilen tereddüt ve gerginlik Mihre'nin bişeyler olduğunu anlaması için yeterli olmuştu.

"Bildiğinden farklı değilim. Genelde gün içinde arardın. Bu saatte beni aramanın sebebi ne?"

Telefonun diğer ucundan önce sıkıntılı bir nefes sesi gelirken ardından genç kadının tereddüt dolu sesi tekrar işitilmişti.

"Söyleyeceklerimden sonra biliyorum sakin kalmayacaksın ama lütfen sakin olmaya çalış. Sen o olaydan yaklaşık dört ay önce bir kaza geçirmiştinya, o gün olanlar kaza değilmiş. "

Mihre duydukları ile öfkeyle ayağa kalkarken odada bir ileri bir geri gidiyor sakin kalmakta güçlük çekiyordu.

" Nasıl ya? Ne demek kaza değil. Bu kadar zaman sonra nasıl öğrendin bunu? "

Beren" Bende yeni öğrendim. Detayları yüzyüze konuşsak daha iyi olacak. " diye yanıtladı.

Mihre aklındaki ihtimalin gerçek olmamasını içten içe isterken doğruluğundan da bir o kadar emindi aslında. İçi acısa da dile getirmekten çekinmedi.

" Biliyorlardı değil mi? Seni bu kadar sıkan şey de tam olarak bu. Bunu da benden sakladıklar. O dönem ki halimi bahane edip yine sakladıklar. Ben nasıl göremedim ya!"

***

Yaptıkları market alışverişi kısa sürede suyunu çekince tekrar alışveriş için dışarı çıkan genç adamlar, marketten çıktıktan sonra  kendi aralarında sohbet ederek evlerine doğru yürüyorlardı.

Ekin" Yağız abi sizinkilerin durumu nasıl? Toparlayabildiler mi? " diye sordu, Yağız Ali'ye.

Yağız Ali" Olabildiğince toparlandılar ama bir süre bu yaşadıkları korkuyu içlerinden atabileceklerini düşünmüyorum. Neyse ki Duru küçükte farkında değil. " derken Kadir de sohbete dahil olarak "Haklısın abi. Çok şükür Duru iyi ya varsın biraz uzun sürsün yaşadıkları korkuyu atlatmaları. Elbet atlatacaklardır." dedi.

"Öyle..." diyen Yağız Ali gözünün önüne gelen hareler ile hakkı olmamasına rağmen o bakışlardaki acıyı merak ediyordu.

Yolun geri kalanı Batın'ın Asaf, Ekin ve Kadir üçlüsüyle evin haşara çocuğu gibi ayrı ayrı uğraşması ; Bahadır ve Yağız Ali'nin sessizliği ile geçerken nihayet evlerinin önüne gelmişlerdi.

Tam bahçe kapısına yöneldikleri sıra Mihre de kendi evinden çıkıyordu.
O sıra da Yağız Ali'nin dikkatini hızını yavaşlatmış bir şekilde kendilerine taraf gelen resmi plakalı araç çekti.

Yağız Ali'nin duraksadığını farkeden diğerleri de ne olduğunu anlamak için baktığı yöne bakarken Mihre de aynı aracı farketmiş fakat  umursamayarak aracın geldiği yönün aksine yönelmişti.

Saniyeler içinde araç iki evin hizasında kaldırım kenarında durduğunda acele ile araçtan inen askeri üniformalı, Yağız Ali ve diğerleri'nin omuzlarındaki apoletlerden Albay olduğunu rahatça anladıkları orta yaşlardaki adam "Mihre... Dur... " diye arkası dönük uzaklaşan kadına durmasını ümit ederek seslendi.

DOĞRULUŞ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin