Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ferit'in yakarışları hâla kulağımdan gitmiyordu. Bana eve dönerken arkadan birinin onlara çarptığını ve bu yüzden şerit değiştirip karşıdan gelen arabayla çarpıştığını söyledi. Ben de hemen hangi hastaneye gittiklerini öğrenip Orhan'a söyledim.
Stresten titriyordum. Ferit arabayı kendi tarafına doğru kırdığı için araba Seyran'ın oturduğu kısma daha hızlı çarpmış. Ferit'te pek bir şey yokmuş ama Seyran'ın durumu ağırmış.
Gülgün: Orhan, nolur daha hızlı sür şu arabayı!
Orhan: Sakin ol Gülgün! Ferit ne dedi doğru düzgün söyle şunu!
Gülgün: Kaza yapmışlar işte Orhan! Ferit'te pek bir şey yokmuş ama Seyran'ın durumu kötüymüş! Allahım lütfen ona bir şey olmasın.
Buğulanan gözlerimi elimin tersiyle sildikten sonra telefonu elime alıp Fuat'a durumu haber vermiştim. O da Asuman'la birlikte hastaneye geleceklerini söyleyip telefonu kapatmıştı.
Hastaneye vardığımızda hızlıca arabadan inip içeriye doğru yürüdüm. Ferit görüş alanıma girdiğinde adımlarımı daha da hızlandırıp "Ferit!" diye seslendim.
Bitik haldeydi, bir gün de yaşlanmıştı. Yanına vardığımda hemen onu kollarımın arasına alıp sardım. Tepkisizdi. Sanki ruhu çekilmiş, konuşmayı unutmuştu. Geri çekilip yüzünü ellerim arasına alıp saçlarını gözlerinin önünden çektiğimde gözlerini gözlerime dikti.
Ferit: Anne, bir şey olmaz değil mi? Seyran ölmez. Bence ölmez anne, neden ölsün ki? Neden bıraksın beni?
Çaresizce sorguluyordu her şeyi. İnanmak istemiyordu belki de. Birden kendini üstüme doğru serbest bırakınca onu tutmakta zorlandığım için yere düştük. Artık içi çıkarcasına ağlıyordu.
Ferit: Anne lütfen kurtar Seyran'ı. Ölmesin lütfen! Ben onsuz ne yaparım anne? Gitmesin!
Gülgün: Tamam oğlum, tamam ölmeyecek Seyran. Bak doktorlar bunun için uğraşıyor. Senin için yaşayacak tamam mı? Ama bu halin ne bize ne de Seyran'a yardımcı olmuyor. Kalk! Güçlü dur, onun sana ihtiyacı var. Sen güçlü duracaksın ki o da bir bekleyeni olduğunu bildiği için senin için savaşacak oğlum. Hadi kalk!
Yerden onu kaldırınca hırsla gözlerini silip Orhan'a döndü. Orhan ise onun bu haline dayanamayıp ona sıkıca sarıldı.
Orhan: Merak etme oğlum, Seyran oradan çıkacak. Sana geri dönecek. Bırakma kendini, dik dur. Hadi koçum.
O sırada ameliyathaneden doktor ve yanında iki hemşire çıktı ve bize doğru geldiler.
Doktor: Ameliyat son derece başarılı geçti. Seyran hanım çok güçlü bir kadın. Ayağında ezilme olduğu için birkaç hafta kendi başına ayağa kalkmaması gerekiyor ve tabii biz de kendisini ve küçük bireyimizi birkaç gün burada ağırlamamız gerekecek. Geçmiş olsun.