"Baekhyun bıktım senin bu geç uyanmalarıdan, artık yeter! Artık Tıp okumuyorsun! Bugün çalışmaya gideceksin!"
Kulaklarımı tırmalayan ses ile başımı yastığa gömüp uyumaya devam etmeye çalışıyordum ki anneannemin yanıma gelip yorganla yastığı çekmesiyle yana devrildim.
"Tanrı aşkına yirmi dört yaşındasın, bir yaşında değilsin Baekhyun. Çabuk kalk!" Anneannem gidecekken bacağına sarılıp mızmızlandım.
"Büyükanne acı ve biraz daha uyumama izin ver! Gece ba- çok geç geldim." Bunu umursamayarak yanımdan giderken oflayarak yataktan kalktım ve karşımdaki aynadan dağılan tipime baktım. Sarı saçlarım dağılmış, altımdaki pijama belimden düşüyordu, yine kilo vermiştim. Ben tiroit hastası olduğum için sürekli yoruluyordum ama bir yandan da kilo veriyordum durmadan. Bence hastalardan önce kendimi tedavi edip öyle doktor olmalıyım?
Odamı hızlıca toplayıp dolaptaki mavi scrubslarımı (doktor önlüğü) giyip aynada kendime baktım, gerçekten de fıstık gibi olmuştum ama mavi fıstık. Neyse birtakım şakalardan sonra odamdan çıkıp dün geceden hazırladığım sandviçi çantama atıp evden çıktım, kapının önünden araba geçmediğinden birazcık caddeye doğru yürümek lazımdı. Caddeye çıkınca bir taksiyi çevirip hemen bindim"Park Hastanesi."
Taksici başını sallayıp konuşmadan hastaneye sürerken bende cama bakıp yolu izliyordum. Seoul'ün en sevdiğim yani havasının temiz ve her zaman güneşli olması. Giderken kalbimin atışlarını şu an rahat bir şekilde duyabiliyordum, heyecandan ölürsem şaşırmayalım olur mu?
Kısa bir taksi yolculuğunun ardından geldiğimizde taksiciyi parayı uzatıp indim. İşte şimdi kariyer hayatım başlıyordu. Burası devletin olmasına rağmen aynı özel gibiydi ve eminim hastalarım da çok iyidir.
Otomatik kapıdan içeri girip danışmaya yürüdüm. Orada oturan iki tane kızın yanına gelip heyecanla sorumu sordum."Merhaba ben bugün burada asistanlığıma başlayacaktım, başhekiminizle görüşmek istiyorum."
"Tabii, hemen en üst kata çıkın, koridorun sonundaki oda."
"Teşekkürler." Yanlarından ayrılıp dedikleri gibi asansöre binip en üst kata çıktım ama çıkarken kalbim yerinden çıkıyordu çünkü asansör benim için ölümdü.. Koridorun sonundaki odaya gelebildim. Kapıyı çaldım ve içeri girdim. Kapıda "Park Junsoo" yazıyordu.
"Buyurun ne için gelmiştiniz?"
"Merhabalar efendim ben asistanlık için gelmiştim, bugün için bana randevu vermiştiniz. Tıp fakültesinden yeni mezunum ve atamam bu hastaneye çıktı."
Karşımdaki kır saçlı uzun boylu adam bana bakıp başını olumlu anlamda salladı. Hemen yanındaki kalın klasörleri açıp göz gezdirdi.
"Byun Baekhyun? Değil mi?"
"Evet efendim."
"Tamam genel cerrahide asistanlık yapacaksın şimdilik somra dallara ayrılacaksınız, şimdi servise git seni hastane hakkında bilgilendirip gezdirecekler."
Önünde saygıyla eğilip gülümsedim sonradan da odadan ayrıldım ama hanzonun teki (!) bana çarpmaya kalkışıyordu ki hemen kenara kaydım. Bir şey demeden hemen asansöre binip genel cerrahi servisine indim. Bankoya geldiğimde benim gibi bekleyen üç kişi olduğunu gördüm. Hemen yanlarına gidip gülümsedim.
"Merhaba siz de mi benim gibi asistanlık için geldiniz?"
Beyaz tenli kocaman gözleri olan kısa çocuk bana bakıp başını salladı ve elini uzattı.
"Evet, ben Kyungsoo. Memnun oldum!"
"Ben de Baekhyun, ben de memnun oldum!"
Yanımıza gelen bizimle neredeyse aynı boylarda ve daha çekik gözlü olan çocuk geldi, gamzesi çok tatlıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SURGEON {CHANBAEK}//TAMAMLANDI
FanfictionBirbirini ardını kesmeyen maceralar ve aksiyon dolu olaylar, bir yandan hastanenin yoğun çalışmasının ardında Cerrah Chanyeol ve asistan Baekhyun'un başından geçenler..