Sweet Night

3.6K 321 84
                                    


İyi okumalar 💜

...

Colin'i çocukluğunun geçtiği evinin arkasında kalan ormanlıkta, kendi adının yazılı olduğu mezarın başında bulmamın ardından neredeyse beş ay geçmişti. Orada onu bulduğumdaki perişan hali gözlerimin önünden gitmiyordu. "Ölü bir adamım ben" demişti bana. "Annem, babam gibi sende beni terkettin". Omzumda hıçkıra hıçkıra ağlamış, onunla beraber bende ağlamıştım. Birini ne kadar çok seversen o kadar çok acıya maruz kalıyormuşsun bunu o gün öğrenmiştim. Çünkü bende sevdiğim adamın hayatından çekip gittiğimde bu acıyı kendime misafir etmiştim.

Beş ayın sonunda geldiğimiz nokta ise içler acısıydı. Namjoon'u bulmamız üç ayımızı almıştı. Onu bulduğumuzda sisteminin uzun süre şarjsız kalması sebebiyle hasar aldığını farketmiş, onu iyileştirmek için çabalamıştık. Şimdi aramızdaydı sağlıklı bir şekilde ve Jin ile beraber yeni bilinçli robotları duygular ve içimizde varolan hisler hakkında bilgilendiriyorlardı.

Aslında en başından anlatmak gerekirse hafızamın yerine gelmesini sağlayan hacker kızla iş birliği yapıyorduk. Kodlarımızın arasına gizlenmiş her birimizin içindeki o gizli ve parçalara ayrılmış David'in gizli programını bir araya getirebilmek için ona ihtiyacımız vardı. Tabi bu gizli kodları milyonlarca kodun içinden bulup diğer parçalarıyla birleştirmek ve onu yeniden programlamak sanıldığı kadar kolay bir iş değildi ve zaman almıştı. Kristen ise bu zaman boyunca bizimle kullanılmayan bu fabrikada beraber kalmaya başlamıştı.

Şimdi ise yüze yakın yeni bilinçli robotlarımız vardı. Bu robotları nasıl bulduğumuza gelirsek onları kaçakçıların elinden, dönüşüme gidenlerden almıştık. Önce onların hasarlarını gidermiş, sonra programı yükleyerek bizim gibi olmalarını sağlamıştık.

"Selam ne yapıyorsun burada?"

"Selam Kris. Oturuyorum öyle bir sorun mu var?"

"Kendini neden yalnızlaştırıyorsun, sürekli tek başınasın endişeleniyorum senin için"

"Yalnızım zaten bunun için ekstra bir şey yapmıyorum"

"Hey kas yığını ne demek yalnızım ben ve arkadaşların var haksızlık etme!"

Omzuma yumruk yaparak vurduğu için elini acıtsada gülümsemişti. "Acıdı mı elin?" dedim tuttuğu eline bakarak. "Yok canım ne acıması azıcık kırılmış olabilir sadece" dediğinde gülümsemem büyüdü. "Abartma istersen" dedim beraber ormanın içindeki toprak yolda yürürken.

"Bu arada kaçan robotlardan biri şehirde kargaşaya sebep olmuş, haberleri izledin mi?"

"Hayır ne olmuş?"

"İnsanlardan yardım istemiş sanırım. Duyguları ve bilinci olduğunu söylemiş"

"İnsanlara güvenmekle hata yapıyor, henüz bunun için çok erken"

"Öyle zaten sonu pek iyi olmamış. İnsanlar onu darp ederek parçalamış."

İşte beklediğim son buydu. İnsanlar bizi kabullenemeyecek ve yalnız kalırsak bizden kurtulmak isteyeceklerdi. Amacımız bir arada kalabalık bir şekilde insanların karşısına çıkmaktı. Ama çoktan robotlardan bir kaçı bizi terk etmiş, dışarıda yaşayabileceklerine inanmıştılar.

"Dünya gündeminde ilk sıralarda bu konu var. Şu an insanlar robotların gerçekten duygulara sahip olursa ne olacağını tartışıp duruyor. Kimisi bu robotların çoğalmadan yok edilmesi ve evlerdeki robotların iade edilmesini söylerken, kimisi ise o vahşi bir şekilde öldürülen robotun ölüm anının çok acı olduğunu ve bunu yapan insanların o robotlardan daha tehlikeli olduğunu söylüyor. "

Robot V / taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin