4

735 28 12
                                    


III. KİŞİ ANLATIMI:

Gülgün, kulaklarının uğuldadığını hissedince başını ellerinin arasına alarak bu durumdan kurtulmak istedi. Çünkü bu saatten sonra Orhan'ın ve İfakat'in karşısında aciz duruma düşmek istemiyordu. Ama başaramadı.

Kulaklarının uğultusuna bir de baş dönmesi eklenince dudaklarından bir inilti koptu. Daha fazla ayakta duramayacağını hissedip yere oturmaya çalışacakken yanında duran vazoya çarpıp yere düştüğünde Orhan ve İfakat telaşla odanın önündekinin kim olduğuna bakmaya gittiler.

Kapıyı araladıklarında yerde cenin pozisyonunda yatan Gülgün'ü görünce birbirlerine korkarak baktılar. İfakat, konuştuklarını duymuş olmaması için dua ederken, Orhan Gülgün'ü kollarının arasına alıp ayılmasını sağlamaya çalıştı.

Orhan: Gülgün! Bana bak! Çek ellerini başından! Bana izin ver hadi. Gülgün, bana bak kendindesin, iyisin. Bir şeyin yok. Kalk hadi! Gülgün bana bak!

Orhan'ın yalvarışlarına karşılık Gülgün kitlenmiş gibi ellerini kulaklarından çekemiyordu. Sanki kafasına büyük bir cisimle durmadan vuruyorlar gibi hissediyordu. Böyle kıvranması Orhan'ı daha fazla endişelendirirken Ferit ve Seyran duydukları bağırışmalardan dolayı hızla aşağı inmişlerdi.

Annesini yerde o şekilde gören Ferit, ne yapacağını bilememiş sanki eli ayağı tutulmuştu. Seyran ise aşağıya inip Asuman'lara haber vermiş ve Fuat abisinden arabayı hazırlatmalarını istemesini söylemişti. Hızla yukarı çıktıktan sonra hemen hastaneye gitmeleri gerektiğini söylerken Ferit'in hâla daha donmuş bir şekilde annesinden gözlerini çekemediğini görünce Ferit'in yanına gidip onu sarsmıştı.

Seyran: Ferit kendine gel bak annenin durumu hiç iyi değil. Onu hastaneye götürmemiz lazım, hadi.

Ferit kendine gelince İfakat yengesini ittirip babasının kucağından annesini aldı ve hızlıca merdivenlerden aşağı inmeye başladı.

Ferit: Anne, lütfen uyan anne! Aç gözlerini! Lütfen gitme, nolur! Abi, aç arabanın kapısını. Çabuk ol!

Abidin, hızlıca arabanın kapısını açarken, Orhan da diğer taraftan arabaya binip Ferit'in Gülgün'ü arabanın arka koltuğuna yatırmasına yardım etti. Ferit'te arabanın ön koltuğuna oturunca Abidin, hızlıca arabayı çalıştırıp hastaneye doğru sürmeye başladı.

Abidin: Oğlum ne oldu lan Gülgün hanıma? Ferit, kime diyorum. Söylesene!

Ferit: Bilmiyorum Abi, bilmiyorum. Bu sabah da başı dönmüştü. Ben o yüzden işten erken çıkıp alışveriş merkezine gittim. Hastaneye de gitmek istemedi. Şimdi ne oldu bilmiyorum.

Orhan: Abidin hızlı sür şu arabayı. Hızlan!

Abidin: Tamam Orhan bey geldik zaten. Az kaldı merak etmeyin.

Hastaneye geldiklerinde Orhan,arabanın kapısını açarak önce kendini dışarıya attı. Sonra da Gülgün'ü kucağına alarak hastanenin acil kısmından giriş yaptı.

İçeriye girdiklerinde hemen Gülgün'ü bir sedyeye yatırırlarken hemen kırmızı alana* aldılar. Doktorlar ilk müdahaleyi yaparken Orhan, karısının hiç tepki vermeden öylece sedyede yatışına kahroluyordu. Onun yüzündendi. Kesin İfakat'le konuştuklarını duymuştu.

Lanet etti, hem kendine hem de o kızıl cadıya. O kadınla karısını aldattığı için, karısını bu kadar çok üzdüğü için kendine kızdı. Çok kızdı. Ama fayda etmezdi.

Otomatik kapının kapanmasının ardından Orhan kendini koridordaki oturma yerlerine attı. O sırada Ferit'le Seyran içeriye girdi.

Ferit: Baba, ne oldu? Annem içeride mi?

Son Seslenişim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin