SOBE

3. Bölüm

Telefonu Mehmet'in yüzüne kapattıktan sonra Kendime sandiviç hazırladım.  Kahvaltımı yaptıktan sonra gündelik ev işlerimi bitirmeye çalıştım.  Bugün oldukça yorgun hissediyordum. Bir o kadar da bitkin.

Neredeyse yarım saat sonra kapı çaldığında yavaş adımlarla kapıya yöneldim.
Kapıyı açmamla ağzımdan küçük bir çığlığın kopması bir olmuştu.  Bir adam gün geçtikçe daha da beter hâle gelemezdi.
Morarmış göz altları,  üstündeki gömleğin kırışmış hâli,   ayakta bile zor duruyordu.

" bu hâlin ne böyle? , sana kendini toparladıktan sonra gel demiştim. " Dediğim de nedensizce kahkaha atmaya başladı. Karşım da bir yandan kahkaha atan bir yandan da ağlayan bir adam vardı. Yıllar önce tanıdığımı düşündüğüm ama aslında hiç tanımamış olduğumu anladığım  o adam.
Kaşlarım çatılı bir şekilde Mehmete baktığım da öne doğru bir adım atıp kapıdan çekilmemi bekledi. Bir kaç saniye dolu gözlerine baktığım da eski hâllerimizi ne kadar özlediğimi farkettim.
Geçmesi için kenara çekildiğim de sendeleyerek içeri girdi. Kapıyı kapatıp peşinden girdiğim de " bir şeyler içmek ister misin? "diye sordum . Bir yabancıya sorar gibi. " hayır,  istemiyorum " dedi, salondaki koltuğa kendisini bırakırken. Hıçkırarak ağlamaya başladığında,  ne yapacağımı bilmeyerek karşısındaki koltuğa oturdum. Birden ayağa kalkıp karşıma geçti dizlerinin üzerine çökerek elini dizlerime koydu.

" Vira ben seni çok seviyorum,  bana ne olduğunu bilmiyorum,  senden ayrılmak istemiyorum. " diye hıçkırarak ağladığın da şok olmuştum.

" ne diyorsun sen Mehmet? Şimdi mi pişman olacağın tuttu? Sence de biraz erken pişman olmadın mı? Biraz daha salak yerine koysaydın ondan sonra pişman olurdun. Tek seferde söylediğim cümleden sonra birden ayağa kalkıp bağırmaya başladı. 

" senden ayrılmak istemiyorum,  ben seni çok seviyorum. " Dediğin de kahkaha attım ve Hırsla ayağa kalktım.

" çok seviyorsun öyle mi? Beni sevseydin hergün başka kadınların koynun da olmazdın ,  gözümün içine baka baka beni salak yerine koymazdın. " ellerimi saçlarımın içine daldırdığım da hırsla çektim.  Gözlerimin dolmasına engel olamamıştım.

" Vira.... "
" ne Vira ? birde utanmadan  yüzüme bakabiliyorsun. eve gelmediğin her gün düşünmekten bittim ben , acaba kiminle ? Neden benden bu kadar sıkıldı  ? Neyine yetemedim? Diye düşünmekten kafayı yedim ben . Bitirdin sen beni . Beni  ne hâle getirdiğini görmüyor musun ? Birde utanmadan hâlâ karşıma dikilebiliyorsun. " oturup ağlamaya başladığım da ellerimle yüzümü kapattım.

" Vira... " dediğinde ellerimle gözlerimi silip
Başımı kaldırdım.  Mehmet ile göz göze geldiğim de gözlerinde anlayamadığım bir duygu vardı.

Koltuğun kenarından  destek alarak yerden kalktığında bir kaç adım geriye gitti. Koltuktan kalktığımda gözlerinin içine bakarak konuşmaya başladım.

" Mehmet sence de bizim için her şey  buraya kadar değil mi ? "

" istemiyorum,  sen  benim herşeyimsin " dediğinde tebessüm ettim.

" eğer herşeyin olsaydım, Herşeyin  olan beni böyle tüketmezdin.  Dediğim de biraz daha uzaklaştı benden. Elini arka cebine koydu. kaşlarım çatılı yaptığını izliyordum. Arka cebinden bıçak çıkardığında kaşlarım hayretle havalandı.

