12.BÖLÜM

786 55 37
                                    

Selamun Aleyküm.

Biliyorum çooook uzun bir zaman oldu bölüm atmayalı. Bunun için sizden özür diliyorum. Elimde olmayan sebeplerden ötürü bölüm yazamadım. Yazmadıkça da yazma hevesim kaçtı. Günlerdir bölümü tamamlamak için gayret gösteriyorum. İnşAllah bölümü beğenirsiniz. Keyifli okumalar diliyorum...

Yorumlarda buluşalım...

Tim'in izinli olduğu iki gün boyunca izinli sayılan Mihre, bu iki günü dayısının evinde kalarak geçirmişti.

Çalan kapı ile kapıya taraf dönen Mihre "Gel! " diye seslendi.

Aralanan kapının ardından başını uzatan Tolga "Kahvaltı hazır, Lamia sultan yine döktürmüş ve maalesef ki sen gelmeden dokunmama izin vermiyor. "diyerek yüzüne acıklı bir ifade yerkleştirmişti.

Duydukları ile dudakları kıvrılan Mihre," Tüh! Yazık olmuş desene. Biraz daha mı geciksem ne yapsam? " diye konuştu. Bir yandan da komodinin üzerindeki telefonunu alarak kapıya doğru yönelmişti.

Tolga, yüzündeki muzip ifade ile "Bence biricik kardeşine kıyamazsın." diyerek Mihre'nin itiraz etmesine izin vermeden merdivenlere taraf çekiştirdi.

Salona inen ikili, peşlerisıra içeri giren Lamia hanım ve Öktem bey ile birlikte masadaki yerlerini alarak kahvaltıya başladılar.

Bakışlarını aile üyelerinde gezdiren Mihre, en son dayısında durdu.
Her anlamda koca çınarıydı onun. Dıştan kocaman ve sert, içten yumuşacık ve şefkat dolu... Daha bebekken kucağında sakinleştiği, sarıp sarmalayan çınarı; otuzlarında da bunu yapmaktan geri durmamıştı.

Üzerindeki bakışları hisseden Öktem, bakışlarını tabağından çevirerek kendi gözlerinin aynısı olan gözlerle birleştirdi. O gözlerde birçok duygu vardı, fakat kendi için olan en belirgin duygu saf sevgiydi. Ve bu Öktem için pahabiçilemezdi...

"Ooo, yine dayı-yeğen daldınız." diyen Tolga ile bakışlarını birbirlerinden ayırdılar.

"Ne o, kıskandınız mı Tolga bey? Ayrıca, dayı-yeğen değil baba-kız demek istedin herhalde." diyerek karşılık verdi Öktem. Dışardaki bir insan sesindeki yumuşaklık olmasa gerçekten kızmış olabileceğini düşünürdü.

Tolga ellerini teslimolurcasına yukarı kaldırarak"Özür dilerim, siz baba-kız'ın arasına girilmeyeceğini unuttum. "diyerek annesi Lamia hanıma göz kırptı.

Adının geçmesi ile birlikte" Bugün kendi evine mi geçeceksin güzel kızım? "diyerek merak ettiği soruyu sordu Lamia hanım.

" Evet Lamia anne ama arada yine gelirim merak etme sen." diye yanıtladı Mihre.

***

Biten kahvaltıları ile yola çıktı Tolga ve Mihre. Bugün Mihre'yi karagaha Tolga bırakmak istemişti.

"Senin canavarı ne zaman garajdan çıkarmayı düşünüyorsun?" diye sordu Tolga. Mihre'nin, sürekli taksi kullanıyor olması dikkatini çekmişti.

"Bilmiyorum." diye yanıtladı Mihre. Kaza'nın olduğu gün arabası bakımdaydı. Kazadan sonra ise araba kullanamayacak durumda olması ve sonrasında olanlardan sonra neredeyse varlığını unutmuştu.

"Neyse birkaç güne getiririm ben yarızamanlı tankını. " diyen Tolga, aracın büyüklüğünden yakınmasa olmazdı .Mihre ile zıt oldukları nadir konulardan biriydi araç tercihleri.

Yüzündeki tebessümle "Kampa giderken hiç öyle demiyordun. " diye konuştu Mihre.

Başını sağa sola sallayan Tolga, gözü bir yolda bir Mihre de sorularına bir yenisini daha ekleyerek "Yeni timin ile tanıştın mı?" diye sordu.

DOĞRULUŞ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin