İNTİHAŞK

Küçük Hayaller

"Gönül yarası bir gün geçer mi? "

124 okunma ile size bir sürpriz yapmak istedim ballarım. Hepinize tekrardan teşekkür ederim. İyi okumalarr...

🎭

Aradan dört gün sonra (Gizemden)

Yoğun bakımdan çıkalı üç gün oluyordu. Bugün taburcu olucaktım. Eren benden sanarım iki ya da üç gün önce taburcu olmuştu.

O sıra da oda'nın kapısı açıldı. İçeri'ye Eren girdi. "Günaydın, burada herhangi bir eşyan var mı? " diye sordu. Dolapta kıyafetlerim vardı. "Evet, dolapta kıyafetlerim var. " dedim. Eren ise kafasını salladı.

O sıra da içeriye hemşire girdi ve bana tebessüm etti. Bende aynı şekilde ona tebessüm ettim. Yanıma geldi ve kolumdaki serum'u çıkardı. Daha sonra doktor geldi ve son kontrolleri yaptı.

🎭

Tüm herkes Eren'in evindeydi. Eren'in arabasına binmiş gidiyorduk. Eren bana onun yanında kalabileceğim hakkında açıklamalar yapıp duruyordu.

Bense ona sadece kafamı sallıyordum. "Sen bu arabayı ne zaman aldın? " diye sordum. Gülümsedi, "Ben almadım ki, ailem aldı. " dedi. "Zengin olduğunu bilmiyordum." dedim.

"Zengin değilim. "
"Zenginsin. "

"Zengin değilim. "
"Zenginsin. "
"Hayır değilim. "
"Zenginsin. "
"Zenginim. " bir anda afalladı. Ben ise zafer kazanmış bir şekilde ona bakarak gülümsedim. Araba kırmızı ışık da durunca, Eren ellerini havaya kaldırarak, "Teslim oluyorum, sen kazandın. " dedi. Güldüm, "Işık yandı. " dedim ve o da arabayı sürmeye devam etti.

"Eren, " dedim. Bana baktı ama bir yandan da araba sürüyordu, "efendim, " dedi. "Rüyam da gördüğüm kızı sen biliyor musun? " diye sordum. "Biliyorum, eğer bu gece o imkansız hayalimi gerçekleştirmeme izin verirsen, söylerim. " dedi, fakat sırıtmaya başladı. "Hayalin ne ki? " diye sordum . "Onu akşam görürsün balım. " dedi.

O sıra da Eren araba'yı park etti. Bende kapıyı açıp dışarı çıktım. Eren anahtar ile evin kapısını açtı.

İçeri'ye geçtiğim gibi, Aysun ve İrem'in üstüme atlaması bir oldu. İkisi'nin parfüm kokusu birbirine karıştığı için midem bulanmıştı."Bu kadar parfüm yetmemiş, direk kafanıza boşaltsaydınız! " dedim. Onlar somurtarak bir şeyler dedi, fakat duymadım.

O sıra da Mete yanıma gelip bana sıkıca sarıldı. "Oy," dedim. Sarılmamız bu sefer kısaydı. Akın ile sarılmak yerine tokalaştık. Sıra Kaan ve Enes'e geldiğinde tek tek sarıldım. Eren bir anda bağırdı, "Lan ben yaşam belirtisi verdiğimde niye sevinmediniz! " dedi.

Kaan gülerek Eren'e baktı, "Kızı mı kıskanıyorsun lan, yavşak! " dedi. Eren ona dik dik baktı, "bak sus, döverim seni oğlum! " dedi. Kaan bir anda masum bakışlarını, Eren'e yöneltti. "Tamam ya, ne kızıyorsun! " dedi. En sonunda bir kahkaha patlattım.

Eren bana parlayan gözleri ile baktı, "Uzun zaman sonra," sırıtıyordu. "seni gülerken görmek güzel. " dedi. Bir anda Akın, "Ya ben sizi çok yakıştırıyoum, acaba siz e-" sözünü bitirmesine izin vermeden, "Akın, elimin tersindesin! " diye bağırdım. Eren bana baktı ve, "Sinirlendirmeyin balım'ı, aman aman döver falan! " dedi. O sıra da gözüme gri renkli  bir terlik çarptı. Bir terliğe bir de Eren'e baktım.

Şimdi geberttim seni Eren.

Kimse'nin beklemediği bir anda yerdeki terliği alıp, Eren'in kafasına fırlattım. Etraftan kıkırdama sesleri geldi. "Ulan, " dedi Eren. "Gizem! " dedi. "Ulan kafam! " onun kıvranan halini gördüğümde bir kahkaha daha patlattım. "Hahaha, ne kadar komik ya! " dedi.

"Komik, " dedim.
"Değil, "
"Komik, "
"Değil, "
"Komik, "
"Değil, "
"Komik, "
"Değil, "
"Komik, "
"Komik. " sırıttım, "Eren Alkay, kaybettin!" dedim. "Bir günde iki defa kaybettin." Eren omuz silkti ve koltuğa oturdu.

"Küstün mü? " diye sordum. Cidden küstün mü? Eren cevap vermedi. Bende onun karşısında ki koltuğa oturdum. Bu sefer de ilk göz temasını kesen kaybederdi.

İrem, "Bunlar işsiz. " dedi. Akın da "katılıyorum." dedi.

En sonunda Kaan beni sarsınca, göz temasını kestim. Eren bir anda bana bakarak sırıttı. "Kaybettin, Gizem Karakum. " dedi. "İyi ki sende bir kazandın, ha! " dedim. "Sen kazansam bana daha çok laf atardın. " "Hile var! Banane. " dedim. Eren omuz silkti, "Kazandım mı? Kazandım, o zaman sus! " onun ile uğraşmam onu eğlendiriyordu. Sırıtması daha fazla büyüdü.

Eren ile bir daha savaşa girmemek için herkese kahve yaptım. Eren'in kahvesine bir kaşık tuz koymuştum. Tüm herkes'e kahvesini verdim. Eren'e keyif dolu bir gülümseme ile bakıyordum. O sıra kahvesinden bir yudum almıştı ki püskürtmesi bir oldu. Ben gülmeye başladığım da Eren, "bu ne ulan! " diye bağırdı. "Ulan, Gizem! " dedi. "Hadi seni istemeye gelsem neyse de, istemeye gelmedim ki! " dedi. Omuz silktim.

Aradan iki saat sonra herkes gitmiş, Eren ve ben kalmıştık. Hava kararmaya başladığında, Eren'in o küçük kız hakkında ne diyeceğini çok merak ediyordum. Eren odasında ben ise salonda oturmuş öylece düşünüyordum. Saat'in dokuz olmasını bekledim. Dakika başı saat'e baktıktan sonra, saat dokuza geldiği gibi hızlıca Eren'in kapısını tıkladım. Daha sonra içeri girdim.

"Rüyam da gördüğüm kız kimdi? " diye sordum. Girdiğim gibi bunu sormam, Eren'i şaşırtmadı. Oturduğu çalışma masasından kalktı. Bende yanına gittim.

"Hayallimi gerçekleştirmedin. " dedi. "Hayalin ney? " diye sordum. "Hayalim," dedi. Sustu,
"Susma, konuşsana! " dedim. "Umarım bu isteğim karşısında benden soğumazsın Gizem, öyle bir şey olursa kendimi asla affetmeyeceğim. " dedi.

Hayali ne olabilirdi ki? Diye düşündüm. Eren bana büyük bir adım attığında orada öylece durdum. Saçları alnına düşmüştü. Gözleri ilk defa  bu kadar anlamlı bakıyordu. Aramızda beş ya da altı cm vardı. Aşırı yakındık.
Eren bir anda dudaklarıma baktı. Bir dudaklarıma bir gözlerime bakıyordu
Hayır.
O sırada alt dudağını ısırdı.

Tam geri çekilecekken belimden beni yakaladı, hiç beklemediğim bir anda dudaklarını, çatlamış dudaklarım ile birleştirdi.

Eren'in hayali beni öpmekti. 

Eren'in hayali'nin böyle bir şey olacağını düşünmemiştim.

Bölüm sonu: Hep mutsuz şeyler yazmayayım, azıcık okuyucularımı mutlu edeyim dedim. Nasıl olmuş amaa:D (Bir daha ki bölümlerde bana güvenmeyin. )
Aslında aşırı üzücü bir şey yazıcaktım, vazgeçtim. Neyse ballarım, umarım beğenmişsinizdir. Bir daha ki bölümde görüşmek üzere...