" Mehmet, ne yapıyorsun?"
" olmaz, senden boşanmam."
" sarhoşsun ve ne yaptığını bilmiyorsun" dediğim de kendisine yaklaşmaya çalıştım , izin vermeyerek eliyle beni durdurdu. Olduğum Yerde kaldığım da ne yapacağını izliyordum.  Az çok tahmin etmeme rahmen.

" Mehmet , gel otur konuşalım. " kafasını iki yana salladığında bıçağı kaldırıp boynuna dayadı. 
Küçük bir çığlık atarak yanına gitmeye çalıştım,  fakat bıçağı daha da boynuna bastırarak beni durdurmuştu.

" Ben sensiz bir hayat düşünemiyorum Vira, olmaz yapamam ."

" Mehmet ..."

" bir şey deme , ben seni anladım . Sen beni bitirdin , haklısın da. " dediği sırada bıçağı daha da  boynunu kesicek şekilde kaydırmıştı. Adım atacağım sırada eliye beni durdu. Boğazından çoktan kanlar gelmeye başlamıştı.

" Benden boşanmıycağını söyle. "
" Mehmet.. "
" boşanmayacağım de " diye bağırdığın da,  irkilmiştim.  Sanırım oyalayarak yaklaşmam lâzımdı.
Saçlarımı kulağımın arkasını sıkıştırıp bir iki adım Mehmete yaklaştım.

" konuşabiliriz Mehmet , ama öncelikle sakin olmalısın. " Dediğim de biraz daha sakinleşmiş gibiydi . Biraz daha yaklaştığım da aramızda bir adım kalmıştı.

" yani benden boşanmayacak mısın?" Diye sorduğunda bunun zor olucağını anladım.
Derin bir nefes alarak konuşmaya başladım.

" Mehmet,  nasıl olacak ? Beni nasıl salak yerine koyduğunu bildiğim halde nasıl bir daha başlayabilirim seninle?" Kaşları çatılmıştı. Fakat bıçağı boğazından indirmişti.

" hiç mi oluru yok?"
" Mehmet , bak..."
" hiç mi oluru yok? , cevap ver bana " ne cevap vereceğimi bilmiyordum .yalan söyleyerek umut vermekte istmiyordum.
Başımı eğdiğim de ne yapacağımı düşünmeye başladım.
"  gözlerime bak Vira ." Dediğin de başımı eğdiğim yerden kaldırdım. Eskiden aşık olduğum yeşil gözlerine baktım. Şimdi hiçbir  şey ifade etmeyen o gözlerine.

" anladım ben." Dediginde kaşlarım çatılmıştı. Anlamadığım bir andan bıçağı havaya kaldırım kalbine çevirmişti. Aramızda ki bir adımı hızlıca kapatıp bıçağı tutan elini tutup var gücümle durdurmaya çalıştım. Fakat nafileydi çok güçlü bir şekilde bıçağı saplamaya çalışıyordu. Ben bıçağı kendime doğru çekip elinden almaya çalıştıkça daha da çok güç sarfediyordu .

" Mehmet , bırak şu bıçağı sarhoşsun.  "
Dediğim de hırsla bıçağı tutan elini kendisine çekmişti benimle beraber .  bıçağı tutan elim ellerinin arasındayken bıçağın saplandığını hissetmiştim. Elimi çektiğimde  acıyla dolan yeşil gözlerine  bakıyordum. Şok geçirmiş bir şekilde ellerim yanlarıma düştüğünde ellerimin kanla ıslandığını hissediyordum.   Mehmet' in gözümün önünde yere düşmesiyle  çığlık atmam bir olmuştu. Bıçak çoktan kararmış kalbini bulmuştu.....

Evettt, geldik üçüncü bölümün sonuna. Biliyorum muhtemelen bölümler sıkıcı geliyor ama asıl heyecan veren bölümlere 4. Bölümde gelicez . Mutlaka yazım hatalarım,  küçük kusurlarım vardır. Yazdıkça,  geliştikçe düzeleceğine inanıyorum sizleri çoook seviyorum.

Sevgiler , mutluluklar ve huzurlarla:)

Instegram: nilaybozgan