9

719 28 10
                                    

Orhan'ın dediklerinden sonra uyuyamamıştım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Orhan'ın dediklerinden sonra uyuyamamıştım. Tüm gece hareket etmemeye çalıştığım için gözüme bir gram uyku girmemişti. Şimdi ise hava aydınlanmaya başlamıştı.

Kalkıp kendime kahve yaptıktan sonra güneşin doğuşunu izlemenin keyifli olacağına kanaat getirdikten sonra hafif kıpırdanıp Orhan'ın kolunu üstümden çekmeye yeltendim.

İzin vermeyip beni daha da kendine çekince bu sefer onu dürtüp elini çekmesini söyledim.

Orhan: Gülgün, daha kargalar şeyini yemedi. Sabahın köründe nereye kalkıyorsun? Yat uyu.

Gülgün: Ne biçim konuşuyorsun öyle sen? Çek ellerini kalkacağım. Canım gün doğumu izlemek istedi.

Orhan: Eskiden de kalkıp izlerdin böyle, bari beraber izleyelim. Boşuna uyanmamış olayım.

Gülgün: Tamam, hadi kalk o zaman. Sabah kahvesi yapacağım kendime, sen de ister misin?

Orhan: Olur tabii, içimiz ısınır. Ben de üstümüze bir şeyler alıp gelirim. Hava soğuk, ayaz esiyor.

Gülgün: Tamam o zaman sen direkt terasa çıkarsın ben de kahveleri yaptıktan sonra gelirim.

Mutfağa girdiğimde kahve yapmak için dün aldığımız poşetlerden temiz suyu ve kahveyi çıkardım. Kahveleri yaptıktan sonra tepsiye koyup yukarı kata doğru çıkmaya başladım.

Orhan benden önce çıkmıştı yukarıya. Ben çıktığımda o da terastaki koltuğa oturmuş telefonla konuşuyordu.

Orhan: Dediklerimi anladın değil mi Mustafa? Gözün İfakat'in üzerinde olsun. Biz yokken ortalık karıştırmaya kalkmasın.

İki dakika önce huzurdan bahsetmiştim değil mi? Sabahın köründe bile bu kadının adını duyuyordum. Artık ister istemez yüzümde tiksinir gibi bir ifade oluşuyordu, kendimi durduramıyordum.

Orhan: Tamam Mustafa, hadi iyi günler.

Orhan telefonu kapattıktan sonra sanki hiçbir şey duymamış gibi yanına gidip kuruldum.

Yanına aldığı pikeyi üstümüze örtünce ben de kahvelerle birlikte getirdiğim eşofman üstünü giymesi için ona verdim.

Hiç konuşmuyorduk çünkü anın tadını çıkarmakla meşguldük. Güneş doğarken öyle güzel gözüküyordu ki bu manzara karşısında büyüleniyordum.

Ben hayranlıkla güneşi izlerken Orhan kahvesini önümüzdeki sehpaya bırakıp bana doğru döndü.

Orhan: Biliyor musun sen eskiden de böyle sabahları kalkıp bahçede güneşin doğuşunu izlerken ben de pencereden seni izlerdim bazen. Hep neden her sabah bunu yaptığını merak etmişimdir. Sahiden neden her sabah böyle bir şey yapıyordun?

Gülgün: Ben hiçbir zaman o evde rahat uyku uyuyamadım Orhan. Hiç uyuyamadığım zamanlarda sabaha kadar yanında yatıp düşüncelerimle boğuşurdum. Sonra daha fazla düşünmenin beni delirteceğine emin olduğumda güneşin doğumunu izleyip o gün her şeyin iyi olacağına kendimi inandırmak iyi hissetmemi sağlıyordu. Ama tabii her günüm cehennemi aratmadığı için ilaç kullanıp kendimi sakinleştirmeden duramıyordum.

Son Seslenişim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin